Translate.vc / portugués → turco / Kin
Kin traducir turco
1,140 traducción paralela
Não parece estar ressentida connosco.
Bize kin besleyecek bir tip gibi durmuyor.
o seu orgulho, a sua paciência, o seu espírito rancoroso.
Kibirini, sabrını,... ve kin dolu ruhunu.
Era a minha vingança! O meu orgulho e o meu espírito rancoroso!
O intikam, kibir, kin dolu ruh benim.
Não guardes rancor do teu pai.
Babana kin duymamalısın.
Mas esconde-o numa máscara hostil.
Derinlerde bir yerde gizli bir kin besliyordur.
Quem é o teu marsupial preferido?
Favori zombin kin?
Tem alguma forma de rancor contra o Humson ou o Glenn?
Müdür Humson veya müdür yardımcısı Glenn'e karşı kin besliyor musunuz?
Nunca deves maltratar uma mulher, nem caluniar um homem.
Hiçbir kadına kötü davranmamalı, kin duymamalısın.
Creio que é cuidadoso ao deixar nascer esse sentimento?
Bu nedenle de birine kin gütme konusunda çok titiz davranıyorsunuz, değil mi?
Lizzy, não te guardo rancor pelo conselho que me deste no passado mês de Maio.
Lizzy. Mayıs'ta bana yaptığın tavsiyelerde haklı çıkmış olduğun için sana kin gütmüyorum.
Kintaro! Kintaro!
Kin-chan!
Lutou contra eles.
- Kin gütmek de öyle.
O Jimmy é rancoroso.
Jimmy kin tutar.
- E se ele não liga para se vingar?
- Ya kin besler ve seni uyandırmazsa? - Bu, onun işi.
Que você que queria se casar em vez dele, que você sente ressentimento e hostilidade? - yeah, e daí?
Onun yerine senin evleniyor olman isteğin ve... —... kin ve düşmanlık duygularıyla ilgili mi?
- Tem ressentimentos contra Burns?
- Montgomery Burns'e karşı bir kin besliyor musun? - Hayır.
descarregaste nele toda a dor e a raiva contidas durante anos. Mas na verdade é o Jetrel quem tanto odeias?
Geçen yıllar boyunca acılar çekip ona kin beslemek hakkın olabilir, ama kızgın olduğun kişi gerçektende sadece Jetrel mi?
- Poder-se-ia dizer que é um tipo rancoroso.
Herhalde, bu kişinin kin dolu olduğunu söyleyebiliriz.
A minha sorte é não ficares rancorosa.
Şanslıyım, kin tutmazsın.
Este homem está cheio de ódio!
Bu adam kin dolu.
Saco de silicone vingativo!
Seni kin dolu silikon çuvalı!
Ela não era de ressentimentos.
Kin besleyecek biri değildi.
Não nos interessa porque está rancoroso com o alvo.
Düşmanına karşı ne gibi bir kin tuttuğun umurumuzda değil
Podia estar a bordo alguém que quisesse vingar-se do Worf, ou da Federação.
Belki de gemide Worf'a veya Federasyona kin besleyen biri vardı.
- O teu caralho. - Sim.
— S.kin. — Evet.
- Caralho.
— S.kin.
É inveja... é falsidade, é rancor.
Kıskançlık bu. Sahtekarlık, kin gütme kesinlikle öyle.
Aqui temos uma fufa amarga, que odeia homens, furiosa com tudo e defensora de uma política de ódio.
Burada erkeklerden nefret eden, boğa gibi kızgın kin kusan bir lezzo var.
Chefe, se escapardesta, nao guarde ressentimentos.
Reis, eğer bunu atlatırsan umarım bana kin tutmazsın.
Se abaixarsua calca... vai sairvoando do aviao.
Kin donundan çıktığı anda, seni bu uçaktan aşağı atarım.
Nova Iorque, com os políticos, todas as velhas brigas e rancores.
New York'ta siyaset vardır, eski kavgalar vardır, kin vardır.
Morre em paz e não nos odeies.
Huzur içinde yat ve bize karşıkin besleme.
Sem ressentimentos.
Kin yok.
Não guardo mágoa e sei que vai deixar uma pequena marca no mundo.
Öyle kin tutan bir kimse değilim ama eminim şu dünyaya çok küçük bir iz bırakacaksın.
E viraram-se contra eles aqui, num acto de vingança do tipo que Heydrich pedira aos Einsatzgruppen para encorajar.
Heydrich'in ölüm birliklerine verdiği talimatlarda olduğu gibi Yahudilere karşı büyük bir kin besleniyordu.
Está ressentida.
- Kin besliyor.
Não sou do tipo de dizer mal sem motivo...
Ona karşı kin beslemek için bir sebebim yok.
O que tem trabalhado na barragem e que não gosta de Springfield.
Biliyorsunuz işte, barajda çalışan ve Springfield'a kin besleyen suçlu.
Ming Tzu... Eu sei que um homem com a tua sabedoria não colocaria em risco um tratado importante, guardando rancor.
Ming Tzu... sizin bilgeliğinizdeki bir adamın bir kin tutma tarafından önemli bir antlaşmayı tehlikeye atmayacağını düşünüyorum.
Ninguém aqui tem qualquer animosidade contra si.
Sana karşı kin beslemiyoruz çavuş.
Ele não é rancoroso.
Kin tutmuyor demek ki.
Vens com uma ousadia Vens provocar-nos
- Kin tutmadığımızı göstermek için
Sabe de alguém que estivesse zangado ou que tivesse ressentimentos contra o seu padrasto?
Üvey babanızla kavgalı ya da ona kin duyan biri var mıydı?
Que uma caixa de Pandora com todos os seus defeitos arrogância, despeito condescendência de repente se abriu?
Pandora kutusunu açıp, en gizli ve nefret edilen kin ve bencilliğin gururunun saçıldığını gördün mü?
Sabe, no Nepal os camponeses chamavam-me Kin Ton Ti, o que significa
Nepal'daki köylüler bana Kin Ton Ti derdi.
Kin Ton Ti.
Kin Ton Ti.
Eu disse "nenhum". Sem rancor nenhum.
Kin gütmenin hiç gereği yok.
Sinto-me zangado com a humanidade, algo completamente falso.
İnsanlığa karşı bir kin güttüğümü sanıyorlar. Ama hiç de öyle değil.
Mas as pessoas não vivem assim.
Kin ve nefretle yaşarlar.
Você sabe zunir?
Kin ve intikamı arkanda bırakmak için asla çok geç değildir.
O que quer dizer?
- Hiçbir şey ama, burada haftada 7 gün, günde 24 saat yılda 365 gün yalnızca kin ve nefret var. - Ne demek istediniz?