Translate.vc / portugués → turco / Lop
Lop traducir turco
54 traducción paralela
E dois ovos bem cozidos.
İki de lop yumurta.
Faça três ovos bem cozidos.
Lop yumurtalar üç olsun.
- Com dois ovos bem cozidos.
- İki tane lop yumurta.
- E dois ovos bem cozidos.
- İki tane de lop yumurta.
Faça três ovos bem cozidos.
Lop yumurtalar üç tane olsun.
E dois ovos bem cozidos.
İki tane de lop yumurta.
Ou está um nevoeiro, ou são mais 12 ovos bem cozidos.
Bu sis düdüğü değilse, 1 2 tane daha lop yumurta demektir.
- São os meus ovos bem cozidos?
- Onlar benim lop yumurtalar mı?
O chefe de todos é o Lop-eye Shing.
Bütün işçilerin patronu Lop-eye Shing'tir.
Lop-eye Shing diz que você matou o Chien.
Lop-eye Shing, Chien'i sen öldürdün diyor.
Parece que já não vai ser o chefe, Lop-eye.
Bu gemiyi sen yürütüyorsun gibi görünmüyor, Lop-eye.
Será sensato pôr de lado o Lop-eye em relação ao ajudante?
Efendim, işçiyi seçerken Lop-eye'ı atlamak iyi oldu mu?
Mas Lop-eye despediu Po-han.
Lop-eye Po-han'ı kovdu.
Lop-eye tem tendência a esquecer-se do lugar dele.
Lop-eye zaman zaman yerini unutuyor.
Lembra-se, os ovos cozidos de que lhe falei há pouco.
Hani lop yumurtaları anlatmıştım ya.
Onde é que guarda os seus ovos cozidos?
Lop yumurtalarınızı siz nerede saklarsınız?
O hemisfério esquerdo é muito pequeno.
Sol lop çok küçük.
- Dop ou Lop?
- Dop veya Lop?
Só há um significado para quando isto acontece. Oportunidade.
Ne zaman bir lop karıncalansa, bu sadece tek bir şey anlamına gelir - fırsat.
"nos dois lados das costas."
"lop etlerdir" dedi.
Nunca tinha ouvido aquela expressão : "ostras".
"Lop et" ifadesini daha önce hiç duymamıştım.
Nescobar A-Lop-Lop, o que dirias tu?
Kim olsun... Nescobar-A-Lop-Lop?
Obrigado, Sr. A-Lop-Lop.
Sağulun, A-Lop-Lop Bey. Kim Lee.
- Tudo bem.
Sorun değil, Nescobar-A-Lop-Lop.
Bem, vamos chamá-los "Pedaços de galinha Calipso".
Buna Kalipso Lop Tavuk adını verdik.
Vai uma, Nescobar-A-Lop-Lop?
N'aber, Nescobar A Lop Lop.
Arroz no vapor e ovos cozidos.
Haşlanmış pirinç ve lop yumurta beyine iyi gelir.
Hey, Nescobar-A-Lop-Lop.
Hey, Nescobar A-Lop-Lop.
Ela até fez uma gravação do Nescobar A Lop Lop para ele ouvir o próprio sotaque.
Hatta Nescobar-A-Lop-Lop'un sesini kaydedip kendi aksanını duymasını sağlamıştı.
Tens um edema e uma tumefacção localizada no lobo temporal que controla a memória de curto prazo.
Temporal lop kesitlerinde ödem ve lokalize şişkinlik var. Burası kısa süreli hafızayı kontrol eder.
Se queres deixar de ser pató, deixa de ser guarda-redes.
Eski bir laf var lop olmak istiyorsan, kaleci ol.
O que é um pató?
Lop nedir?
E, de repente... Salpica a sanita.
Aniden şılop diye indirdiğini hayal et.
Total ruptura cognitiva... no lobo temporal, o tálamo medial e o lobo frontal orbital.
Temporal lop, orta talamus'unda ve orbital frontal lob'unda bütün bir kavramsal çöküntü var.
Lesão no lóbulo temporal causada por esse taxista.
Onun taksisi yüzünden orta temporal lop'um hasara uğradı.
Não tem lobo frontal, nem temporal, nem parietal.
Herhangi bir şey. Ön lop yok. Temporal lop yok.
A caixa craniana é diferente de tudo o que já vi.
Yan lop yok. Hiç böyle bir kafatası görmemiştim.
O lóbulo médio direito não está.
Sağ-orta lop pembeleşmiyor.
Quem? Um lóbulo morto significa quatro vivos.
Bir ölü lop dört canlı lop demektir.
Lobos temporais e parietal normais.
Temporal lop temiz. Paryetal lop temiz.
Quando era criança, ela pensava que eu poderia ser autista, então mandou fazer uma ressonância magnética ao meu cérebro, e então descobriram um lobo temporal aumentado e um Caudate Nucleus também.
Ben çocukken otistik olabileceğimi düşünmüştü. MR çektirdi falan hatta. Beynimde temporal lop ve kaudat çekirdek buldular.
O meu reino por um lobo, amigo.
Bir lop için neler vermezdim, dostum.
síndrome do lobo frontal indiferenciado.
farklılaşmamış ön lop sendromudur.
Há um lobo no cérebro que tais demônios poderão infectar.
- Örneğin beyinde böyle şeytanların doluşabileceği bir lop vardır.
Ver se os tumores envolvem mais de um lóbulo, se estão infiltrados noutras estruturas.
Birden fazla lop var mı diye bakacak. Diğer sistemlere sızmış mı diye bakacak.
Escolhemos o Jericho, porque ele tem o Síndrome do Lóbulo Frontal.
Jerico Stewart, ön lop sendromundan dolayı seçildi.
Ninguém te pediu para aterrares mesmo à minha frente.
Kimse sana karşıma geçip lop diye otur demedi.
É carne verdadeira.
Löp et.
Se souber e não me disser, vai passar muito tempo na prisão.
Bilip de bana söylemiyorsan, kanka o beyaz, löp kıçını çok uzun süre içeri tıkarım.
E a única coisa que faço mais que mentir é comer massa de biscoito crua.
Yalan söylemekten daha fazla yaptığım şeyse çiğ kurabiye hamurunu löp löp mideye indirmek.
- O quadril ou em filete?
- Döş mü löp mü?