Translate.vc / portugués → turco / Mäquina
Mäquina traducir turco
13,999 traducción paralela
Visto que a Sra. Groves não pode sair do metro até que a máquina lhe restaure a sua identidade falsa, é o mínimo que posso fazer.
Makine gizli kimliğini düzeltene kadar Bayan Groves istasyondan ayrılamayacağı için elimden geleni yapıyorum.
Vais ter a máquina a funcionar em breve.
En kısa zamanda Makine'yi çalıştıracağım.
Finch, como é que ensinaste a tua máquina a ser boa?
- "Belki de" yeterli değil. Finch, Makine'ne iyi olmayı nasıl öğrettin?
Então este é o sumo que a máquina precisa?
Makine'nin ihtiyacı olan tüm enerjiyi bunlar sağlayabilecek mi?
Construí a heurística do núcleo da máquina no vagão do metro.
Makine'nin çekirdek sezgilerini vagonun içine inşa ettim.
O carro é o cérebro, e os GPU vão adquirir o resto do sistema nervoso da máquina.
- Hayır, buna gerek yok. Vagon beyin aldığımız GPU'lar da Makine'nin sinir sistemi.
Então a máquina vai recuperar toda a informação que perdeu. Boa.
Yani Makine kaybettiği tüm bilgiyi geri alabilecek.
A máquina não a consegue encontrar.
Makine onu bulamıyor.
A máquina vai avisar-nos se a menina Shaw aparecer.
Bayan Shaw ortaya çıkarsa Makine bize haber verecek.
Restringir a máquina quase nos matou na última vez.
Geçen sefer Makine'nin elini kolunu bağladığımız için az daha ölüyorduk.
Mas limitar o nosso acesso à informação não vai restringir a máquina.
Bizim bilgiye ulaşımımızı sınırlandırmak Makine'nin elini kolunu bağlamaz ki.
Se ela cair nas mãos erradas... Se os números que a máquina deu-nos evoluírem... Vamos fechar o sistema.
Eğer bu yanlış kişilerin eline geçerse Makine'nin verdiği numaralardan bir sonuç çıkarsa sistemi kapatacağız.
A máquina está a esbater o rosto das pessoas.
Makine insanların yüzlerini bulanıklaştırıyor.
A máquina está a relacionar as ameaças com a violência, mas ela não está a processar o contexto.
Makine tehditleri şiddetlerine göre ilişkilendiriyor ama bağlamı işleyemiyor.
Vamos correr um diagnóstico na máquina, ver como ela lida com o contexto de alguns assuntos.
Makine'ye tanı analizi yapalım. Bakalım bazı konularla ilgili bağlamları nasıl işleyecek?
A máquina ainda está operacional.
Makine hâlâ çalışıyor.
A máquina pode ser muito... O termo técnico é banana.
- Teknik tabir "keçileri kaçırdı".
A máquina também deu-nos um miúdo do poster da Clearasil e um actor reles, e ainda temos mais de duas dúzias para verificar.
Makine Clearasil reklamında oynayan birinin ve kepaze bir oyuncunun numaralarını da verdi. Ayrıca daha bakmamız gereken 20 küsür numara var.
A máquina tem uma placa de circuito solta.
Makine'nin devre kartlarından birisi gevşemiş herhalde.
John, a máquina está presa no tempo.
John, Makine zamanda bir oraya bir buraya gidiyor.
Isto deve cortar o acesso da máquina à porta.
Bu, Makine'nin kapıya erişimini engelleyecektir.
A máquina sobrecarregou o seu implante cocleare?
Makine koklear implantınıza aşırı yükleme mi yaptı?
A máquina virou-se contra nós, e não tenho a certeza se podemos lidar com isto sozinhos.
Makine bize sırt çevirdi. Tek başımıza baş edebileceğimizden emin değilim.
Vamos lidar com a máquina.
Makine'yle biz ilgileniriz.
Menina Groves, acho que devia falar com a máquina pessoalmente.
Bayan Groves, isterseniz Makine'yle tek başıma konuşayım.
A máquina, matei-a porque ela mentiu.
Makine'yi yalan söylediği için öldürdüm.
A máquina pensa que somos uns monstros.
Makine canavar olduğumuzu düşünüyor.
É possível que a máquina tenha enviado um assassino atrás do John.
Tetikçiyi John'un peşine Makine göndermiş olabilir.
E se ele vier atrás da máquina ou de nós?
Olay ya Makine ya da biz aşamasına gelirse?
A máquina é a nossa única hipótese de sobrevivermos.
Makine hayatta kalabilmek için tek şansımız.
Receio que sejamos apenas nós e a máquina.
Korkarım Makine'yle baş başa kaldık.
Não consigo lutar sozinho com a máquina.
Makine'yle tek başıma baş edemem.
Foi a máquina que a contratou.
- Onu Makine tutmuş.
É o melhor até que a máquina restabeleça as suas identidades falsa.
Makine'nin dönüşümlü gizli kimliklerinizi yeniden tesis etmesi hepimiz için en hayırlısı olacak.
Mas precisamos ser capazes de fazer as perguntas à máquina se queremos ganhar.
Kazanmak istiyorsak Makine'ye sorular sorabiliyor olmalıyız.
A máquina parece sã novamente.
Makine yeniden aklı başında görünüyor.
Uma máquina que o espia a cada hora do dia.
Günün her saatinde sizi izleyen bir makine.
Parece que a maioria dos erros desapareceram da máquina 2.0, dado o fluxo constante dos números que estamos a receber.
Makine 2.0'daki sorunların büyük bir kısmını çözmüşsün gibi duruyor. Sabit akışla gelen numaraları düşünürsek.
Quero dizer, se a máquina está aberta, porque não lhe perguntamos apenas. porque é que ela está a enviar-nos o número?
Yani madem Makine açık, neden onun numarasını gönderdiğini sormuyoruz?
Porque, Sr. Reese, embora a máquina tenha-se tornado confiável na entrega dos números, ainda não é totalmente confiável no processamento e entrega de outras informações.
Makine numara gönderimi konusunda güvenilir hâle geldiyse de Bay Reese diğer bilgilerin işlenmesi ve gönderimi konusunda çoğunlukla güvenilmez.
A máquina tornou-te numa estafeta?
Makine seni paket teslimat şoförü mü yaptı?
Tens a certeza que a máquina não pode ajudar?
Makine'nin yardım edecemeyeceğine emin misin?
Estou a ligar porque acho que sei a razão porque a máquina colocou-me neste trabalho.
Seni aradım çünkü sanırım Makine'nin neden beni bu işe gönderdiğini öğrendim.
Pode ser a máquina que os esteja a reencaminhar a tentar ajudar a reconstruir.
Belki tekrar inşa etmeye yardım edecek bir şey ararken Makine rotalarını değiştirmiştir.
É mesmo só isto que a máquina pode dar-nos?
Makine ancak bu kadarını mı verebildi?
Com base na matrícula da carrinha que nos forneceu, a máquina identificou essa parte da estrada como a última localização conhecida do veículo do Beale.
Gönderdiğiniz araç plakasından yola çıkarak Makine Beale'in aracını en son orada gördü.
A série de uns e zeros que a máquina enviou-te.
Makine'nin sana gönderdiği 0 ve 1'lerden oluşan dizi.
A máquina?
Makine'yi mi?
A poema que a máquina enviou-nos sobre a metamorfose, Acho que ela quer que nós deixemos o malware seguir o seu curso.
Makine'nin başkalaşımla ilgili bize gönderdiği şiir bence kötü amaçlı yazılımın normal seyrini izlemesini istiyor.
Uma máquina que o espia a cada hora de cada dia.
Günün her saatinde sizi izleyen bir makine.
Não, acho que vou deixar isso para a máquina.
Hayır, o işi Makine'ye bırakırım diyordum.