Translate.vc / portugués → turco / Mail
Mail traducir turco
5,233 traducción paralela
Sim, mas o Ethan viu o e-mail às 13h21 em Lowan, Idaho...
Evet ama Ethan saat 13 : 21'de benzin almak için durdukları Idaho, Lowman'da e-postalarını kontrol etmiş.
E-mail da AP.
- Okul Aile Birliğinden e-posta geldi.
Não, estou na lista de e-mail da escola básica dos Amigos de Balboa.
Balboa Dostları İlkokulu e-posta grubuna üye oldum.
Estou a escrever um e-mail a um estudante.
Bir öğrenciye e-posta yazıyorum.
Vou arranjar um e-mail.
Bir tanesiyle buz hokeyi oynuyorum.
- Estou só a citar o e-mail dele.
- Sadece e-postasından alıntı yaptım.
Este foi o e-mail que enviou.
- Bu senin e-postan.
Enviaste algum e-mail da minha conta para o Director Warren?
Benim hesabımdan Müdür Warren'a e-posta gönderdin mi?
E entraste no meu e-mail?
- E-postamı da mı hackledin?
Tenho andado para te dizer que os franceses me mandam emails todos os dias.
Sana söyleyecektim... Fransızlar her gün bana e-mail yolluyor anılarını kağıda dökmende ısrarcılar. Ne yapmalıyım?
Há uma semana recebi um ficheiro chamado "Pensão Mestre."
Bir hafta kadar önce "Emeklilik Ustası" adında bir e-mail aldım.
Porque era o que dizia o e-mail da segurança.
Çünkü güvenlik ekibinin mailinde öyle yazıyordu.
Dias depois, a Cheri recebeu um email do filho a dizer que fugiram juntos.
Birkaç gün sonra, Cheri, oğlundan Rachel'la beraber kaçtıklarına dair bir mail aldı.
Ao invés de o incomodar novamente, enviar-lhe-ei um e-mail com os suspeitos.
Sizi tekrar rahatsız etmemek için size diğer şüphelilerin resmini e-posta'yla atacağız.
A Lindy está a enviar o e-mail agora.
Lindy ona e-posta atıyor hemen.
O Kent abriu o e-mail, estamos no computador dele.
Kent e-postasını açtı ve artık bilgisayarındayız.
- E quer as coisas depressa. Por e-mail.
- Ve e-posta ile hızlı çalışıyor.
Podes mandar-me mensagem por aqui ou pelo meu e-mail.
Mesaj yollayabilirsin, veya e-posta atabilirsin.
Veja o e-mail.
E-posta'ya bak.
Ele diz : "Adoraria trabalhar com a vossa empresa." É um e-mail sólido.
"Şirketinizle çalışmayı çok isterim" demiş. Ciddi bir e-posta bu.
Não tive notícias do Drazen, na verdade, desde que lhe mandei um e-mail a dizer que você também vinha.
Drazen'dan haber almadım, senin de geleceğini haber verdiğimden beri. Evet...
Bom, como disse, no voice mail, estou na cidade a negócios.
Mesajımda dediğim gibi, iş için buraya geldim.
- Mandei um e-mail ao Dale Harkin.
- Dale Harkin'e bir e-posta yolladım.
E pode juntar pessoas a uma conversa de e-mail em qualquer altura.
Ve birini bir e-posta zincirine rahatça ekleyebilirsin.
Desliguei assim que chegou ao voice mail.
Sesli mesaj çıkar çıkmaz telefonu kapattım.
Quer que envie um email a Russ Hanneman, agora?
Hemen Russ Hanneman'a mail atayım mı?
Não tem o email do Russ.
Russ'ın mail adresi sende yok ki.
Porque não envias emails do iPhone?
Gerçek iPhone'undan mail göndersen ya?
Enviei milhares de emails ao Gilfoyle, e ele só me enviava estas fotos.
Gilfoyle'a bir düzine mail attım ve devamlı bu fotoğrafları yolladı.
Um gajo passa a vida a vasculhar a merda do telemóvel, a merda do e-mail, a merda da roupa suja.
Bi düşün, tüm vaktin.. .. telefonda konuşarak.. .. e-mailleşerek..
Olá, chegou ao voice-mail de Kristen Lawford.
Merhaba, Kristen Lawford'un sesli mesajına ulaştınız.
Nenhuma chamada, nem sequer um e-mail?
Arayıp sormayı bırak, mail bile atmadın.
- Vai direito para o voice-mail.
- Direkt telesekretere düşüyor.
Sou novo nisto e no e-mail dizia nada de caqui, e então não tinha a certeza se devia vir bem vestido ou informal.
Daha yeni işe başladım, mailde de haki rengi olmasın diyordu. Resmi mi giyinsen yoksa normal mi karar veremedim ben de.
Se tivesse e-mail, ia consultá-lo.
E - postam olsa kontrol ederdim.
Foi para o voice-mail no segundo toque.
İkinci çalışta sesli mesaja düştü.
- Um e-mail do teu chefe.
- Patronundan mesaj geldi.
Isso significa anotar tudo num papel, enviar-me um e-mail. Agora, alguns clientes meus tiram uma fotografia do que estão a comer e enviam-me. Fácil.
Bunu kağıda yazarak bana e-posta göndererek ya da bazı yeni öğrencilerimin yaptığı gibi..... yediğin yemeğin resmini bana göndererek yapabilirsin.
Tens a certeza que veio do meu e-mail?
Benim e-postamdan mı geldi?
- Um e-mail.
- Bir e-posta.
Veio do meu próprio e-mail, o que é de loucos, pois acabei de mudar a senha.
Kendi adresimden geliyor ki bu saçma. Çünkü şifremi yeni değiştirdim.
E se ele não vir o e-mail?
Ya e postasına bakmazsa?
Alguma vez não viste o teu e-mail enquanto esperavas por um café?
Hiç kahveni beklerken e postana bakmadığın oldu mu?
Recebi um e-mail do coronel sobre os documentos, a dizer : "Eu sinto-me melhor."
Albay'dan, belgeler hakkında "İçim rahatladı." diyen bir mail aldım.
Bem, eu só tenho um e-mail de Emily Will num dos exeminadores.
Emily Will'den bir mail aldım.
Eu também queria perguntar-lhe sobre este e-mail... De Roger Charles onde ele diz ele se sente melhor sobre os documentos... Por causa do seu formato.
Roger Charles'dan gelen, formatından dolayı belgeler konusunda içinin rahatladığını söylediği maili de sormak istiyorum.
Mesmo a linha de assunto do e-mail é "Eu sinto-me melhor"...
Mailin ismi bile "İçim rahatladı."
Por favor, envia-a para Sheldon @ Bazinga.biz.
Lütfen Sheldon @ Bazinga.biz adresine mail at.
Vou enviar-lhe o e-mail que ele enviou para eles. Ótimo.
- Ufaklığın onlara gönderdiği e-postayı bulmanı dört gözle bekliyorum.
E, senhor? O Doug mandou-me por e-mail uma estratégia de pressão para o AmWorks.
Efendim, bu arada Doug, AmÇalışıyor için bir kulis stratejisi gönderdi.
Mando-te um e-mail com as minhas ideias.
Fikirlerimi e-postayla atarım.