Translate.vc / portugués → turco / Nic
Nic traducir turco
258 traducción paralela
Isto é um reconhecimento, não um pic-nic num parque.
Bu bir keşif görevi, piknik değil.
Sei um local ideal para um pic-nic!
Şurada yukarıda, piknik yapmaya uygun, çok güzel bir yer biliyorum!
Nic, queres um bocado?
İşte al, Nic.
- Toma, Nic.
İşte al, Nic.
- Por que não vais também, Nic?
Sen neden gitmiyorsun, Nic? Hayır.
Devika, em vez do teu pic-nic, queres vir até Malroad para tomarmos um café. Outro dia, talvez.
Piknik yerine Mallroad da bir kahveye ne dersin.
E a Sra. Nic? E a Pat?
Ve Bayan Nic ile Pat'i de.
A Sra. Nic?
- Bayan Nic mi?
Tenta divertir-te, Nic. A vida é curta.
- Hayat kısa.
Sim. Estás muito bonita, Nic.
Çok güzel görünüyorsun Nic.
Nic.
- Nic...
Sinto que te desiludi, Nic.
Seni üzdüğüm duygusundan kurtulamıyorum Nic.
Base, aqui é do Controlo NIC.
Ağı değiştirin. Atış üssü, burası NlC kontrol.
Vamos conhece-lo e vamos ter um pequeno pic-nic.
Onu karşılayalım, güzel bir piknik yapalım.
O rato é o pic-nic.
Pikniğimiz fare olacak.
Diz o nome de alguma coisa que se leva para um pic-nic.
Piknikte yanına alacağın bir eşya söyle.
Desculpem lá amigos, pelo "coitus interruptus", Sei que têm todos muita fome deste pic-nic, mas não comam muitos músculos de bovinos grelhados - ou seja hamburgers.
Bu ufak kesinti için beni bağışlayın. Pikniği açlıkla beklediğinizi biliyorum. Mangalın üzerindeki kömürlerden fazla yemeyin.
Vem ter comigo à mesa de pic-nic dentro de 10 segundos. Eu conto-te tudo. Está bem.
On saniye sonra piknik masasında hepsini anlatırım.
Pensei que poderíamos ir... a algum lugar para fazer um pic-nic nas montanhas.
Bugün dağlara doğru... pikniğe gideriz diye düşünmüştüm.
Era aqui que eu te queria trazer para o pic-nic.
Seni piknik için buraya getirmeyi düşünmüştüm.
Queres levar o teu pic-nic lá para fora, Jack?
Pikniğini dışarda yapmak ister misin Jack? Affedersin Mike
Eu tenho uma reunião com o NIC.
Milli İstihbarat Kurulu'ya toplantım var.
- Nic, tratas do'modus operandi'? - Sem dúvida.
Nick tahliller için örnek almak ister misin?
Não podes, Nic.
- Bırak!
A Nic encontrou outro relógio.
Nick bir saat daha buldu.
E se ela está a dizer a verdade, Nic? Pensa bem.
Ya doğruyu söylüyorsa Nick, bir düşün.
Sim, a convidou para um pic-nic.
Tahmin edeyim, yarın piknik yapacaksınız. Tanrım, adamım.
Talvez ir a um pic-nic.
Belki pikniğe gitmek.
Toda a gente fica feliz num pic-nic.
Piknik herkesi mutlu eder!
Droga, Nic...
Hey, benim Nicky!
Nic?
Nic?
Para um pic-nic ou para uma festa, Gell-o é uma vantagem.
İster piknik, ister partide, Jöle-O bir nimet.
Não, vamos fazer um pequeno pic-nic amanhã.
Hayır, yarın minik bir piknik yapacağız.
Ouve, Nic...
Dinle Nic.
Talvez tenhamos de pensar no casamento.
Düğün için düşünmemiz gerekecek Nic.
Nic, olha, em relação à noite passada.
Bak, geçen geceyle ilgili olarak
Isto é, um dia, Nic, se é o que queres, mas não é um tanto acima do que o que podemos pagar?
Eğer istediğin buysa. Fakat sence değeri, bizim fiyat aralığımızın üzerinde değil mi?
Escuta, Nic, Ainda não aprofundei muito isto.
- Evet. Dinle Nic. Buna tesadüfen karar vermedim.
Estou a ter aqui uma crise.
Üzgünüm Nic, şu anda bir krizin tam ortasındayım.
Pára. Um apartamento minúsculo porque "Temos de ter cuidado, Nic"...
Posta pulu kadar küçük bir dairemiz vardı. "Dikkat etmeliyiz, Nic."
Eu estava com receio que gozasses comigo quando sugeri um pic-nic... mas acho tão adorável, uma maneira à moda antiga de se passar a tarde.
Sana pikniğe gidelim diyince benimle dalga geçeceğinden öyle korktum ki, Ama bu öğleden sonrayı geçirmenin güzel ve eski-tarz bir şekli gibi geldi.
Eu não tenho de te dizer que trabalhar para o meu pai não é sempre um pic-nic.
Babamla çalışmanın pikniğe benzemediğini söylememe gerek yok heralde.
Isto é um pic-nic à maneira.
Bu çok klas bir yemek ya zaten.
Mas amanhã nós vamos a Sidney Point fazer o pic-nic da escola.
- Bu yarın gerçekleşecek.
Adeus, Nic.
- Güle güle Nic.
Nic...
Yo...
Lamento, Nic.
Üzgünüm, Nick.
- Nic...
Hey Nick!
- Nic, espera.
- Nick!
Vamos fazer um pic-nic.
Piknik yapalım!
Nós...
Demek istediğim bir gün alabiliriz Nic.