Translate.vc / portugués → turco / Medieval
Medieval traducir turco
393 traducción paralela
Um castelo medieval.
Bir orta çağ kalesi.
É medieval. É emocionante e divertido.
Orta çağ heyecan verici ve canlandırıcı.
Parece medieval.
Tam ortaçağlık bir söz.
Tudo é medieval, o arado... Tudo...
Burada herşey ortaçağca, saban vb...
"Está iminente uma batalha " entre os exércitos de Este e do Oeste "pela supremacía no Japão medieval."
Ortaçağ Japonya'sında hakimiyet kurmak için, Doğu ve Batı orduları arasında büyük bir savaş gerçekleşti.
- Não, muito medieval.
- Bu kadar ortaçağa ait olmaz.
Soa a santa medieval queimada na fogueira. - E o Sr.?
Eski zamanlarda yaşamış, yakılarak öldürülmüş bir aziz adı gibi.
Uma espécie de "chaise longue" medieval.
Bir tür ortaçağ gerdirme aleti.
"A tortura foi amplamente usada na era medieval"
" Ortaçağlarda işkence ifade vermek istemeyen
PARADISÍACA HILLSBORO : DE VOLTA À IDADE MEDIEVAL.
CENNETLİK HILLSBORO :
Só tento impedir que os retrógrados vejam com uma ignorância medieval a Constituição dos Estados Unidos.
Birleşik Devletler Anayasasına ortaçağ saçmalıklarının girmesini ve ilerleme karşıtlarını önlemeye çalışıyorum.
Então, ele está lá fora na sessão medieval matando um dragão.
Şu tarafta Orta Çağ Bölümünde. Bir ejderhayı öldürüyor.
É uma enorme confusão medieval.
Bir büyük ortaçağ karmaşası.
Mesmo nesta época medieval de obscurantismo, tens de saber onde pões os pés, não achas?
Bu berbat geri kalmış ortaçağda bile. Nereye gidiyor olduğunu bilmen gerekiyor, değil mi?
Que confusão! Que trapalhada medieval! Temos de modernizar isto!
Ne dağınıklık ama ortaçağ karışıklığı.
É totalmente medieval!
Amma geri kafalısın.
A torre é um exemplo interessante de arquitetura medieval.
Kale orta çağ mimarisine ilginç bir örnek teşkil ediyor.
E, desta vez, é o emocionante romance medieval Ivanhoe.
Bu kez heyecanlı ortaçağ macera romanı Ivanhoe.
Está sugerindo o costume medieval da tortura?
- Sevgili Kontum, ortaçağ işkencesine önerebileceğiniz bişey var mı?
Autoridade do castelo medieval de Marseilles.
Marseilles'den gelen bir orta çağ şatoları uzmanıyım.
As notas do Bode. O dinheiro falsificado que é inevitavelmente movido nas sombras da reviravolta da Europa medieval.
Ortaçağ Avrupa'sındaki ayaklanmalar ile sahte paralar ister istemez harekete geçti.
Na Inglaterra medieval, essas mesmas figuras de estrelas, faziam pensar num simples arado de madeira.
İngiltere'de eski çağlarda aynı yıldızlarda insanlar, saban çeken iki insan gördüler.
Viria a levá-lo a ele e à Europa, para fora dos claustros do pensamento medieval.
Böylece ortaçağ düşüncesindeki manastırı terkedip Avrupa'ya gidecekti.
Marcas e recortes que se assemelham com uma face humana, com a carranca agressiva de um guerreiro samurai, do Japão medieval.
İnsan yüzüne benzeyen bu şekil, eski çağlardaki o kızgın samuraylardan birisinin yüz ifadesine çok benziyor.
Parecia saída de um castelo medieval.
Bir şatoda büyümüş.
Lembras da lenda medieval...
Ortaçağ efsanelerini hatırlasana.
É medieval. Como podemos nos movimentar?
Yürümeni nasıl bekleyebilirler?
- É verdadeira comida havaiana, servida numa autêntica atmosfera de masmorra inglesa medieval.
- Öyledir. Hawai yemekleri yaparlar. Otantik ortaçağ İngiliz zindanları tarzında döşenmiştir.
Um cenário medieval.
Bu ortaçağ.
Sem dúvida conhece as suas monografias em "Medieval Byways".
Kendisinin "Ortaçağın Karanlık Yolları" adlı inceleme kitabını bildiğinizden hiç şüphem yok.
Bem, o remédio medieval... consistia em esfolar a pele do corpo com ferros quentes.
Şey, Ortaçağ'da olsak... yanan odunlarla derin dağlanırdı.
Leva a sério aquela moralidade medieval.
Ortaçağ ahlak anlayışına sahip bu kadını ciddiye almalıyız...
E estou vivendo como um eremita medieval.
Ve ben bir keşiş gibi yaşıyorum.
Ensina Literatura Medieval, aquela que os alunos não querem ter.
Öğrencilerin bulaşmasından korktuğu Ortaçağ Edebiyatı hocasıydı.
À frente da bateria e do teclado, celebrando o seu quinto ano no século XX, as formosas princesas da Inglaterra medieval,
Bateri ve klavyede 20. yüzyıldaki beşinci yıllarını yaşayan ortaçağ İngilteresinden iki güzel prenses :
- São da Inglaterra Medieval.
Ortaçağ İngilteresinden geliyorlar.
- Inglaterra Medieval, em Iowa.
lowa'daki bir şehirden söz ediyor.
Isto é repressão medieval, percebes?
- "Mutsuz çocukluk" davası.
Amanhã, vão fazer o vosso torneio medieval.
Yarın ortaçağ şenlik ve oyunlarınızı yapacaksınız.
Ouviste isso numa encenação medieval?
Bunu Rönesans festivalinde mi duydun?
Um lenço de seda. Modelo medieval japonês. Com o meu perfume.
İpek bir mendil, ortaçağ Japon tasarımı... üzerinde benim parfümüm var.
Chamo-me Nigel Chapman e estudo História Medieval e Arqueologia.
Adım Nigel Chapman, Orta Çağ Tarihi ve Arkeoloji okuyorum.
"A Época Medieval"?
Ortaçağ mı?
Bem-vindos à Época Medieval. Eu serei a sua empregada, Melinda.
Ben garsonunuz Melinda.
Isto... é A Época Medieval!
İşte Ortaçağ!
- Que tipo de cerimónia? Medieval.
- Ne tür bir merasim?
O nome deriva do francês, Gargouille, o nome de um dragão medieval que percorria o Rio Sena, cuja imagem se tornou símbolo das almas dos condenados transformados em pedra.
Gargoyle ismi, Sen nehrinde gezen ve taşa dönüşmüş lanetlileri sembolize eden, ... bir orta çağ ejderhası veya yeraltındaki iblis ve şeytanları kasteden Fransızca "Gargouille" kelimesinden geliyor.
Parece que ascendemos a uma fortaleza de pedra medieval, que se ergue no centro da Ásia.
Asya'nın ortasında yükselen Orta Çağ'dan kalma... taştan bir kaleye tırmanmış gibi hissediyor insan.
Uma carroça medieval.
Eski bir araba.
Sim, mais as duas semanas de lua de mel no tempo medieval.
2 haftalık ortaçağ balayı hariç tabii.
É medieval.
saçmalığı çağ dışılıktan başka bir şey değil.