English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / portugués → turco / Gunner

Gunner traducir turco

125 traducción paralela
Calaway, Colega de armas. segunda classe,'44,'46.
Calaway, Gunner'ın arkadaşı, 2'nci sınıf,'44,'46.
Acho que o artilheiro SnoWhill é um mentiroso!
Gunner'ın ikinci kaptanı Snowhill'in bir yalancı olduğuna inanıyorum.
Estava a pensar que podíamos ir dar um passeio mais tarde, talvez ir até à Passagem do Gunner uma última vez.
Düşündüm de sonra bir yürüyüşe çıkabiliriz. Belki son bir defa baş başa kalırız.
Vamos, Gunner. Vamos!
Hadi Topçu.
Você trabalha em correspondência, não, Gunner? - Sim.
- Posta odasında çalışıyorsun, değil mi?
- Onde está Gunner?
- Gunner nerede?
Olá, tudo bem?
Selam. Ben Herb Gunner.
- Toma, Gunner.
- Al bakalım Gunner.
Gunner, vai para o carro.
Gunner, arabaya.
Abranda, Gunner.
Yavaşla Gunner.
É o Gunner.
Gunner.
Gunner, quieto.
Gunner, dur.
Gunner, queres subir para cima da cama, companheiro?
Gunner, yatağa mı çıkmak istiyorsun?
Não devia tentar ser tão esperto como o Gunnar.
Hiç bir zaman gunner la boy ölçüşmemeliyim.
Querias falar comigo? - Sim, estás pronto para filmar a cena?
Selam tatlı anne Beni mi görmek istedin evet Gunner sahneyi çekmeye hazır mısın?
O novo dos Keane é bom, ou Modest Mouse, Pilot to Gunner.
Keane çok iyi. Modest Mouse'da öyle. Pilot to Gunners olabilir.
Olá, Gunner.
Selam Gunner.
- O Gunner deu um pum.
- Gunner benim kucağımda oturuyor.
Gunner, fica aí.
Gunner, buraya gel.
Mas o Gunner está ocupado agora, ele é o único que sabe usá-lo.
Evet ama Gunnars'ın işi var ve onu kullanabilen tek kişi o.
Quando começámos a filmar o "Gunner Palace" em Bagdad ( Michael Tucker : co-realizador de "Gunner Palace" ) os soldados no palácio tudo o que pediram foi que contasse como tudo é.
"Topçu Sarayı" nı çekmeye başladığımızda Bağdat'ta askerlerin istediği tek şey orayı olduğu gibi anlatmamdı.
O Gunner e o Listas.
Bunlar, Gunner ve Lists.
Gunner, Listas.
Gunners, Lists...
Gunner!
Gunner.
Gunner, Gunner!
Gunner, Gunner.
Bem, pelo menos, deixe Bradley e eu - verificarmos o apartamento dele. - Jesus, Gunner!
En azından, Bradley ile ben onun apartmanını kontrol etmeliyiz.
- Poderíamos encontrar...
Tanrım! Gunner!
É isso que Gunner queria esconder!
Gunner'ın sakladığı şey buydu!
Olha, Gunner, eu tinha uma história para escrever, e era sobre como se sentia.
Bak, Gunner, bir hikayem var, ve bu senle ilgili.
Gunner, que raios te aconteceu?
Gunner, n'oldu sana?
Gunner, espere!
Gunner, bekle.
Vá com Gunner!
Gunner'la git.
Gunner, tome a guitarra.
Gunner, gitarı al.
Gunner, o que aconteceu aos outros?
Gunner, diğerlerine n'oldu?
- Promete que levarás isso contigo. Promete-me, Gunner!
Bunları çıkaracağına söz ver.
Promete-me!
Söz ver bana, Gunner! Söz ver!
Gunner, não posso simplesmente me sentar aqui e não fazer nada... enquanto as pessoas estão lá fora a morrer.
Gunner, dışarda insanlar ölürken, bir şey yapmadan öylece oturamam.
Chama-se Gunnar Haas, recluso número 32587 da Prisão de Segurança Média de Madras.
İsmi Gunner Haas,... tutuklu numarası 32587,... Madras'ta orta seviye güvenlikli hapishanede.
Ligo-te daqui a uma hora e quero-te à porta da Prisão de Madras com o Gunnar ao teu lado.
Seni bir saat içinde arayacağım,... ve Gunner ile birlikte sana Madras hapishanesi dışında ihtiyacım var.
- Billy, quero tudo sobre o Gunnar Haas. - Estou a tratar disso.
Billy, Gunner Haas ile ilgili bulabileceğimiz her şeyi istiyorum.
Quando o Mike tiver o Gunnar, fará a troca pela embaixadora.
Önemli bir şey değil. Mike, Gunner'ı aldığında elçi ile takas edecek.
Como assim, não podemos soltar o Gunnar Haas?
Ne demek Gunner Haas'ı serbest bırakamadık?
Nada que sugira por que o raptor ou Gunnar Hass a querem.
Hala fidyeci ya da Gunner Haas'ın aleti istemesinin sebebini bilmiyoruz.
Escolha um lugar, Gunner.
Yerine geç Gunner.
Gunnar!
Gunner!
- Gunnar!
- Gunner!
Gunnar, último aviso.
Gunner, son şansın.
Depois de finalizarmos a edição do "Gunner Palace"
"Topçu Sarayı" nı düzenlemeyi bitirdikten sonra sınıflandırılması için onu ASFD'YE gönderdik.
Tunar,
Gunner,
Gunner disse que já periciaram, mas não parece que alguém esteve aqui!
Gunner, burada birilerinin olacağını söyledi, ama hiç öyle gözükmüyor.
Consigo ver o Gunnar.
Gunner orada görebiliyorum.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]