Translate.vc / portugués → turco / Harrison
Harrison traducir turco
2,240 traducción paralela
Já estou de saída.
Tam da çıkıyorduk Harrison.
Tem de soltar o Harrison.
Harrison'ı bırakın gitsin.
Mas, se soltarem o Harrison, então vou falar.
Eğer Harrison'ı bırakırsanız sizinle konuşurum.
Duas horas de folga, enquanto o Harrison está no infantário.
Harrison anaokulundayken iki saatim boş oluyor.
Querido, não sei como ele é no trabalho, mas depois de o veres a ler "Toda a gente faz cocó" ao Harrison, vais perceber que ele é um coração mole.
Hayatım, işte nasıldır bilmem ama Harrison'a "Herkes Kaka Ediyor" u okurken görsen ne kadar yumuşak biri olduğunu anlarsın.
Devia ir deitar o Harrison...
- Harrison'ı yatırayım ben.
Acho que o Harrison está um pouco assustado com isso tudo.
Harrison bu olaydan biraz korkuyor sanırım.
Penso na vida que irei perder. No Harrison.
Kaçıracağım hayatı düşünüyorum.
Vou sentir falta de ver o meu filho a crescer.
Harrison'ı. Oğlumun büyüdüğünü göremeyeceğim.
Tenho a peça da Arca de Noé do Harrison, esta tarde.
Öğleden sonra Harrison'ın Nuh'un Gemisi gösterisine gideceğim.
Viu o Harrison?
Harrison'ı gördünüz mü?
O Harrison também precisará de um bom pastor.
Harrison'a da önünde sonunda iyi bir çoban gerekecek.
Com o Harrison a crescer, tenho pensado mais no que acredito, e não são muitas coisas.
Harrison büyüdükçe neye inandığımı daha da düşünür oldum. Listede yer alan şeyler az sayılır.
Por muito que eu queira que ele seja sempre assim, por enquanto, os únicos lobos para ele devem ser os de contos de fadas.
Harrison'ın hep böyle kalmasını istesem de bundan böyle hayatındaki kurtlar sadece masallardakiler olacak.
Na idade do Harrison tudo é importante.
Harrison'ın yaşındayken her şey önemli gelir.
Não tenho baby-sitter para o Harrison.
- Harrison'ın bakıcısı yok.
É o meu filho, Harrison.
Oğlum Harrison.
- Está bem. Harrison, vai buscar o carro.
- Harrison, arabayı getir.
O Harrison não se está a sentir muito bem.
Harrison pek iyi değil.
Achas que devemos telefonar à Astor e ao Cody para eles saberem que o Harrison está a ser operado?
Astor ve Cody'yi arayıp Harrison'ın ameliyatını söylesek mi?
O Harrison está bem.
Harrison düzeldi.
Olá. Como está o Harrison?
- Alo, Harrison nasıl?
- O Harrison está a dormir.
- Harrison mışıl mışıl uyuyor.
Deixei-o ao lado do Harrison, no apartamento.
Harrison'ın kaldığı yere bırakmıştım.
- Ok. Não vieste só perguntar pelo Harrison, não é?
Buraya kadar sadece Harrison'ı sormak için gelmedin, değil mi?
Obrigado, Harrison, por colocares o meu amigo a dormir.
Bizim ufaklığı uyutmaya yardım ettiğin için ben teşekkür ederim, Harrison.
O Harrison tem um apartamento inteiro ali.
Bütün ev Harrison'ın zaten.
E talvez tu pudesses guardar as fotos na mesa do Dexter, para o Harrison não ver.
Sen de fotoğraflarını Dexter'ın masasında bırakırsın belki. Böylece Harrison görmez.
Eu encontrei-o nos brinquedos do Harrison.
- Buldum. - Teşekkürler. - Harrison'ın oyuncak kutusundaymış.
Ela tem que vigiar melhor o Harrison.
Harrison'a adam gibi baksın şu kız.
Ouviste isso? Olá, Jamie, se o Harrison já estiver deitado, talvez devesses ir para casa.
Jamie Harrison yattıysa gidebilirsin sen.
Precisas admitir que isto não é bom para o Harrison.
Deb, sen de kabul et ama. Harrison'a kötülük ediyorsun.
Nós somos todos estrelas de rock, caralho.
Hepimiz adamın kralıyız. Harrison sabah biraz kötü görünüyordu.
O Harrison pareceu um pouco distante hoje de manhã. Posso ir verificar com a Jamie?
Jamie'yi arasam olur mu?
O Harrison adormeceu de forma fácil?
Harrison sakin miydi bugün?
O Harrison parece gostar da tua cama, adormece rapidamente.
Harrison, yatağında mışıl mışıl uyuyor.
É melhor eu ir dar uma espreitadela ao Harrison. - Sim.
Ben gidip Harrison'a bakayım.
A Jamie disse que está a tomar conta do Harrison uns dias.
Jamie birkaç gündür Harrison'a baktığını söyledi. Evet.
- Olá. O que te traz aqui? Estávamos na aula de música do Harrison e ele queria ver o pai.
- Harrison'ın müzik dersinden çıktık da babasını görmek istedi.
Estou cansado, e quero passar mais tempo em casa com o Harrison.
Çok yorgunum. Harrison'la vakit geçirmek istiyorum.
Vou dizer boa noite ao Harrison, e depois ponho-me a caminho.
Harrison'a iyi geceler deyip yola çıkacağım.
Só vim dizer boa noite ao Harrison.
Harrison'a iyi geceler demek için geldim.
Vou dar-lhe banho.
Harrison'ı yıkayayım ben.
- Harrison! - Biscoito.
Harrison.
Quero ser um pai melhor para o Harrison.
Harrison'a daha iyi bir baba olmak istiyorum.
Harrison e Cermak.
Harrison ve Cermak.
Claro, o que pode ser dito sobre a morte de Harrison é que colocou um silenciador na Exposição de Columbia.
Tabii Harrison'un ölümüyle ilgili en çok konuşulan...,... Dünya Kolombiya Fuarına nasıl gölge düştüğüydü.
- Não! - Harrison!
- Harrison.
- O Harrison?
- Harrison mı yaptı?
- Mas o Harrison...
- Harrison- -
Podes agradecer, Harrison?
Tamam mı?