Translate.vc / portugués → turco / Kalan
Kalan traducir turco
24,322 traducción paralela
Das 72 torres que limitamos, só 38 delas oferecem um sinal forte para esse valor.
Eleyerek elimizde kalan 72 kulenin içinde sadece 38 tanesi bu sayıda sağlam bir sinyal veriyor.
Tudo o que resta é utilizar as mais rápidas e espertas mentes disponíveis, todos os que estão nesta sala.
Geriye kalan tek şey, mümkün olan en zeki ve hızlı zekâları bulmak ki bunların hepsi bu odada.
- É o resto.
- İşte bu da geri kalanı.
Pelo resto da minha vida... Terei de conviver com o que eu fiz.
Hayatımın geri kalanında, yaptığım şeyle yaşamak zorundayım.
O cozinheiro que sobreviveu está lá fora a dar o depoimento.
Hayatta kalan aşçı dışarıda ifade veriyor.
Sinto gratidão pela minha mãe e o meu pai, e o Hawk, e o resto da minha família, e pelo meu novo amigo, Zak.
Annem için, babam için ve Hawk için şükrediyorum ve ailemin kalanı için ve yeni arkadaşım Zak için.
É uma relação em que vocês pensam que são melhores.
Tamam mı? Sorun sizin... geri kalanımızdan daha iyi olduğunuzu düşündüğünüz bu denklem. - Ve bu... saçmalık.
Não, é praticamente tudo o que temos.
- Bu, neredeyse kalan son paramız.
Tu és íntegra e estás quebrada, como todos nós.
Bütünsün, ve parçalar halindesin tıpkı geri kalanımız gibi.
Mas o resto são só contos de fada.
Ama geri kalanı lanet bir peri masalı.
Acredito no trabalho que fazemos, mas o resto são contos de fadas.
Yaptığımız işe inancım var ama geri kalanı lanet bir peri masalı.
Pelo menos a esquadra tem gerador, porque no resto cidade a luz vai faltar.
Neyse en azından bizim merkezde jeneratör var,'çünkü şehrin geri kalanında aralıklarla enerji verilecek.
Mais valia tirar a noite de folga e... e passar algum tempo com a minha miúda.
Günün geri kalanında kendime izin verdim ve, Bilirsiniz işte, kız arkadaşımla biraz zaman geçirdim.
Tu e o Alexei são tudo o que me resta.
Sen ve Alexei bu dünyada bana kalan tek şeysiniz.
Somos tudo aquilo que resta agora.
Artık elimizde kalan her şey bunlar.
E é por isso que me dá grande prazer em anunciar as cinco finalistas que irão competir no concurso Dama do Lago.
İşte bu yüzden Gölün kadını yarışmasında sona kalan 5 finalisti açıklamak bana büyük bir zevk veriyor.
É que tu tomaste conta de tudo o resto.
Geri kalan her şeyi aldın zaten.
Depois acertamos os outros detalhes. Como?
Geri kalan detayları sonra hallederiz.
A única coisa que resta é contar a verdade.
Geriye kalan tek şey gerçeği söylemek.
Levo os 220 mil, passo para as minhas contas internacionais e novamente para a tua conta pessoal.
Evet. Kalan 220'yi yabancı hesaplarımdan geçiririm. Senin bireysel hesabına aktarırım.
Arranjamos o resto amanhã.
Kalanını yarın alacağız.
O resto do dinheiro que recebeste do teu pai, de onde é que veio?
Bababndan aldığın paranın kalanı... nereden geldi?
Estamos a fazer um favor a todos os outros.
Geri kalan herkese ise iyilik yapıyoruz.
Sim, cortaram-lhe a cabeça, mas o resto do corpo permanece.
Evet, kafayı kestin. Ama vücudun geri kalanı duruyor.
Depois da detenção da Moriarty, perseguiste os outros membros do grupo dela, pelo país, pelo mundo todo?
Moriarty'nin tutuklanmasının ardından grubunun geri kalan üyelerinin peşine düştün mü? Tüm ülkede, tüm dünyada?
Faz como nós, vai até ao beco, e faz umas linhas de neve como um adulto.
O zaman sen de geri kalanımızın yaptığı gibi sokak arasına git ve bir yetişkin gibi çek burnuna.
Se não me levares à escola, serei empregada de mesa pelo resto da minha vida.
Eğer o okula gitmeme yardım etmezsen, hayatımın geri kalanı boyunca garson olarak kalacağım.
E vais-me dizer o resto.
Ve sen bana, geri kalanını söyleyeceksin.
Esse livro mudou completamente a minha perspectiva sobre sexo e amor, e abriu uma parte de mim que...
Kitap tamamıyla seks ve aşka bakış açımı değiştirdi. ve gizli kalan şu yönümü açtı ki...
E o que farás quando o que sobreviveu estiver morto?
Hayatta kalan da öldüğünde ne yapacaksın?
A reunificação surge seis dias depois de a única central de dessalinização nuclear remanescente da ilha ter sido destruída por mísseis da Bloc.
Adada kalan tek nükleer tuzdan arındırma tesisi Bloc füzeleri tarafından yok edildikten altı gün sonra bu anlaşma imzalandı.
Se não acabas o resto, eu como.
Bak eğer kalanını yemeyeceksen ben yerim.
O passado são várias fortalezas isoladas do resto do mundo.
Geçmiş, dünyanın geri kalanına kapalı olan düzinelerce kaledir.
Mas se ela reunir todos os outros acionistas e os puser do lado dela, pode anular as tuas decisões.
Ama geri kalan herkesi kendi yanına çekerse seni yenebilir.
Mas sabemos que, mais importante do que o corpo, é o que está na cabeça, vás ou não liderar uma defesa na NFL.
Ama eğer NFL'de defans yapacaksan olay bedeninden çok kulaklarının arasında kalan yerdedir.
Para o resto do dia, vamos alugar duas motas de água e vamos divertir-nos à grande, porque eu sei bem o que faço.
Bugünün kalanı için, gidip iki Jet Ski kiralayacağız ve orospu çocuğu gibi kafayı çekeceğiz çünkü çok sağlam mal var bende.
E a Gisele leva-lhe o pequeno-almoço à cama no resto da temporada.
ve Giselle onu sezonun kalanında kahvaltıda beslemek zorunda kalır.
- Dou-te o resto na segunda-feira.
Paranın kalanını sana pazartesiye hazırlayacağım.
Trata das roupas dela, e eu vou buscar o resto das coisas.
Sen Violet'in kıyafetlerini al, ben de geri kalan eşyalarını alayım.
Detective, tendo em consideração a sua altitude, velocidade e combustível disponível, nunca irá chegar à pista de aterragem.
Mevcut irtifanız, hızınız ve kalan yakıtınıza bakarsak piste kadar dayanamazsınız dedektif.
Quando te retirar os teus poderes gama restantes, o mundo vai celebrar-me como o maior herói.
Elinde kalan gama gücünü de aldığımda dünya en büyük kahraman diye beni göklere çıkaracak.
Eu e o Mike acabamos de comer bacon.
Mike'la ben az önce kalan pastırmayı da yedik.
E todos concordaram que o Mike deveria acabar o bacon, pois ele ainda não o tinha comido.
Mike daha önce yemediği için kalanı da onun yemesine herkes onay verdi.
O último queijo.
Kalan son peynir.
Era outro sobrevivente.
Orada sağ kalan biri daha vardı.
Gostava de voltar e acabar de comer antes que fique frio, por isso vou ser rápido.
Şimdi geri gidip, geri kalanı da soğumadan kahvaltımı yapmak istiyorum. O yüzden hızlı olacağım.
O Revis e os rapazes é que dispararam, mas tu e os outros é que fizeram todo o trabalho sujo.
Revis ve adamları emri veriyor, ama sen, Lowe ve geri kalanlar kalan pis işleri yapıyor, haksız mıyım?
Temos ouro suficiente.
Kalan altınlar bize yeter de artar bile.
Espero que estejas dizendo á Charlene e ao resto do grupo dela para não voltarem cá.
Umarım Charlene ve geri kalan WWE Raw ekibine bir daha bizim barımıza gelmemesi için mesaj atıyorsundur.
A que sobreviveu na ilha este tempo todo tinha um plano.
Adada bu kadar uzun süre hayatta kalanın bir planı vardı.
Quando ao resto, por falta de uma palavra melhor, é um... Inferno.
Geri kalan her şeye gelirsek, daha iyi bir tanım bulamayacağım için cehennem gibi.