Translate.vc / portugués → turco / Káiser
Káiser traducir turco
268 traducción paralela
O impacto causa uma lesão mental irreversivel o que o leva a crer que é o Káiser Guillerme.
Çarpma, aklında kalıcı bir hasara yol açar. Ve kendini Kyzer Willhelm sanmaya başlar.
O príncipe de Gales vem... a Berlim para o aniversário do Kaiser.
Galler Prensi Berlin'e geliyor. Kendisi Alman İmparatoru'nun doğum günü partisine davetli.
O Kaiser e o Príncipe de Gales falaram.
Alman İmparatoru ve Galler Prensi konuşma yapmış. - Neden bahsetmişler?
- Ontem, o Kaiser.
Dün Kaiser'i okuduk.
Para sua informação, o Major Kaiser é muito eficiente.
Generalim, bilginiz olsun : Binbaşı Kaiser birinci sınıftır.
- Este é o Major Kaiser.
- Bu Binbaşı Kaiser.
Harvey Stovall e o Dr. Kaiser voaram com o Klein.
Harvey Stovall ve Doc Kaiser Klein'la uçmuşlar.
Chama o Doutor Kaiser.
Doktor Kaiser'i bulun.
Sabe que está dentro de uma área proibida a todos... que não sirvam as forças da sua majestade imperial...
- Oraya yüzdüm. İmparator majesteleri İkinci Kaiser Wilhelm'in orduları hariç herkese yasak bir bölgede olduğunuzu biliyor musunuz?
Kaiser Wilhelm II? Quem se importa?
Bana ne?
Pela autoridade investida à mim pelo Kaiser Wilhelm II... eu os declaro marido e mulher.
İmparator 2. Wilhelm'in bana verdiği yetkiye dayanarak sizi karı koca ilan ediyorum.
Kaiser.
Kayzer.
Babs, leva isto ao Kaiser Delmont.
Babs, bunu Kaiser Delmont'a götür.
Um relatório completo desta ofensa irá para o próprio lmperador.
Areport Kaiser'e ulaşacak.
" Sua Majestade imperial, o Kaiser, ordena que um oficial alemão ganhe a corrida aérea Londres-Paris.
"İmparatorluk Majestesi Kayzer emrediyor ki... " Londra-Paris hava yarışını bir Alman subayı... kazansın.
Está a ser criado por ordem do Kaiser Guilherme II.
Alman İmparatoru II. Wilhelm'in emriyle geliştiriliyor.
Vamos escrever uma nota muita vigorosa ao kaiser.
Kayser'e çok sert bir not yazacağız.
um telegrama do kaiser.
Kayzer'den bir telgraf geldi.
Com o devido respeito, senhor mas o kaiser é um mentiroso megalomaníaco.
Kuzeninizle ilgili efendim, söyleyebileceğim şey Kayzerin düzenbaz bir megalomanyak olduğudur.
O kaiser não nos derrotará.
Kayzer bununla başa çıkamaz.
Mas, se nos mobilizarmos, o kaiser também o fará.
Ancak, tam seferberlik durumunda, Kayzer de aynısını yapacaktır.
Envie um telegrama ao kaiser.
Kayzer'e benden bir telgraf mesajı gönderin ve şöyle deyin :
Um marxista que quer usar o kaiser.
Bir Marksist, Kayzeri kullanmak isteyebilir.
E talvez o kaiser possa usar um marxista.
Ve belki Kayzer de bir Marksist'ten yararlanabilir.
Gostava que o Kaiser voltasse.
Keşke Kaiser geri gelebilseydi.
Há um tipo lá na esquadra, o Sargento Kaiser, um tipo alemão, cujo passatempo é a horticultura, plantas.
Merkezdeki biri, Çavuş Kiester, Alman, hobisi bahçıvanlık. Bilirsiniz, bitkiler.
Disse-lhe que tinha a Cruz de Ferro, de primeira e de segunda classe e que tinha servido na Guarda Pessoal do Kaiser.
"1. ve 2. sınıf Demir Haç." "Hessian Muhafız Alayı'nda görev yaptım."
Então ele disse : "Tal como existia uma guarda de elite no tempo do Kaiser, " também há uma agora no Novo Movimento.
Bunun üzerine bana, " Kayzer döneminde olduğu gibi şimdi de seçkin bir birliğimiz var.
É primo, ou sobrinho, do Kaiser Guilherme.
Kaiser Wilhelm'in yeğeni mi, kuzeni mi ne.
Um grande traficante de álcool? Ouvi dizer que é parente do Kaiser.
- Duyduğuma göre Kaiser'in akrabası.
O Sultão de Marrocos serve o Kaiser alemão.
Fas Sultanı Alman Kayserini tutuyor.
Não, o mesmo Kaiser, dos Estados Unidos, para suplicar-me.
Hayır, Birleşik Devletler Başkanı geliyor..
Dr. Kaiser, honra minha humilde casa com sua presença.
Fakirhanemi onurlandırmanız benim için bir şereftir, Dr. Kaiser.
Mas, que diria ao Dr. Kaiser?
Ama Dr. Kaiser bu konuda ne düşünür?
O Kaiser, como sabe, é o neto mais novo de nossa rainha.
Bildiğin gibi Alman İmparatoru, Kraliçemizin torunu.
- Sou o Kaiser.
- Ben de Kayzer.
Prazer em conhecer-te, Kaiser.
Memnun oldum.
Kaiser, é a tua vez de bater.
Kayzer, vuruş sırası sende.
Bolas, Kaiser, há sempre qualquer coisa que te dá arrepios.
S.ktir, Kayzer! Daima tüylerini ürpertecek bir şey buluyorsun.
Kaiser.
Kayzer?
Kaiser?
Kayzer?
O rabo gelado é para o meu amigo, amigo mort, Kaiser.
Donmuş popo, benim ölmüş, mort dostum, Kayzer için.
Bom, um de vocês tem que ir lá pelo Kaiser.
Öyleyse, içinizden biri Kayzer'in yerine, vuruş yapmalı.
Eu vou lá pelo Kaiser.
Ben Kayzer'in yerine vuruş yaparım.
Kaiser, começo a perceber porque gostas de rabos grandes.
Kayzer, büyük popoların nesini sevdiğini anlamaya başlıyorum.
Quando o ponteiro do relógio der o sinal e o Kaiser pegar na caneta e assinar o seu nome no papel então está tudo acabado.
Saatin saniye ibresi yerine gelir, kayzer o kalemi eline alır ve adını kâğıda kazır işte o zaman paydos demek zorundasındır.
Kaiser, A.
Sessiz olun. Kaiser, A.
Certamente que o cabo Hitler não pode ter conseguido em cinco dias o que o Kaiser Wilhelm não conseguiu em quatro anos!
Onbaşı HitIer, Kaiser Wilhelm'in 4 yılda yapamadığını 5 günde yaptı!
Gostas da Sally Kaiser.
Sally Kaiser'a vurgunsun.
A Rainha Victoria e o Kaiser eram família, pelas almas.
Victoria ile Kaizer akrabaydılar, Allah aşkına.
O David e a Harriet Kaiser.
David ve Harriet Kaiser.