Translate.vc / portugués → turco / Individual
Individual traducir turco
504 traducción paralela
A personalidade individual, que mal tivera tempo de se tornar consciente de si... dissolveu-se nas massas, e as próprias massas se dissolveram no impulso revolucionário.
The individual personality, having hardly had time to become conscious of itself... dissolved in the mass, and the mass itself became dissolved in the revolutionary élan.
Os homens de negócios responsáveis decidiram que é uma questão comunitária e não individual.
İş adamları bunun bireysel değil, topluluk meselesi olduğuna karar verdiler.
Quer individual ou de casal, querida?
Oda tek kişilik mi, çift kişilik mi olsun?
- Individual, por favor.
- Tek kişilik lütfen.
O contrabando de álcool passou de um pequeno esforço individual a um grande negócio, com enormes coligações e parcerias.
İçki kaçakçılığı ufak, bireysel çabalardan büyük şirketlere dönüşmüştü, geniş örgütler kullanarak.
O nosso país tem de se manter hoje onde sempre esteve, o local por excelência da iniciativa individual. A terra de infinitas oportunidades para todos.
Ülkemiz, her zaman olduğu gibi bugün de, bireysel özgürlükler kalesi ve sınırsız fırsatlar ülkesi olmaya devam etmeli.
Sabes o que o patrão acha do roubo individual.
Biliyorsunuz, patron şahsi hırsızlığı hoş karşılamıyor.
Ele espera um combate individual pela morte de Pátroclo.
Patroclus'un ölümü icin bir düello daveti bekliyor.
Depois, vá à Secção 9, avaliação individual, Unidade B, Sgtº Brown. Percebeu?
Daha sonra dokuzuncu bölüme kişisel analiz için B kısmında Çavuş Brown'u bul.
Siso para a Secção 9, avaliação individual, Unidade B, Sgtº Brown.
Daha sonra kişisel analiz için B kısmında Çavuş Brown'u buluyorum.
- Deus escolhe Seu momento para ofertar a mais perfeita aliança... - com cada alma individual.
Tanrı her bireye kusursuz bütünlük için... şans vereceği zamanı kendisi seçer.
O que é revoltante na guerra é ela privar o homem do seu combate individual.
Savaşın... insanı en çok öfkelendiren yanı kişisel kavgaya yer bırakmaması.
Eis um homem que enquanto participou na Grande Guerra soube levar a cabo a sua pequena guerra paralela, o seu combate individual, e conquistar totalmente uma mulher pela persuasão à distância.
İşte öyle bir adam ki... Büyük savaşa katıldığı halde ona eşit olan küçük savaşını, kişisel kavgasını da verdi..... ve uzaktan, ikna yoluyla bir kadını bütünüyle ele geçirdi.
Essa individual está pronta?
Bu tekli hazır mı? Hazır mı?
Podíamos introduzir terapia de grupo e aconselhamento individual, sempre que necessário.
Grup terapisi başlatabiliriz diye düşündüm ve gerekirse kişisel danışma seansları.
Como foi sua exposição individual?
Sergin iyi geçti mi?
Para além das restrições que limitam o bandido como criminoso individual, a violência em massa é chamada história.
bir kanunsuzu veya bireysel suçluyu,... belirleyen sınırların ötesinde, insanların iç dünyalarıyla ilişkilidir.
Sou muito liberal, um grande crente na liberdade individual,
Çok liberalim, bireysel özgürlüklere ve insanların
Em segundo lugar, a responsabilidade individual sempre fica salvo com a atuaçâo pessoal de cada indivíduo.
İkinci olarak insan bireysel sorumluluktan kişisel davranış yoluyla kurtulur.
Falam até à exaustão acerca da liberdade individual.
Soluk almadan sana kişisel özgürlük hakkında saatlerce vaaz verecektir.
Ele fez remo individual nos Jogos Olímpicos de 1928.
1928 Olimpiyatında kürek takımındaydı.
Não, o Olhovivo vai contratá-lo para uma tournée individual por todas as unidades.
Hayır, Şahin onunla tüm kampları ziyaret etmesi için konuşuyor.
Se você tiver que fazer descobertas, é preciso esforço individual... e uma certa quantidade de liberdade intelectual.
Eğer keşifler yapılacaksa bireysel çabalara ve yüksek miktarda fikri özgürlüğe ihtiyaç olacak.
Não podemos esperar que Ele se preocupe com o individual.
O nedenle O'nun şahsen bireylerle ilgilenmesini bekleyemeyiz.
O individual só é importante na medida em que ele estabelece um elo criativo entre o passado e o futuro em seus filhos, ou em seus netos...
Bireyin önemi bir yere kadardır ; ... insanlığa katkısı kadar, çocuklarının ya da torunlarının geçmişle ve gelecekle olan yaratıcı bağlarını sürdürdüğü sürece.
Um quarto individual para o meu amigo, por favor?
Arkadaşıma bir oda lütfen.
O estereótipo do culpado individual no colectivo.
Grup içindeki suçlunun basmakalıp örneği...
Esta reconciliação entre estado e igreja ocorreu através de um demiurgo, que impôs a ordem aos membros do estado e da igreja exigindo uma dura disciplina e o direito de intervir em todos os aspectos da vida individual.
Ulusumuzla kilise arasındaki uzlaşma tam olarak gerçekleşti ki bu da ulus ve kilise üyelerini düzene soktu çünkü sonsuz bir disiplin ve kişisel hayatın her detayına karışma hakkı gerekiyordu.
Este sistema preserva ao máximo a liberdade individual e responsabilidade, de modo a alcançar a abolição da miséria.
Bu gerekliliklerin kaldırılması ile devamlı hale gelen, insanların hak ve sorumluluk özgürlüğü için gerekliydi.
Tem armas melhores, terá melhor apoio. Portanto, facilmente o vencerá numa luta individual.
Bu nedenle olay göğüs göğüse harbe döndüğünde onları kolaylıkla alt edeceksiniz.
Esse tipo de coisas. Havia muito heroísmo individual.
Bireysel bir kahramanlık sözkonusuydu.
Juntos, tu e eu vamos proceder à maior contribuição individual da ciência desde a invenção do fogo!
Birlikte, sen ve ben ateşin bulunmasından sonra, bilime en büyük katkıyı yapacağız.
- Um quarto individual...
- Tek kişilik oda ve...
Um individual. Claro.
Yalnızca bir tek kişilik.
Um quarto individual para esta noite, não é?
Bir gece için tek kişilik oda mı?
Mas é um registo de iniciativa individual... não de trabalho de equipa.
Ama bunlar şahsi girişimlerdi, takım çalışması değil.
Aqui, cada recluso fica confinado, sózinho, numa cela individual.
Buradaki herkes yapayalnız, tek kişilik hücrelerde kalır.
Fosse qual fosse a mensagem de Zataki, em primeiro lugar, a honra individual de cada um tinha de ser protegida.
Zataki nasıl bir haber verirse versin, önce kişisel onurları korunmalıydı.
O nosso crescimento individual reflecte o avanço das espécies.
Kişisel gelişimimiz türlerin ilerleyişini yansıtıyor.
Quantos cortes serão precisos para chegarmos a um átomo individual?
Kaç kere daha başlı başına bir atom elde etmek için kesmeye devam edeceğiz?
É o ego, a mente individual, que contém a imortalidade e a verdade final.
Ölümsüzlük ve nihai gerçek ; benlikte, bireysel aklın içinde.
Em outras palavras, isto... individual e outros como... ele, foram submetidos... a forte dose de radiação... atómica que aumenta... as suas capacidades físicas além do normal.
Diğer bir deyişle, bu insan ve onun gibiler fiziksel kapasitelerini standartın ötesinde arttıran güçlü dozda atomik radyasyona maruz bırakılmış. Ne kadar ötesinde?
Há um ano que se concentra no desenvolvimento da sua técnica na busca impetuosa da sua glória individual.
Geçen yıl, tabiri caizse, bireysel başarınızın peşinde telaşla koşarken kendi tekniğinizi geliştirdiniz.
Individual. É individual!
Hayır, tek kişilikmiş.
Cada parte era um animal individual... com o instinto de defender a sua própria vida.
Her küçük parçası ayrı bir birey..... sanki hayatını korumaya çalışan bir hayvan.
Tenho que dizer, Stoller tem exactamente um toque individual.
Stoller, ne yapacağını iyi biliyor.
Qualquer coisa que venha à tua imaginação é adicionada ao teu estilo individual.
Hepsi senin hayal gücüne bağlı kendi özgün tarzını yansıt.
Não há muita roupa protetora que possa vestir Como precaução individual para não se cortar.
Bunu önleyici olarak giyebileceğin özel kıyafetlerin yok bunlarla kendini doğrayabilirsin.
É por isso que é a igreja de todos os que respeitam o indivíduo... e o direito individual de decidir por si próprio ou por ela.
İşte bu yüzden, bireye ve bireyin kendi kararlarını vermesine... saygı duyan herkes için en uygun din bu.
"A união perfeita de várias vozes atrapalha o seu progresso individual."
Birkaç sesin kusursuzca harmanlanması seslerin bireysel gelişimini engeller.
- Só quero um individual.
Hayır, yalnızca bir tek kişilik.