Irvin traducir turco

Alan, o Irving também ignorou as ordens do Centro de Controlo.

Alan. Bir nedenle Irvin, Ana Merkez'in tüm tavsiyelerini de göz ardı etti.

Chamada a pagar de Irvin Johnson.

Irvin Johnson Ödemeli arıyor.

Feliz aniversário, tio lrvin.

İyi ki doğdun, Irvin Amca.

Mas, querida, é o aniversário do tio Irving.

Ama küçüğüm, bugün Irvin'in doğum günü.

Aniversário do Irving?

Irvin'in doğum günü mü?

- Irvin?

- Irvin?

Está a ficar tarde para o Irving.

Saat Irvin için oldukça geç oldu.

Desculpa, tio lrvin.

Üzgünüm Irvin Amca.

Eu dei-vos vida! Irvin!

Size hayat verdim!

Estás a ouvir-me?

Irvin! Beni duyuyor musun?

Desde que o Michael Irvin deixou de "snifar" coca.

Michael lrvin'i burun sekerlemelerinde gördügümden beri.

Temos um acordo com o Irvine.

Irvin'le anlaşmamız var. Irvin mi?

O Irvine está em casa doente.

Irvin evde köprücük kemiği kırılmış bir hâlde yatıyor.

O Irving Thatcher foi um cientista brilhante da MAD.

MAD'in arkasındaki zeki bilim adamı, Irvin Thatcher'dı.

O Irving?

Irvin?

Irving, vamos ver a sua menina.

Irvin, şu senin kızını görmeye gideceğiz. Bunu ister misin?

Íamos casar-nos em Estocolmo. - Depois do Irving ganhar o prémio.

Stockholm'de evlenecektik Irvin ödülü kazandıktan sonra.

Foi devastador para o Irving.

Bu, Irvin'i mahvetti.

O homem que o Comité do Prémio Nobel do Parlamento norueguês seleccionou para o Prémio Nobel deste ano, o Dr. Irving Horatio Thatcher.

Nobel Komitesi ve Norveç Parlamentosu bu yılın Nobel Ödülü için bu adamı seçti. Dr. Irvin Horatio Thatcher.

Dallas, Texas, Residence. Michael Irving.

Peki ya Dallas, Teksas'ta oturan Michael Irvin?

Onde está o agente Irving?

Ajan Irvin nerede?

Vou ligar ao Irving e dizer-lhe que vá lá.

Pekâlâ, şimdi Irvin'i arayıp oraya gitmesini söyleyeceğim.

O Reynolds falou com o agente Irving.

Reynolds Ajan Irvin'le görüşüyordu.

- Irvin Kershner.

- Irvin Kershner.

Ele e o Irvine estavam os dois atados por uma corda de algodão fino.

Mallory ve Irvin ince pamuk bir iple bağlıydı.

Se Mallory foi capaz de chegar ao cume em 1924, ele e Irvine teriam tido que subir por este precipício de aproximadamente 8.400 metros.

Mallory 1924'te zirveye çıkmayı başardıysa Irvin'le birlikte 8500 metrelik bir asılı kayayı tırmanmış olmalıydı.

É provável que tenha sido o que Mallory e Irvine sentiram no dia da sua subida ao cume, quando estavam a curta distância da primeira subida do Everest.

Zirveye bu kadar yaklaşmışken Mallory ve Irvin de zirve günü aynı şeyleri yaşamış olmalıydı.

Irvin, por favor.

Irvin, lütfen.

Irvin.

Irvin.

Doutor Irvin Clement.

Dr. Irvin Clement.

Se alguém entende de sucesso, é este homem aqui, Mr.

Büyüklük nedir bilen biri varsa o da bu adamdır. Bay Michael Irvin.

Michael Irvin. Isso mesmo, podem aplaudir.

Evet, alkışlayın bakalım.

Lembras-te do Dia de Acção de Graças há uns anos, quando subiste ao palco, e cantaste Irving Berlin?

İki yıl önceki Şükran Günü'nü unuttun mu? Sahneye çıkıp Irvin Berlin şarkısı söylemiştin.

Irving Thatcher.

Irvin Thatcher.

Tem de ser o Irving Thatcher.

Irvin Thatcher olmalı.