English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / portugués → turco / India

India traducir turco

514 traducción paralela
Perguntam se Vc. pode Ser sua india.
Coleman'ın seni eş olarak istediğini söylüyor.
Está dizendo que eu sou sua india?
Benim senin kadının olduğumu söylüyor.
Coleman não pode encontrar uma india solteira?
Yani Coleman kendine bir eş satın alıyor diyebiliriz, ha?
Comprar-me como se fora uma india.
- Beni kızılderili kadınlar gibi satın almaya başka kim yeltenebilir ki?
Eu o vi indo com sua nova india para o río.
Baharda yeni eşi ile birlikte hemen şuracıkta kamp kurmuştu.
- Muito obrigado, Índia.
- Hoşbulduk, India.
Que lindo vestido, Índia! Lindíssimo, querida.
India Wilkes, ne güzel bir elbise!
Não é justo, Índia.
Haksızlık etme, India.
E se não for muito incómodo, Índia Wilkes, gostaria que me dissesses porque me olhas assim.
Zahmet olmazsa, India Wilkes neden dik dik baktığını söyle. Yüzüm yeşile mi dönmüş?
- Cala-te, India.
- India, sus. - Boşver.
A Índia odeia-me tanto.
India benden nefret eder.
A Índia não pôde vir.
India gelemedi.
- Uma flecha india.
- Kırkdörtlük mü? - Kızılderili okunun başı.
Quê, enrolada numa manta como uma india?
Bir kızılderili gibi battaniyeye sarılı halde mi?
Após da meses de preparações secretas... no Quartel General base de Mountbatten na India... operações combinadas de grande alcance, estava prestes a começar.
Aylarca süren gizli hazırlıklardan sonra... Hindistan'daki Mountbatten ana karargahında... geniş kapsamlı, ortak bir harekat başlamak üzereydi.
A minha velhota espera que eu pessoalmente cace o Adolf Hitler... e aqui estou eu na India.
Karım Adolf Hitler'i yakalamamı istiyor... bense Hindistan'dayım.
Na India, para homenagear os convidados em ocasiões especiais, as mulheres decoram o chão das suas casas com farinha de arroz e água.
Hindistan'da bazı özel durumlarda konukları onurlandırmak için kadınlar, evlerinin tabanlarını pirinç unu ve sudan yaptıkları bir bulamaç ile süslerler.
Ainda assim, acho que o facto de vivermos na India nos dava um toque especial.
Yine de... Hindistan'da yaşamak, bize özel bir nitelik kattı sanırım...
A Casa Pequena, a nossa aldeia, Bengal, India,
"Küçük Ev." Köyümüz Hindistan, Bengal, Batı Yarıküre ve Dünya!
Na noite mais escura em Outubro, acendem-se milhões de luzes por toda a India.
Ekim'in en karanlık gecesinde, Hindistan'ın her yerinde milyonlarca kandil yanar.
Tal como ela ganhou a vida a contar as histórias das mil e uma noites aos Cavaleiros das Arábias, eu decidi-me a conquistar o seu coração com os contos da nossa India.
Binbir Gece Masalları'ndaki Şehrazat'ın... 1000 masal ile hayatını kazandığı gibi... ben de onun kalbini, Hindistan'la ilgili hikâyeler anlatarak kazanmaya karar vermiştim.
Não tenciono acabar a lavar roupas num riacho... e cozendo tortilhas como uma India.
Bir hendeğin içinde çamaşır yıkamak ve yerliler gibi pide yoğurmaya niyetim yok benim.
Sr. Hendricks, poderia lhe fazer um tour... de cor, desde o Kensington Gardens até o East India Docks.
Bay Hendricks, size gözüm kapalı Kensington Bahçeleri'nden Batı Hindistan limanlarına kadar... tur yaptıra bilirim.
Eu sei o que vai dizer... mas por favor, não me mande de volta para a India.
- Ne söyleyeceğinizi biliyorum ama lütfen beni Hindistan'a geri göndermeyin.
Não intenciono mandá-la de volta à India.
Onu Hindistan'a geri göndermek gibi bir niyetim yok.
Como foi a India? India?
Hindistan nasıldı?
A mulher India pode arranjar-nos problemas... com a lei.
yerli kadın, bizim için sıkıntı verebilir... kanuna göre.
- Onde está a India?
- yerli kadın nerede,?
Gostava de ter dado os $ 100 para a mulher India.
yerli kadın için 100 $ istemiştim.
Ela é melhor que a tua Squaw India?
O, senin Kızılderili kadından daha iyi mi?
Ela é india.
Kızılderili'dir.
Não consigo entender como um homem que casou com uma india tem objecções de ser pendurado ao lado de um homem amarelo.
Kırmızı bir kadınla evlenen biri neden sarı bir adamla birlikte asılmaya razı olmaz, anlamıyorum.
Eu quero ver algumas cenas de uma película de orçamento baixo... que estamos filmando em India.
"Birazdan sizinle ilgileneceğim. Önce Hindistan'da çektiğimiz.. ... düşük bütçeli filmden bir kesit izlemek istiyorum."
Quero ir para Bombay, na India, e tornar-me uma estrela de cinema.
Hindistan'a, Bombay'a gidip bir film yıldızı olmak istiyorum.
Sob as ordens do Comandante Supremo das forças de Sua Majestade na India.
Hindistan'daki en yüksek Kraliyet Askeri Kuvvetler Komutanı'nın emriyle.
Eu nunca tinha estado na Suíça, mas a beleza da paisagem lembrava-me as regiões fronteiriças do noroeste da India.
Daha önce İsviçre'de hiç bulunmamıştım ama doğası bana Hindistan'ın kuzeybatı vilayetlerindeki o dayanılmaz güzelliği hatırlatmıştı.
- Vejo que serviu na India.
Hindistanda hizmet yapmış.
Não custa dizer que um homem com tal porte, expressão de autoridade e pele queimada do sol seja mais do que soldado e que regressou da India.
Yüzünde bu denli oteriter ifadesi olan bir adamın bir erden daha yüksek rütbeye sahip olduğu ve teninden hindistanda uzun süre kalmadığını söylemek güç değil Watson.
Frank, onde arranjamos estes esqueletos? - Da India.
- Tüm bu iskeletler nereden geliyor?
- India?
- Hindistan'dan.
Todos esqueletos vêm da India.
Tüm iskeletler Hindistan'dan geliyor.
Deve haver uma quinta de esqueletos na India.
Hayır. Sanırım Hindistan'da bir iskelet çiftliği var.
Anda pela India.
O Hindistan'da.
Dirigimo-nos para a estação estelar India, para nos encontrarmos com um correio médico da Frota estelar.
Atılgan Yıldız Üssü India'da, bir Yıldızfilosu tabip subayıyla buluşmaya gidiyor.
Trace rumo e velocidade para a estação estelar India.
Rotamızı Yıldız Üssü India'ya çevirin.
Foi a tua empresa que matou aquelas pessoas na India à pouco tempo?
Bir süre önce Hindistan'da bir sürü insanı öldüren senin şirketin miydi? Hayır.
Canadá, India, Inglaterra...
Kanada, Hindistan ve İngiltere'den.
Quando corrias nos protótipos, os pneus tinham o dobro da largura e o carro metade do peso.
India arabalarını kullandığın sırada lastikler daha genişti. Tabii ki araçlar da daha hacimliydi.
O sol, o mar, os figos da India, Empédocles, Archimedes.
.güneş, deniz, frenk incirleri, Empedocles, Archimedes.
- A Índia atreveu-se...
- Yoksa India?
E por isso que por toda a India há os templos e as imagens mais diversos.
İşte bu, Hindistan'da neden bu kadar değişik şekillerde tapınak ve sembol olduğunu açıklar.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]