Translate.vc / portugués → turco / Limo
Limo traducir turco
65 traducción paralela
Limo-lhe um pouco as pernas, tiro-lhe o focinho, enfio-lhe arames nas bochechas.
Bacaklarını biraz kısaltırım burnunu keserim, yanaklarına tel sokarım.
Olá! É o Gerry da Enniskerry Limo.
Selam, ben Enniskerry Limuzin'den Gerry.
Olá! É o Gerry da Enniskerry Limo. Deixe mensagem.
Selam, ben Enniskery Limuzin'den Gerry.
Olá! É o Gerry da Enniskerry Limo.
Selam, ben Enniskery Limuzin'den Gerry.
debaixo dela se concentrava um limo amarelo.
Suyun altında sarı, sümük gibi bir şey katılaşıyordu.
Esse limo se unia em grandes conglomerados e, paulatinamente, formava diferentes figura.
Bu tortu ya da balçık geniş yumrular halinde topaklantı ve yavaşça değişik şekillere dönüştü.
O limo amarelo suava pelas fissuras.
Sarı çamur deliklerden dişarıya püskürmeye başladı.
Desde esse dia profético quando pedaços de limo fedorento se arrastaram pela primeira vez do mar e gritaram para as frias estrelas :
O mukadder günde, bir parça pis kokulu çamur, denizden dışarı çıktı ve soğuk yıldızlara doğru haykırdı : "Ben insanım".
Como fazem aquele limo?
O çamuru nasıl yaparlar?
Johnny, desculpa lá aquilo da tua chávena, do armário e da limusina.
Johnny kupan ve giyinme odan için üzgünüm, ayrıca "limo" içinde.
Eu disse limusina?
Limo'yu demiş miydim?
Foi a minha limusina?
Benim limo?
Não, não foi a sua limusina, foi o meu range novo.
Hayır, hayır sizin limo değil. benim yeni cipim.
A Limo esperanos.
Limuzin bekliyor.
Um 502 veículo da Skylight Limo.
502, Skylight isimli bir limuzin belirlendi.
Onde está a minha limusina?
Hey! Benim limo nerede?
Substitui a nave espacial por uma limusina, e ficas a saber o que eu quero dizer.
Uzay gemisini limo yerine koyarsan ne demek istediğimi anlarsın.
Roz, meu doce e fragrante limo, estás fantástica.
Roz, bataklık çiçeğim, harika görünüyorsun.
- Não cria limo.
- Yosun tutmaz.
A Ceci contorce-se e geme como uma ostra com limo.
Ceci kıvranır, titrer, inler, limonlu istiridye gibi. - Ana ağlar.
"Limo" é uma palavra, Durant.
"Limo" bir sözcüktür Durant.
"Limo" é uma palavra de uso corrente.
"Limo" sık kullanılan bir sözcüktür.
Se mexes no meu "limo", dou-te uma tareia, Caçador.
"Limo" ya dokunacak olursan popona şaplağı yersin Gecegezgini.
Saiu para o aeroporto numa limo, com três garotas que não estavam usando quase nada.
Kızların pek giyinik durmadığı bir limuzinle hava alanına gitti.
Eu limo todas as arestas.
Ben pürüzleri ortadan kaldırırım.
Devíamos reservar-vos um camarote em La Comedia.
Perichole, Limo'nun en iyi aktristi.
Pois é só para te dizer que tenho uma limusina à minha disposição.
Tamam, ben sadece bizi götürecek bir Limo bulduğumu söylemek istemiştim.
Estava de costas na limusina, por isso as minhas cuecas iam na direcção certa.
Limo da ters oturdum, bu sayede külotum doğru yönde ilerliyordu.
Virá buscar-nos uma limusine. Eu não vou.
Bizi burdan alması için bir limo ayarladım.
Mais limo-cerveja!
Biraz daha pembe bira koy!
Ligou para Limosines do Lorenzo, o melhor serviço de limusine da cidade.
* Lorenzo`nun Limo Servisi * * Kasabadaki en iyi servis *
- Posso sentar-me na limo?
- Limuzinde oturabilir miyim?
- Por isso, o Giuliani notificou todos os condutores de limusinas, entre Arlington e Silver Spring para saber se algum deles se lembra de o ver a consumir cocaína.
Giuliani seni kokain kullanırken görmediklerinden emin olmak için Arlington ve Silver Spring arasındaki tüm limo sürücülerinin ifadesini almış.
Espera, acho que a limusina chegou.
Limo geldi galiba.
A Lim-Hos é vitória certa, mas se queres que invista tens de esperar.
Limo-fahişeler büyük bir başarı, Turtle. Ama parayı benden istiyorsan, biraz daha beklemen gerekecek.
O MacPherson colocou engodos e migalhas informativas erradas... Colocou-as pelo mundo todo e o meu software coloca-o em duas localizações e Montreal acabou por ser, aquele que era... Disseste que não querias gelo na limo...
McPherson aldatıcı ve yanlış bilgi ipuçları koyuyor dünyanın her yerine koyuyor ve benim yazılımım onları iki tane bölgeye kadar indirdi ve Montreal de göründüğü üzere doğru olan- - limonatanda buz istemiyor muy...
Gostaria de uma limo... Não.
Bir bardak lim...
Eu não voei 10 malditas horas para ficar com o cu preso nesta limo.
Kıçımın bir limon gibi 10 saat erimesini seyrederek Seyahat edemem
Queria que o teu último passeio de limo fosse melhor.
Son limuzin gezintinin daha sakin geçmesini isterdim.
Quanto custaria Se parássemos a limo agora e saíssemos?
Limuzini şu anda durdursak ve insek ne kadara patlar?
- Pare a limo!
- Limuzini durdur!
No entanto, foste bastante insistente em sair da limo.
Limuzini terk etmek konusunda çok aceleci davrandın.
Como me deixaste chamar a limo?
Limuzini kiralamama nasıl izin verdin?
São 18 euros para pagar a limo.
Limuzinin parasını karşılaması için içinde 23 dolar var.
Sim, mas é mais rápido se fores no limo.
Evet ama balçığa girersen daha hızlı inersin.
Que achas de alugarmos uma limo para o próximo fim de semana?
Gelecek hafta limuzin kiralamamıza ne diyorsun?
Podemos alugar uma limo?
Limuzin kiralayalım mı?
E vocês estão a falar em desperdiçar dinheiro numa limo.
Sen gelmiş bir limuzine para harcamaktan bahsediyorsun.
Não vais ter nenhuma limo.
Sana limuzin tutulmayacak dedim!
Num desses Dias internacionais da Mulher, este passarinho... ela arrastou-me para uma limo, pôs a minha mão no cu dela e não tem cuequinhas e não me ralo com isso, enfio a minha mão entre as pernas dela e ela diz,
Fazla bişey yok ama dikkat edicez bişeyler döndüğünü seziyorum
Estes degraus estão cheios de limo e envoltos pela selva.
* Biz kaldık artık sadece *