Linus traducir turco

Linus Larrabee, o filho mais velho, formara-se pela Universidade de Yale, onde fora apontado pelos colegas como quem, provavelmente, legaria 50 milhões de dólares à sua faculdade.

Büyük oğul Linus Larrabee Yale Üniversitesi'nden mezun oldu. Sınıf arkadaşları onu Yale'e..... 50 milyon dolar bağış yapması en muhtemel kişi seçtiler.

Hoje é um jogador de pólo de sucesso que declara impostos no valor de 600 dólares.

Bugün başarılı bir polo oyuncusu ve Linus'un... giderleri arasında 600 dolarlık bir kalem olarak görülüyor.

O Sr. Linus está pronto para ir á cidade.

Bay Linus şehre inmeye hazır.

Bom dia, Linus.

Günaydın.

Linus, quero falar contigo!

Linus, seninle konuşmak istiyorum!

Guarda isso, Linus!

Linus, bırak şu tabancayı!

Linus, não faço intenções de me casar com elizabeth Tyson!

Linus, Elizabeth Tyson ile evlenmeye hiç niyetim yok.

- Linus, acredito em ti.

- Linus, inanıyorum sana.

- Aposto que o meu irmão o conhece.

- Kardeşim Linus tanıyordur onu.

Olá, Linus.

Merhaba, Linus.

Linus, este rapaz deveria ser expulso da família!

Linus, bu çocuğu aileden kovmak gerek!

Estou certo que o Linus tem algumas palavras a dizer.

Eminim Linus'un da söyleyecekleri vardır.

- Obrigado, Linus.

- Teşekkür ederim, Linus.

- Linus!

- Linus!

- Linus, faz-me um favor.

- Linus, bana bir hatır yapar mısın?

- Sim, Linus.

- Olur, Linus.

- Tu não, Linus? !

- Sen olamazsın, Linus?

- Não me referia a ti, Linus!

- Seni kastetmedim, Linus!

Pai, há tantos anos que conduzes o Linus.

Baba, yıllardır Linus'un şoförlüğünü yapıyorsun.

- Sim, Linus?

- Efendim, Linus?

És muito esperto, Linus, e muito rico.

Çok akıllısın, Linus ve çok zengin.

Ouve, Linus, tive uma bela ideia quando estava na cama de rede.

Linus, hamakta yatarken aklıma harika bir fikir geldi.

- Boa noite, Linus.

- İyi geceler, Linus.

David, não penso irjantar com o Linus.

David, Linus'la yemeğe gideceğimi sanmıyorum.

Mas se o Linus quiser sair, sê agradável.

Ama Linus seni davet ediyorsa, ona iyi davranman gerek.

Linus, não te esquecerás das gardênias?

Linus, gardenyaları unutma!

Boa noite, Linus.

Merhaba Linus.

Linus?

Linus?

alô, Linus?

Alo, Linus?

Sei que não faço muito sentido, Linus.

Çok anlamlı konuşmadığımın farkındayım, Linus.

- Estou tão envergonhada, Linus.

- Çok utanıyorum, Linus.

Linus!

Linus!

O Sr. Linus Larrabee vai levar-me para Paris.

Sayın Linus Larrabee beni Paris'e götürüyor.

Porque o fizeste, Linus?

Niye yaptın bunu, Linus?

Linus Larrabee, o homem que não arde, chamusca ou se derrete, deita fora um negócio de 20 milhões de dólares.

Linus Larrabee, yanmayan, kavrulmayan, erimeyen adam..... 20 milyon dolarlık işi çöpe atıyor.

"Linus Larrabee", que és tu, não és? ... "e Sabrina Fairchild", que é ela, não é?

Diyor ki, Linus Larrabee, yani sen..... ve Sabrina Fairchild, yani o..... bugün kalkan Liberté vapurunda yanyana yerler ayırtmışsınız.

Linus Larrabee, mago financeiro, presidente do conselho directivo, metido com a filha do seu motorista.

Linus Larrabee, finans büyücüsü, yönetim kurulu başkanı..... şoförünün kızıyla kırıştırıyor.

Ela andava atrás de mim, mas virou-se para o Linus.

Önce benim peşimdeydi, sonra Linus'a taktı.

Kelly, preciso de cinco de mil dólares e o número do Dr. Linus Tyler.

Kelly bana beş tane binlik ve Dr. Tyler'in telefon numarası gerek. Linus Tyler?

Linus Tyler?

Vip'i ancak o icat eder.

D Linus?

İyidir.

Ele é simpático.

Linus mu?

Linus!

Bugün yine buluşacağız.

D que é que ele disse? - Ele disse : "Primo Linus, a vida é como o universo. Explora-o hoje, porque amanhã podes não conseguir descolar".

"Kuzen Linus, yaşam kainata benzer hemen araştırmaya başla, belki yarın dünyayı terk etmeni yasaklarlar".

Linus?

Linus? - Evet.

Dr. Linus Tyler.

Dr. Linus Tyler da kim?

Vamos amanhã de manhã.

Ee, Linus?

- D químico maluco.

Linus?

- Não faz mal.

Utanmanıza hiç gerek yok, Linus.

Oh, Linus!

Ah, Linus!

A decisão é sua.

Nasıl isterseniz, Linus.