Translate.vc / portugués → turco / Internet
Internet traducir turco
8,597 traducción paralela
Deixa-me ir buscar um contrato à Internet.
İnternetten çabucak bir sözleşme bulayım.
Na Internet, há vídeos de patos a seguirem um aspirador.
Bunun biyolojik olduğunu sen de biliyorsun.
Vê na Internet.
- İnternet'i kontrol et.
Hoje, o grupo retirou a foto de Steven Avery do website.
Grup bugün Steven Avery'nin fotoğrafını internet sitesinden kaldırdı.
Sim, li tudo o que havia na Internet e nos jornais sobre o caso, incluindo a entrevista com a confissão de Dassey aos detetives.
"Evet, gazetelerde ve internette davayla ilgili yazılan her şeyi okudum. Dassey'nin dedektiflere itirafta bulunduğu mülakat dahil."
O Scott ligou e eu fui lá a casa nessa tarde e imprimimos os registos do telefone dela da Internet, para ver as chamadas que tinha feito e se encontrávamos números de amigos.
Scott beni arayınca ben de o gün öğlen evlerine gittim ve internetten cep telefonu kayıtlarını yazdırdık. Sadece yaptığı aramaları görmek, arayıp sorabileceğimiz diğer arkadaşlarının numaraları var mı diye bakmak için.
Como é que encontraram os registos na Internet?
Cep telefonu kayıtlarını bulmak nasıl oluyor?
Eu mudei-me para o andar de cima e o Wi-Fi é uma treta.
Baksana, evimde ki internet bağlantısı berbat.
Já que tenho de ouvir todos os bêbados a sair daqui às 5 : 00, pelo menos aproveito a Internet grátis.
Yani burada bedava internetini kullanmak yerini saat 5'de sarhoş manyakların söylediklerini dinlersem aptallık etmiş olurum.
Não é esse o objectivo dos encontros online?
Yani, bu internet flörtünün amacı değil mi ki?
- Ames, se ele disparar, quero que o mates e que apagues o histórico do meu motor de busca.
- Ames, bu adam beni vurursa onu öldürmeni istiyorum. Sonra da gidip internet geçmişimi sil.
Não percebo tecnologia porque sou muito velho, por isso o Will que limpe a minha cache todos os dias.
Her gün internet geçmişimi siliyorum.
Estás aqui porque eu quero que tu lideres o nosso marketing the internet viral.
Tamam söyleyeyim, seni internet satış ve viral departmanımın başına geçirmek istiyorum.
Olá. O Skeezy D dá show na Internet.
Selam, Skeezy D internette patlama yaptı...
O tipo da Tv cabo vem amanhã, devemos ter internet, eventualmente.
Yarın internet için biri gelecek. Er geç internetimiz olacaktı.
Ainda posso cancelar a Internet.
İnterneti hâlâ iptal ettirebilirim.
O filho da Penny-Husband Bosworth vende o seu esperma na internet.
Penny Husband-Bosworth'ın oğlu internette spermini satıyormuş.
Porque achas que pode estar lá por causa de uma gravação má que alguém pôs na internet.
Çünkü ablasının hala orada olabileceğini düşünüyor. Hem de tuhaf bir elemanın nete yüklediği bulanık video yüzünden.
Procura na Internet.
İnternetten bak.
- Sim... Qual é a coisa mais irritante na Internet?
İnternetle ilgili en can sıkıcı şey nedir?
Já conseguimos aceder à Internet através de ligações eléctricas normais e, evidentemente, conseguimos fazê-lo pelo ar.
İnternete zaten normal elektrik hatları üzerinden bağlanıyoruz ve tabii ki hava yoluyla da bağlanabiliyoruz.
Com a Zenotek AnywAir, podemos aceder à Internet, sem fios, a partir de tudo o que estiver ligado à electricidade.
Zenotek HeryerdeNET ile elektriğe bağlı her şeyle kablosuz olarak internete bağlanabiliriz.
Comprei-as na Internet.
İnternetten aldım. Evet.
O meu ex-marido namora com uma stripper. O Drew persegue-me na Internet. E o Fred da Contabilidade parece uma criança raptada, porra!
Eski kocam bir striptizciyle çıkıyor Drew beni internetten gizlice takip ediyor muhasebedeki Fred de AMBER alarmının vücut bulmuş hali.
A colisão cortou a linha principal, bem como a linha de apoio. Paralisou a Internet, a DSL e as comunicações celulares na cidade.
Çarpışma, ana fiber hattına zarar verdi bununla beraber şehir çapındaki İnternet'i, abone hatlarını ve hücresel ağları felce uğrattı.
Mexam-se! Saiam! - Estamos sem Internet.
- Çekilin, yol açın!
Eu... Tratei a rede eléctrica como se fosse uma fonte de Internet homogénea.
Elektriği, İnternet için kusursuz bir enerji kaynağı olarak sayıyordum.
Não conseguimos arranjar a Internet se não conseguirmos aceder à Internet. Está tudo em baixo.
İnternet'e giremezsek, İnternet'i düzeltemeyiz.
Temos Internet outra vez.
İnternet geri gelmiş.
Mas não te importas de ter a tua cara exposta na Internet?
Evet ama suratının internette yayılmasını umursamıyor musun?
Vamos à Internet e encontramos alguém local.
İnternet'e girip yerli birini bulacağız.
Queria muito que publicassem o anúncio do casamento no site do "New York Times", antes do almoço de ensaio na sexta.
Cuma günkü prova yemeğimizden önce düğünümüzü New York Times internet sayfasında duyurmalarını çok istiyorum.
A estação de perfuração, o controlador de processamento BOP... Telefones, armazenamento, antena GPS, CCTV, Internet... Chave duplas, guinchos, bombas de água, detectores de fumo.
Matkap başı, 18 numaralı işlem istasyonu BOP kontrol arabaları, telefon sistemi, boru takip sistemi, gps anteni televizyon sistemi, kablosuz internet, petrol işçisi...
Vi este tipo na Internet.
- Adamı internette görmüş.
O último namorado dela revelou-se um tarado cibernético.
Son erkek arkadaşı bir internet sapığı çıktı.
Foi só um tipo que me descobriu na Internet.
Beni internetten bulan biriydi.
Comprávamos armas apreendidas nos leilões da Polícia e voltávamos a vendê-las na Internet.
Polis açık artırmalarında el konmuş silah alıp İnternet'te tekrar satardık.
Aquela carrinha é suspeita, deve ser de um pervertido de meia-idade com uma unha comprida, que ela conheceu na Internet.
- Şimdi endişelendik demek. - Elbette endişelendim!
Tenho tido muito mais tempo para jogar "Battle Beasts of Gar", um jogo fantástico online de RPG.
Böylece internet üzerinden oynanan muhteşem rol yapma oyunu Gar Canavarları Savaşı için daha fazla vaktim oldu.
Alex, não te armes em Grinch.
- İnternet de yok.
Online, mãe.
İnternet'te, anne.
Não, transmitido em streaming, ao vivo.
Canlı İnternet yayını.
Só está online.
Sadece İnternet'te.
Pareces um pop-up humano.
İnternet reklamı gibisin.
É aceder à Internet.
- İnternete girebilmek.
Mexam-se!
İnternet çöktü.
- Um apagão da Internet. - Isso mesmo.
- İnternet çöküntüsü.
- Vamos para o escritório.
- İnternet çöküntüsü! - Seni ofise götürelim.
- Todos têm Internet.
Sonra da...
- É o que eu espero.
Sonra da herkes İnternet'e tekrar bağlanabilecek. Umarım.
- Mas ainda não há Internet. - Pode demorar uns segundos.
- İnternet yok ama.