Translate.vc / portugués → turco / Lila
Lila traducir turco
1,040 traducción paralela
Olá, Lila?
Selam, Lila?
Lila e eu tentamos deixar-te louco.
Seni tekrar çıldırtmak istedik.
Segui a Lila Loomis do hotel até à tua casa.
Otelinizden buraya kadar Lila Loomis'i takip ettim.
Norman, já te provei que era a Mary e a Lila Loomis que telefonavam. Aceitarias o facto de não teres outra mãe além da sra. Bates?
Telefonların Mary ile Lila Loomis'ten geldiğini size ispat edersem öz annenizin bayan Bates olduğuna inanacak mısınız?
Encontrei o carro da Lila Loomis na estrada.
Motelden arıyorum.
Estou a ligar da recepção do motel.
Lila Loomis'in arabası burada.
Lila Loomis usou este telefone para ligar para a tua casa.
Lila Loomis sizi buradan aramış.
Ela queria que Lila deixasse Norman em paz, mas ela não quis
Mary, Lila'nın bırakmasını istedi.
O rapaz e aquele gerente do motel? Foram a Mary e Lila Loomis que o fizeram.
- Onları da Mary ile Lila öldürdü,
Lila, achamos que és o tipo de miúda que fica muito nervosa quando tipos maus com armas assassinas começam a pressionar-te de ambos os lados.
Lila, kötü adamların silahlarıyla... seni iki taraftan sıkıştırmaya başladığında gerçekten sinirleneceğini düşünüyoruz.
Lila!
Lila!
- Lila, não te intrometas!
- Lila, sen karışma!
Amo-te, Lila!
Seni seviyorum Lila.
Um com tonalidade cacau, e outra malva, certo?
Bir kutu kahve rengi, bir kutu lila. Doğru mu?
Eu pedi malva! Não turquesa!
Lila demiştim, turkuaz değil.
Lila?
Lila?
Pensei que quisesses tirar a tua irmã Lila deste meio.
Ben kız kardeşin Lila'yı bu işten kurtarmaya çalıştığını düşünüyordum.
A Lila contou-me como gere o negócio.
Lila bana bu işleri nasıl yürüttüğünü anlattı.
O Sr. Smith é que marcou o encontro para a Lila.
Bay Smith, Lila'nın randevusunu ayarlayan kişiydi.
Quando vi a Lila morrer...
Lila'yı ölürken gördüğüm zaman...
- Esta é pela Lila.
Bu Lila için!
- Então Lila Loomis persegue-te.
Sonra da Lila Loomis sizi takibe başladı.
Não está zangado pelo que a Lila Loomis tentou fazer-lhe?
Lila Loomis'in size davranışlarından sonra ona kızgın mısınız?
Lila, porquê?
Lila, niçin?
Vamos levá-lo! Lila!
Haydi götürün onu!
- - Lila, certo?
- Lila'ydı, değil mi?
Porque, Lila se nós não encontramos ele, o Flash irá.
Çünkü Lila, eğer onu biz bulmazsak, Şimşek ( Flash ) bulacak.
Nenhum de nós está livre Lila enquanto apodrece na prisão!
Lila hapiste çürürken hiçbirimiz özgür sayılmayız!
Lila. L-I-L-A.
Lila.
Eu sei a diferença entre Lisa e Lila.
Lisa ve Lila arasındaki farkı biliyorum ben.
- Fala o Joey. - Olá, sou eu.
Lila, ne oldu?
Liga-me logo que a Lila...
Tina, beni ara Lila...
Lila, isto explica-se tudo.
Lila! Bunların hepsinin bir açıklaması var.
Sou uma designer.
Lila! Tasarımcıyım.
Intitula-se À la Lila.
A La Lila diye adlandırdığım bir çamaşır ipi dolusu tasarımım var.
Està bem, Lila.
Tamam Lila.
Não me lembro do dia em que a Lila não estivesse a chorar.
Lila'nın ağlamadığı gün yoktur.
Temos de fazer a vistoria por causa da Lila.
Denetimden geçmeliyiz. Lila geliyor.
"Lila, Lila, Lila..." Por que não lhe chamamos avó?
Lila, Lila, Lila. Ona neden nine demiyoruz?
Lila! ...
Lila.
- Està óptima, Lila.
- İyi görünüyorsun Lila.
- Meu Deus, Lila, quando?
- Aman Tanrım Lila.
Por amor de Deus, Lila, têm vinho!
Tanrı aşkına Lila, bunda şarap var!
Isto sim, é comida, Lila.
İşte yemek bu, Lila.
Para lhe provar que a Lila Wingo...
Lila Wingo'nun neler yapabildiğini...
Lila, está aí?
Lila, sen misin?
Pelo rádio, disseste á Lila que eles vos dominaram.
Lila telsizde söyledi.
Deixe-me dizer-lhe alguma coisa, Lila.
Sana bir şey söyleyeyim mi, Lila.
- OK, eu vou tentar, Lila.
Sürekli yeni yetenekler arıyorlar. Deneyeceğim, Lila.
Fotografe-me. Sou a Lila.
Ben çek, ben Lila.
- Lila, o que é?
Ne tür bir acil durum?