Translate.vc / portugués → turco / Gurú
Gurú traducir turco
502 traducción paralela
E ainda não me casei. Então meu guru sugeriu que eu estudasse antropologia.
Vasimin önerisiyle antropolojiye başladım.
- Estou orgulhoso de si, sim.
- Seninle guru duyuyorum.
Guru, estou realmente tentando.
Guru, gerçekten deniyorum.
E assim apareceu o superguru.
Böyle buyurdu süper guru.
Meu Guru.
Öğretmenim, Guru'm.
Eu tenho um guru de Spokane e mais dois sensitivos que têm visões da Virgem Maria.
Spokane bölgesinden bir bilge ve Bakire Meryem'i görebildiğini iddia eden iki vaiz daha var.
És o meu melhor amigo o meu mais alto Guru e o meu senhor.
Sen en iyi dostum en büyük rehberim ve yüce efendimsin.
Há muitas delas por todo o sudeste asiático, à procura de um guru, disciplina espiritual, sabe-se lá o quê.
Güneydoğu Asya'da bu tür bir çok insan var, bir lider arıyorlar, ruhsal disiplin, ya da bu tür şeyler.
Depois, a voz do anunciante diz : "Senhoras e senhores, o vosso guru do desconhecido, o mestre dos milagres, o Grande Sheldrake!" Aplauso!
Sonra anons sesi diyor ki "Bayanlar ve baylar bilinmeyen diyarından gelen mucizeler uzmanı karşınızda muhteşem Sheldrake!" Alkış!
Felizmente para nós, o Hawkes é um guru de matemática.
Bunu ona götürmeyi ve fikrini almayı düşünüyorum.
- O Snouth é como se fosse o nosso guru. - Peço desculpa?
Evet, evet, kendisi sanki bizim adeta gurumuz gibi.
O nosso guru, sabes?
Pardon? Gurumuz.
Quem disse que és a especialista, a guru?
Seni uzman, doktor, guru kılan ne?
Bebemos água.
Bu tip şeylerle, guru duymuyorum Marcie.
- Isso é coisa de guru?
Bunlar Guru lafı mı? - Evet.
- Eu devia virar um guru. - Estás sendo sarcástico?
Belki de Guru olmalıydım.
Prometi ao meu guru meditar.
Ben TM'deyim. Guru'ma söz verdim.
Onde foste buscar essa, a um guru de cientologia?
Bunları kimden öğrendin?
Acho que ou estavas com medo, ou então estavas a ficar muito ligado a esse cabrão desse guru do surf teu amigo.
Bence ya korktun ya da bu sörf gurusuyla fazla yakınlaştın.
É o guru.
Mürşit arıyor.
Sabe, na verdade tenho uma guru indiana.
- Hint gurusu bir arkadaşım var. - Öyle mi?
Sim? Essa guru é uma professora genial.
Harika bir öğretmendir.
Es o guru da felicidade?
Peki sen mutluluk abidesi misin, Jack?
- Em 1979 vi um guru chamado Sai Baba criar um banquete completo a partir do nada.
- 1979'da, Sai Baba adlı bir gurunun yoktan yiyecek yarattığına şahit oldum.
Eu sou o Guru Saj.
Ben Guru Saj.
Quero dizer-lhe que nunca procurei um guru, portanto...
Dinle, söylemem lazım, daha önce hiç guruya gelmemiştim...
Olá. Eu sou o Guru Saj.
Merhaba ben Guru Saj.
Acho que o Jerry é medium dum guru.
Hint fakirleri gibi pek felsefi.
Esse guru conseguia elevar a temperatura corporal quando queria?
Ee, bilgenin ateşi daha da yükseldi mi?
Depois de uma noite de leitura espiritual com o seu guru jeitoso, a Samantha começou a sentir coisas que já não sentia há muito tempo.
Gurusuyla yaşadığı ruhani deneyimden sonra Samantha kendini uzun zamandır hissetmediği kadar hayal kırıklığına uğramış ve azgın hissetmeye başladı.
Fazes o meu estilo de guru!
- Doğum günün kutlu olsun.
Queríamos visitar um guru vivo.
Ruth yaşayan bir guruyu ziyaret etmek istedi.
- Levou-a ao guru?
Onu da guruya götürdün mü?
- O guru da cardiotorácica?
- Kardiyotorasik gurusu mu?
Barb, a nossa guru da Bolsa.
Barb, borsa uzmanımız.
John David Rage, guru da auto-ajuda.
John David Rage. Psikolojik danışman.
Aquele é o Guru da faculdade.
Gurukul'un müdürü.
Orgulho-me muito destes móveis.
Bununla guru duyuyorum.
O Guru Original.
- İ.G. İlk guru.
Qual foi o guru tonto que lhe ensinou isso?
- Bunu sana hangi salak öğretti?
Viva os guerreiros do Grande Guru.
Büyük Guru'nun savaşçıları!
Viva a vitória do Grande Guru.
Büyük Guru'nun zaferi!
É o tipo que é guru na TV.
TV'deki müthiş adamsın.
Orgulho-me de poder fazer um acordo com qualquer um, e quero dizer qualquer um.
Hiçkimseyle hiçbir şekilde anlaşma yapmadığım için kendimle guru duyuyorum
Amanhã, ela vai cantar no Guru.
Ah, yarın Guru'da sahne alacak.
O partido está orgulhoso de vocês.
Parti sizlerle guru duyuyor.
O guru de Silicon, Francis Benoit, deixou a La Honda para ir em busca de dinheiro.
Silikon gurusu Francis Benoit para için La Honda'yı terketti.
Estou a fazer sexo com um guru.
Bir guruyla sevişiyorum.
Guru, qual é a posição mais sagrada?
Oh, guru En kutsal pozisyon hangisi?
Podes não acreditar, mas, na Índia, o sexo dos gurus é muito rápido.
İnanması zor ama, Hindistan`da guru seksi çok hızlıdır.
O Ramu é o guru do sexo.
Ramu seksin gurusu.