Lindsey traducir turco

Foi bom ver-te outra vez, Lindsey.

Seni tekrar görmek güzeldi, Lindsey.

O que fizeste?

Ne yaptınız Lindsey?

- Talvez eu não possa entrar porque... - Limpa os teus pés.

- İçeri giremiyor olabilirim ama Lindsey...

Tu ama-la, Lindsey?

Onu seviyor musun, Lindsey?

E depois, Lindsey?

Sonra ne olacak, Lindsey?

- O Lindsey?

- Lindsey mi?

Lindsey.

Lindsey.

Lindsey, dá-me o pergaminho.

Lindsey, o belgeyi bana ver.

Lindsey.

Lindsey?

- Linds, está aí.

Lindsey, merhaba canım.

A... Lindsey?

Benim Lindsey'im mi?

Lindsey parece bem. Mas haverá uma investigação... quanto à negligência dos pais.

Lindsey iyi görünüyor ama ihmâl için soruşturma yapılacak.

Espero que o possas devolver, porque a Lindsey não quer uma festa.

Umarım onu geri iade edebilirsin, Çünkü Lindsey parti falan istemiyor.

A tua grande-sem importância erupção acerca da Lindsey não querer uma festa.

Kızının partisi ile iligili küçük patlamalarından bahsediyorum.

Então, Lindsey, porque é que não quiseste fazer uma festa com eles?

Peki, Lindsey, o zaman neden onlarla bir parti yapmak istemiyorsun?

Estás a pôr um dos quadros da Lindsey nas provas?

Kanıt olarak Lindsey'in çizdiği resmi mi koyuyorsunuz?

Estavas com a Lindsay, ias naquele avião.

- Catherine, sen annesin. Lindsey'yle o uçaktasın.

Vou dar lugar a outro CSI. E então a Lindsey?

Olay Yeri İnceleme'den başka bir uzmana devredeceğim.

Estou a fazer isto pela Lindsey.

Bunu Lindsey için yapıyorum.

Não duvides por um minuto que alguém vai pagar, Lindsey.

Peki, sen inkar etmeye devam et. Ama birilerinin hesap vereceğinden kuşkun olmasın, Lindsey.

Durante meu papel de fantoche da Wolfram Hart, ocorreu-me uma coisa

Anlarsın ki Lindsey, Wolfram ve Hart'ın kuklası olduğum süre boyunca, bir şeyi fark ettim :

Nem tudo é sobre o Angel.

Herşey Angel'la ilgili değildir, Lindsey.

Eu não posso mais fazer isto, Lindsey.

Bunu daha fazla yapamayacağım, Lindsey.

- Um de nós vai morrer.

- İkimizden biri ölecek, Lindsey.

Embora ache que o Lindsey possa nos ajudar nisso.

Ayrıca beş parasızız. Yine de sanırım Lindsey hatırımız için bize yardımcı olabilir.

Fez um carreira meteórica.

Çok iyi bir iş çıkarıyorsun Lindsey.

Estive à tua procura. Onde vais?

Lindsey, her yerde seni arıyordum.

Usaram sacos de verdade. - Vou ler isto, Lilah.

Ve Lindsey gerçek çuval kullanmışlar.

Não temos uma segunda chance nisto.

İkinci bir şansımız yok, Lindsey.

Quero o mesmo de ti que tirei do Lindsey.

Lindsey'den aldığım aynı şeyi, senden de istiyorum.

Não estou a ver a sua co-vice presidente. Não parece nada bom.

Diğer yardımcı başkanı burada görmüyorum, Lindsey.

Lindsey, tenho uns jogos no meu computador.

Lindsey, bilgisayarımda oyunlar var.

Eu sou a Lorna, estas são a Lindsey e a Heather.

Bunlar da Lindsey ve Heather.

A.J., telefona à Lindsey Blundetto!

AJ, Lindsey Blundetto'yu ara.

- A irmã de Peter, Linzy, vai-se casar este inverno em Las Vegas.

- Peter'ın kızkardeşi Lindsey önümüzdeki kış Vegas'ta evleniyor.

E esta é a minha namorada, Lindsey.

Bu da kız arkadaşım Lindsey.

E a mãe da Lindsey.

Ve Lindsey'in annesi.

Lindsey e o Rob fazem um par magnifico, não achas?

Lindsey ve Rob iyi bir çift, ne dersin?

Tenho de embrulhar uma Barbie Noiva.

Lindsey'in doğum günü de. Gelin Barbie almam gerekiyor.

A Lizzie vai ser a Menina da Lua.

Anaokulunun şiir resitali var. Lindsey Aynine'yi oynayacak da.

- Talvez, sou a Lindsay Naegle.

- Olabilir. Ben Lindsey Naegle.

O caso Lindsey, certo?

Lindsey dosyası değil mi?

Não, Lindsey.

Hayır. Lindsey.

Martin Lindsey.

Martin Lindsey.

Lindsey, estou a aprender.

Lindsey, bekliyorum.

Tens estado calado toda a noite. Eu recebi uma chamada no outro dia dos Serviços de Protecção de Menores a perguntar sobre ti e a Lindsey. Sim...

Bugün Çocuk Hizmetleri'nden beni aradılar.

O que é que ela tem?

Ya Lindsey? - Ne olmuş ona?

A Lindsey adora este parque.

Lindsey bu parkı çok sever.

Lindsey, senti a tua falta.

Lindsey, seni özledim.

Como está a Lindsey?

- Lindsey nasıl?

Como vai a Lindsey?

Lindsey nasıl?