Translate.vc / portugués → turco / Kimber
Kimber traducir turco
349 traducción paralela
Antonio Kimber, disse que recebeu ordens para fazer a troca.
Antonio Kimber, adamımızdır, talimat aldığını söylüyor değişme için.
O padre, o caso Kimber.
Şu papaz, sonra Kimber mevzusu.
Sabia que não eras inteligente, Kimber, mas não que eras assim tão burra.
Akıllı olmadığını biliyordum, Kimber ama bu kadar aptal olduğunu farkedememiştim.
Credo, Kimber.
Tanrım, Kimber.
E a Kimber também.
Kimber da öyle.
Mesmo assim, és uma bela rapariga, Kimber.
Ama böyle de çok tatlı bir kızsın, Kimber.
Kimber Henry.
Kimber Henry.
Como dizia, a Kimber Henry seria a mãe perfeita para os meus filhos.
Dediğim gibi, Kimber Henry çocuklarım için mükemmel bir anne olur.
A Kimber.
Kimber için.
Estás a dizer-me que trocavas o teu Lamborghini pela Kimber?
Senin Lamborghini'yi, Kimber için değiştireceğini mi söylüyorsun?
- Kimber?
- Kimber?
Kimber, detesto ser eu a dizer-te, mas nenhum cirurgião plástico opera após as 18 : 00, num dia da semana.
Kimber, bunu söyleyen olmaktan nefret ediyorum ama hiçbir cerrah, iş günlerinde 6 : 00'dan sonra ameliyat yapmaz.
Ainda bem que percebes isso, Kimber.
Bunu farketmene sevindim, Kimber.
Não o faças, Kimber.
Bunu yapma, Kimber.
Kimber, desculpa.
Kimber, üzgünüm.
Isto é grave, Kimber.
Durum ciddi, Kimber.
Estou sozinho, Kimber.
Yapayalnızım Kimber.
Não digas isso, Kimber.
Böyle söyleme, Kimber.
- Olá, Kimber.
- Merhaba, Kimber.
- E esta é a Kimber, a amiga dele.
- Bu da arkadaşı, Kimber.
- Kimber.
- Oh, Kimber.
A linha da cabeça da Kimber é mesmo comprida.
Kimber'ın zeka çizgisi çok uzun.
Não devia alimentar as inseguranças da Kimber sobre a nossa relação.
Kimber'ın, ilişki üzerindeki güvensizliklerini bastırmamalıyım.
Não consigo romper com a Kimber.
Kimber'dana ayrılamam.
A Kimber Henry escorrega quando molhada, mas é volúvel quando se zanga.
Kimber Henry, ıslandığı zaman kaygandır ama kızgın olunca güvenilmez biridir.
Eu vou tirar-te os pontos, Kimber.
Dikişlerini ben alırım, Kimber.
Fico feliz por ti, Kimber.
Senin adına seviniyorum, Kimber.
Não é possível alterar as linhas do coração, pois não?
Gâliba kalp çizgilerini değiştiremiyorsun, değil mi Kimber?
Claro que planeaste eu encontrar-te a dar uma queca à Kimber no consultório.
Belli ki ; sen Kimber'ı düzerken seni ofisinde basacağımı düşünmüştün.
E hoje dormi com a Kimber, porque ela é divertida e jovial... e não tenho de lhe dar a mão quando atravessamos a rua.
Ve bugün Kimber'la yattım çünkü o eğlenceli ve şen şakrak ve caddeyi geçerken onun elini tutmama gerek yok.
Vou jantar com a Kimber esta noite.
Bu gece, Kimber ile yemeğe çıkıyorum.
Seja como for, o teu lugar não é com a Kimber.
Kimber zaten sana hiç yakışmıyordu, Sean.
- Não é como se... - A Kimberly foi-se.
- Kimber yok artık...
A Kimber já mas deu.
Kimber benim için bitti.
Adeus, Kimber.
Hoşça kal! Kimber.
Desculpa se os filmes de que gosto... não são as obras-primas cinematográficas que fazes, Kimber.
Özür dilerim benim seçtiklerim başyapıtlar değilse sen yönet, Kimber.
Há anos que tratas mal a Kimber.
Yıllardır Kimber'a berbat davranıyorsun.
A Kimber e eu entendemo-nos.
Kimber ve ben birbirimizi anlıyoruz.
A Kimber já não é uma modelo pirosa.
Kimber artık aynı değil. Sana ihtiyacı yok artık.
Desculpa, Kimber, isto é muito embaraçoso.
Özür dilerim, Kimber, uh... bu çok utanç verici.
A Kimber não é um condimento de confeitaria, querida.
Kimber bir baharat çeşidi değil, tatlım.
É minha. A Kimber não é um objecto, Christian.
Kimber bir mal değil, Christian.
Nunca te sentirás segura com ele, Kimber.
Onunla asla güvende hissetmeyeceksin, Kimber.
Kimber.
Kimber.
Diz que sim, Kimber.
Evet de, Kimber.
São da Kimber.
Kimber'a ait.
Como sabes que a Kimber não os mandou remover?
Peki Kimber'ın onları kendi çıkarmadığını nereden biliyorsun? Çünkü onları seviyordu.
Se houver hipótese, mesmo remota, de a Kimber estar viva... e o Quentin souber alguma coisa, têm de o deter para interrogatório.
Bak, eğer Kimber'ın sağ olduğuna dair en ufak bir ihtimal varsa ve Quentin herhangi bir şey biliyorsa, onu sorgulamak için içeri almalısınız.
Queria falar um pouco contigo sobre a Kimber. A Kimber?
Seninle Kimber hakkında ufak bir sohbet etmek istedim.
O que soube foi que abandonou o Christian no altar.
Kimber mı? Pekala, son duyduğuma göre Christian'ı defterden silmişti.
- Onde está a Kimber?
Şimdi çok tahrik oldum işte.