English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / portugués → turco / Monitor

Monitor traducir turco

1,533 traducción paralela
Joey, isto é um monitor de bebé.
Joey, bu bebek monitörü.
Essa nova escala de trabalho no monitor não é tão ruim.
Bu yeni ekran gözetleme görev rotasyonu hiç de fena değil.
Ele é esperto o bastante para fazer o monitoramento e fazer as palavras cruzadas do Sunday Times ao mesmo tempo.
Hem monitör izleme görevini hem de gazetede bulmaca çözme işini aynı anda yürütebilecek kadar zekidir.
Quero dois olhos naquele monitor 24 horas por dia, certo?
İki gözün 24 saat bu ekrana bakmasını istiyorum, tamam mı?
Reparem quando os monitores mudam de ângulo.
Monitör açı değiştirirken izle.
Por isso o monitor faz de espelho, e ali está o carro do Ed no reflexo.
Yani monitör ayna görevi görüyor, ve yansımada Ed'in arabası da var.
Não, Eu via um bip no monitor.
- Hayır. Ekranda bir sinyal görürüm.
Meu, olha para o monitor.
Dostum, ekrana bak.
Apareceu de repente, à pouco, num monitor.
Birden monitörde beliriverdi.
Larry, põe isso no monitor seis, está bem?
Larry, Şunu altıncı monitöre aktar, olur mu?
Mitch, coloca ambas s imagens no monitor.
Mitch, bölünmüş ekrana ikisinden birden koy.
Podes pôr esta página no monitor?
Bunu ekrana getirebilir misin?
Quer dizer como um monitor de corredores?
Oh, koridor bekçisi gibi birini mi?
Quando a coisa rebentou, os guardas deixaram o local e eu vi-a no monitor.
Olaylar patladığında, gardiyanlar odadan çıktılar, seni monitörden gördüm.
O monitor não detecta nada.
TENS işe yaramıyor.
- Estava a vigiar uma entrega, e ela estava enfiada atrás do monitor de um computador, como sempre.
- Bir nakliye işine bakıyordum. Onu bilgisayar ekranının arkasına yapıştırmıştı.
Bart, desvia-te desse monitor e olha para a janela!
Bart! Kafanı çevir ve pencereden dışarı bak!
Não há sinais e tenho o monitor estragado.
Yol işareti yok ve harita ekranım bozuk halde.
Tenho-os no monitor.
Onları ekrana koyuyorum.
Liguem-no a um monitor, dois sacos de O neg!
Grey, Avery, benimle gelin. Şef Shepherd.
- Não, és um monitor e uma câmara de infravermelhos.
- Hayır, kızılötesi kameralı bir monitör. - Tabi.
A câmara e o monitor para os seus amigos. Sim, sim.
- Arkadaşlarınız için aldığınız kamera ve monitör.
Aqui está um monitor, certo?
Bakın, burada bir monitör var, değil mi?
Agora, o monitor está avariado, morto.
Monitör parçalandı. O öldü.
Não se deixe apanhar desprevenido, compre o monitor cardíaco zombie da Zomcon.
Zomcon'un zombi uyarısı veren kalp takip aygıtını alın.
A cara dele está reflectida no meu monitor.
Monitörümden yansıyan... - yüzü görülüyor.
Vi o reflexo dele no meu monitor!
Monitörümdeki yansımasını gördüm.
Estão a olhar para o monitor.
Monitöre bakıyorlar.
Vigilância, ponham dois técnicos no monitor do radar.
Gözetleme ekibi, iki teknisyen radarın başına geçsin.
O American 11vai para Washington. Ponham todos os sinais no monitor a sul de Nova Iorque sobre Jersey.
New York'un güneyindeki ve Jersey üzerindeki uçuşları görmek istiyorum.
Ponham todos os sinais no monitor.
Bütün uçuşları görmek istiyorum, beyler.
Acho que o Monitor também o aprova.
Sanırım Monitor de onaylıyor.
Sentes-te mal-humorada, sua bruxa'relinchadora'com pescoço de peru... porque é que não montas na minha pila e vês se isso liga o teu monitor?
Kavgacı, mızmız saksocu kaltak! Niye kucağımda hoplayıp monitörünü çalıştırmayı denemiyorsun, canım?
Monitor cardíaco.
Damar yolunu açın.
O dispositivo que está vestindo está conectado com o meu monitor cardíaco.
Üzerindeki aygıt, benim kalp atım monitörüme bağlı.
No momento em que o monitor deixar de registrar os bipes o colar explodirá.
Kalp monitör düz çizgi halini aldığı ya da gözden kaybolduğun o tasmada bir patlama gerçekleşecek.
Senão ele se aborrecerá, e poderá remover o monitor cardíaco.
Aksi halde muhtemelen endişelenmeye başlayıp ve kalp monitöründen kurtulacaktır.
Na maioria das vezes, é preciso colar-se ao monitor, para ver alguma coisa.
Çoğu zaman gerçekten iyi bir şeyi görebilmek için gözlerinizi kısmak zorunda kalıyorsunuz.
Me dê aquela tela do monitor. A quebrada.
Bana monitör ekranını getir, kırık olanı.
Eu não sei se é a falta de sangue ou o plástico derretido do monitor mas eu me sinto ótimo!
Kaybettiğim kandan mı yoksa..... monitörün eriyen plastiğinden mi bilmiyorum ama kendimi harika hissediyorum.
Foi assim que levei aquele monitor para casa.
Monitörü evime öyle götürmüştüm.
Se calhar é do monitor.
Sanırım monitör sorunu.
Eu vejo pelo monitor, desenvolvo um plano de ataque.
Bir plan kuracağım.
Coloque-a no monitor.
Ekrana ver.
Lê o que está no monitor ali.
Monitörde yazanı oku.
Se não fosse a televisão do bebé, eram capazes de acordar sem nada em casa.
Monitör olmasaydı, uyandığınızda evi bomboş bulabilirdiniz. Ve en kötüsü çocuk da olmazdı.
Se prestarem atenção ao monitor...
Evet.
Onde é o maldito sistema de câmeras?
Nerede bu koduğumun monitör sistemi?
- Olhe para o monitor!
- Monitörlere bak!
Canal 3 aberto.
Monitör kanal 3 açık.
O monitor, claro...
Çift tıklama..

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]