Translate.vc / portugués → turco / Mirror
Mirror traducir turco
86 traducción paralela
- Eu sou do Mirror.
- Ben The Mirror'dan geliyorum.
O alarme toca, você abre os olhos... escova os dentes e lê o Daily Mirror.
Saatinin alarmı çalar, gözlerini açarsın dişlerini fırçalar ve gazeteni okursun. Hepsi bu.
Terei de comprar o Daily Mirror.
Yarın bir gazete alayım.
Terei uma grande história para o Daily Mirror :
Döndüğüm zaman gazeteler için bir hikâyem var.
" Querido Mirror View, gostaria que me pagassem cinco guinéus para dizer algo estúpido sobre um programa de televisão.
" Sevgili Sütun, bir TV programı için yapacağım yoruma beş gine istiyorum.
Com os chapéus e jaquetas foleiras, com os rádios e os Sunday Mirror, sempre a queixar-se do chá :
Güneş gözlükleri, garip şapkaları, transistörlü radyoları ve bazeteleriyle, çaydan şikayet ederler :
A imprensa estava preocupada e criticava, sobretudo o Daily Mirror, que dirigia uma campanha inflamada contra quem lucrava com a situação.
Basın eleştiriyordu, özellikle Daily Mirror çıkarcılara karşı kampanyalarıyla adeta haşlıyordu..
Churchill ordenou a Morrison que silenciasse o jornal, mas o resto da imprensa defendeu o Mirror, sendo o cabeça um jovem editor do Evening Standard, Michael Foot.
Churchill Morrison'a yayını durdurmasını söyledi. fakat basın Mirror'a destek vermek için toplandı. Beaverbrook'un Evening Standard'ının genç yayın yönetmeni MichaeI Foot önderliğinde...
Já há duas ou três semanas que ouvimos os ministros dizer : " Só queria atingir-se o Daily Mirror.
Bakan bize geldi ve istedikleri tek şeyin... yalnızca Daily Mirror'a ulaşmak olduğunu söyledi,
E quando esse assunto veio a tona na Câmara dos Comuns, a Câmara dos Comuns, em peso, apoiou o Mirror.
Konu Parlamento'ya getirildiğinde, Parlamento Mirror'dan yana çıktı, az ya da çok.
Não gostavam do Mirror, mas não queriam vê-lo silenciado.
Parlamento Mirrior'ı sevmezdi, ama onun bastırılmasına da göz yummayacaklardı.
- Há a TVRadio Mirror e a Modern Screen.
- TV, Radyo Aynası, Modern Ekran.
Olá, sou Max Mercy, colunista desportivo do The Daily Mirror.
Ben Max Mercy. Daily Mirror'ın spor yazarıyım.
Se te consegues levantar de manhã, olhar para o espelho e sentir-te orgulhoso do que vês, então saras essa dívida.
If you can get up in the morning and look in the mirror... and be proud of what you see... then you fulfill that obligation.
Pergunto-me o que via ele quando se olhava ao espelho.
I wonder what he saw when he looked in the mirror.
O Mirror.
The Mirror.
# When I look in the mirror # To comb my hair
# Aynaya baktığım zaman # saçımı taramak için
Um fazendeiro chamado McCarthy, natural da Austrália, morreu junto a um lago, nos limites da sua quinta.
Çiftçi, Cole McCarthy, Avustralya doğumlu ölümle çiftliğinin dibinde Mirror'da tanışıyor.
Lá ao fundo fica o lago de Boscombe, onde ocorreu o homicídio. - Um local calmo para uma tragédia.
Ve orada Boscombe Mirror'ın dibinde cinayetin işlendiği yer bir trajedi için huzurlu bir yer.
- Onde está ele? - À beira do lago.
Mirror'ın aşağısında.
Obrigado, George. Vamos para o lago.
Teşekkür ederim, George, Hadi şimdi de Mirror'a gidelim.
Porque entrou no lago, inspector?
Niçin Mirror'a girdiniz, Müfettiş?
Combinámos encontrar-nos no lago, a meio caminho entre as nossas casas, para falarmos do assunto.
Evlerimizin ortayolunda, bunu konuşmak için Mirror'da bir görüşme ayarladık, - Sana anlattığım gibi yap..
No Lago Mirror, na cabana.
Mirror Gölü'ndeki dağ evindeyiz.
Espelho e Sphinx tiveram visita inesperada.
Mirror ve Sphinx'in beklenmedik ziyaretçileri oldu.
Espelho é um expert em eletrônica.
Eee, bu Mirror Man, bir elektronik uzmanı.
Mas Espelho e Esfinge tiveram visitas inesperadas.
Evet ama Mirror ve Sphinx'in bazı davtesiz misafileri var.
Não encontro o teu olhar no espelho, nem beijos no duche, nem cabelos no ralo.
I can't find your gaze in the mirror, no kisses in the shower, no hair clogging the drain.
Phoebe Halliwell, do Bay Mirror.
Bay Mirror'dan Phoebe Halliwell.
The shape-shifting mirror image flash phototype
Şekil bozan ayna görüntüsü, parlayan fototip...
O vencedor deste ano do Prémio Escolha do Leitor de São Francisco para Melhor Coluna vai para a Phoebe Halliwell do Bay Mirror.
San Francisco Readers'Choice Ödülü bu yılki galibi tek en iyi kolon için Bay Mirror Phoebe Halliwell olduğunu.
O que invadiste foi só um mirror.
Kırdığın bizim terminalin sahtesiydi.
Consigo essas coisas pelo mirror server dela.
Yedek sunucusu sayesinde o şeyi alabilirim.
Seth Parra, do Bay Mirror.
Seth Parra, Bay Ayna
Ela conhece um tipo no Mirror. Pagam US $ 900 por uma entrevista.
Mirror'da röportaj başına 500 sterlin veren birini tanıyormuş.
Ele escreve uma coluna para o Vegas Mirror...
Vegas Mirror Gazetesinde...
"Está provado : a realeza não é como nós", The Mirror.
"Kraliyet üyelerinin bizim gibi olmadığının kanıtı" diyor The Mirror.
Sabem, aqui a Phoebe é na verdade a "Pergunte à Phoebe", a colunista de conselhos do Bay Mirror.
Phoebe, gerçekten "Phoebe'ye Sor"... "The Bay Mirror" da ki nasihat köşesi.
Okay, go to a mirror.
Tamam, bir ayna gidin
Henry, go to the mirror.
Henry, aynaya gidin.
- Temporada 6, Episódio 1 "My Mirror Image" Tradutores : cmac07, Psico _ Mind, milesaway, druncen
TVRip Ekleme ve Düzeltme : black _ milk Mart 2007 6x01
Especialmente no "The Mirror".
Özellikle Mirror Gazetesi'ne.
Não deveria ter feito aquele artigo no Mirror sobre mim.
Mirror röportajında benim hakkımda o şeyleri söylemeyecekti.
# - Take a look at yourself # # - Take a look in the mirror #
* Bir bak, bir bak * * Bir bak aynaya *
* With the record selection with the mirror reflection *
* Ayna yansımalı bir plak seçsem *
O Hotel Hilton ou o Mirror Nightclub. Hotel Hilton, Mirror Nightclub.
Hilton otel, Mirror gece kulübü.
Mirror Nightclub.
Mirror gece kulübü.
Gostava muito de fazer agora o sound check de "Man in the Mirror".
Şimdi, "Man in the Mirror" için sound-check yapmak istiyorum.
A primeira canção que cantei no 3º ano foi "Man in the Mirror". VOCALISTA
Üçüncü sınıftayken okulda söylediğim ilk şarkı "Man in the Mirror" dı.
Every time that I look in the mirror
* Aynaya her baktığımda *
Legenda :
- Mirror