Translate.vc / portugués → turco / Nero
Nero traducir turco
410 traducción paralela
O grande toureiro que acabou com Nero, foi quem me ensinou esse truque.
Büyük matador Don Junero bana muhteşem bir toz vermişti.
- Quando a ganhou o Selsea - 63BC na presença do imperador Nero.
- Chelsea ne zaman kazandı? - İ.Ö. 63'te, Nero'nun huzurunda.
Não seja como Nero E desperdice tempo.
Nero'ya benzeme Ve vaktini harcama
Que nunca a alma de Nero entre neste firme peito!
Neron'un canavarlığı girmesin içine.
Temos de confiar no Nero.
Nero'yu sıkıştıralım.
Lar doce lar, Nero.
Burası evdeki gibi olmaz, Nero.
Que acabem todos como Nero!
Sonunuz Neron'a benzeyecek.
O Nero, talvez, ou o Albert Schweitzer.
Belki Nero ya da Albert Schweitzer'ı.
Sei que vai saltar sobre mim! Como Nero saltou sobre a Pompea.
Tıpkı Nero'nun Poppaea'ya yaptığı gibi.
Nero tocou harpa em Anzio enquanto Roma ardia.
Neron, Roma yanarken burada, Anzio'da keman çalmış.
Sou a Dra. Nero, a sua orientadora de reintegração.
Ben Dr Nero, İntibak danışmanınız.
Chega pela pista o valente Nero o herói de Ludington.
Direksiyonda da "Kahraman Nero" Ray Lonnegan.
Nunca chegou a ganhar nenhuma medalha aqui, mas... três grandes vitórias em outras províncias esta temporada... mais o seu novo carro exclusivo, isso significa que Nero não vem para brincar.
Kıtaötesi yarışı hiç bitiremedi ama bu sezon üç taşra yarışını kazandı, ayrıca yepyeni bir canavarı var. Bu da Nero'nun şakası olmadığını gösteriyor.
Depois se acerca Nero o leão... seguido por Calamity Jane que luta pelo terceiro posto.
Şu anda Boğa'yı kullanan Calamity Jane tarafından geçildi. Böylece üçüncülüğe yerleşiyor.
Frankenstein vai direito para o oeste a toda velocidade enquanto Nero... o herói, que lhe pisa os calcanhares, pode ler-lhe a matrícula.
Frankenstein hâlâ başı çekiyor. Batıya doğru lider gidiyor. Peşinde Kahraman Nero var ve ondan kalanlarla idare etmeyi umuyor.
A execução do herói Nero... é o primeiro golpe que a gente quer dar contra o... comportamento corrupto do Presidente.
Cani katil Nero'nun infazı, insanların Bay Başkan'ın yozlaşmış ve şeytani düzenine karşı halkın ilk darbesidir.
- Emoção? Vão matar-te!
Nero'yu öldürdüler.
O governo disse que não quer que ninguém comente nada... sobre a morte de Nero o herói, compreendido?
Hükümet, Nero ile ilgili hiçbir şey söylenmesini istemiyor. Anlaşıldı mı?
- Deveria dar-nos mais pontos, os que ganhou Nero, por exemplo.
Nero'dan hemen sonra bize koruma vermeliydiniz.
O Presidente diz que foram os franceses os que... lixaram o Nero e a Mathilda.
Bay Başkan, Nero ve Matilda'yı haklayanların Fransız'lar olduğunu söyledi.
César, o vosso enteado, o nobre Druso Nero, quer despedir-se de vós.
Caesar, üvey oğlunuz Drusus Nero, gitmek için izin istiyor.
Um despacho de Druso Nero para o seu nobre irmão.
Drusus Nero'dan soylu kardeşine bir mesaj.
Tibério Cláudio Druso Nero Germânico, sua família e amigos.
Tiberius Claudius Drusus Nero Germanicus ailesi ve arkadaşları.
Bem-vindos Tibério Cláudio Druso Nero Germânico, sua família e amigos.
Tiberius Claudius Drusus Nero Germanicus sen, ailen ve arkadaşların, hepiniz hoşgeldiniz.
Nero, um rapaz merecedor, em todos os aspectos, de um destino imperial.
Nero, her bakımdan İmparatorluk servetine layık bir çocuk.
Mas o detesta o imperador Nero!
Ama İmparator, Nero'dan hiç hoşlanmıyor.
E serei uma mãe para Britânico e Octávia, tal como sou para o meu próprio filho, o meu querido Nero.
Britannicus ve Octavia'ya da annelik yapacağım. Kendi canım oğlum Nero'ya yaptığım gibi.
Ele adoptou o nome de Nero.
Nero adını aldı.
Pede desculpa ao Nero, Britânico.
Nero'dan özür dile, Britannicus.
O Nero adora-a.
Nero, Octavia'yı çok seviyor.
O Nero gosta muito de ti, sabes?
Nero seni çok seviyor, biliyor musun?
Bem, querida, pensei que ias sugerir que eu adoptasse oficialmente o Nero e o tornasse herdeiro em igualdade com o Britânico.
Nero'yu resmen evlat edinmemi isteyeceğini düşünmüştüm. Onu ve Britannicus'u ortak mirasçılarım yapmamı.
Ao casar Nero com a vossa filha e ao adoptá-lo como vosso filho, assinaste tua sentença de morte!
Nero'yu evlat edinip, kızınızla evlendirerek kendi ölüm fermanınızı imzaladınız.
Nero está destinado a governar depois de mim, e não o Britânico.
Kaderde yerime Nero'un geçmesi var, Britannicus'un değil.
Nero pode tornar-se Imperador, haveis tratado disso, mas será ela quem governará através dele, a vossa mulher, Agripinila.
Nero, İmparator olabilir, bunu halletiniz ama perde gerisinden karınız yönetecek, Livia'nın Tiberius üzerinden yönetmesi gibi.
Como Lívia governou através de Tibério.
Hayır. Nero annesini öldürecek.
Não, Nero matará a sua mãe. Isso também foi pressagiado pela Sibila.
Kahin bunu da öngörmüştü.
Previu o meu e prevê o do Nero.
Benimkini de.
Está escrito, Narciso.
Nero'nunkini de söylüyor.
Agora devo destruí-la, de uma vez por todas, isto é, o Nero irá destruí-la.
Şimdi onu ilelebet yok edeceğim. Daha doğrusu Nero yok edecek.
Tenciono alterar o meu testamento a favor de Nero e quero explicar-te exactamente porque o farei.
Bak, vasiyetimi Nero lehine değiştirmeye karar verdim bunu neden yaptığımı tam olarak sana açıklamak istiyorum.
Segundo, Nero está destinado a suceder-me como Imperador.
- Ama yerime Nero'nun geçmesi kaçınılmaz. - Neden?
Aí o Nero não te poderá tocar, pois não há ninguém para te denunciar.
Nero'nun eli oraya uzanamaz, çünkü orada seni ele verecek kimse yok.
O Nero está louco.
Nero deli.
Não tenho medo de Nero!
Nero'dan korkmuyorum.
O Nero é um cobarde.
Nero korkağın tekidir.
Quando for oficialmente um homem, competirei com Nero em tudo.
Resmen erkek olursam, Nero ne yaparsa yapsın, üstesinden gelirim.
- Nero matá-lo-á.
# Nero onu öldürecek.
Depois o Nero matá-la-á.
# Sonra da Nero annesini öldürecek.
Eu acho que ele acabou com o Nero.
Sanırım Don Junero'ydu.
Eu, Tibério Claudio Druso Nero Germânico
Ben, Tiberius Claudius Drusus Nero Germanicus tüm unvanlarımla başınızı ağrıtmayayım, falan feşmekan işte bir zamanlar, ki çok önce de değil arkadaşlarım ve akrabalarım tarafından Ebleh Claudius, Şu Aptal Claudius ya da Pepe Claudius olarak tanınan ben, şu an hayatımın bu tuhaf öyküsünü yazmaya hazırlanıyorum.