Translate.vc / portugués → turco / Nicola
Nicola traducir turco
234 traducción paralela
Para ser feliz, Mara preciso de muitas coisas.
- Sen mutlu değil misin Nicola? Mutlu olmak için, Mara çok şeye ihtiyacım var. - Ne gibi?
Ainda bem que estás aqui, Nicola.
Tanrıya şükür buradasın Nicola!
Agora o Nicola ajuda-me.
Nicola bana yardım edecek!
Não estou a pensar em casar-me, Nicola.
Nicola, ben evlenmeyi düşünmüyorum.
Obrigada, Nicola.
Gitsen iyi olur inşaatçılar bekler. Teşekkürler Nicola.
Agora, o Nicola é demasiado pobre para casar com a Mara.
Nicola yüreği sızlayarak Mara'ya en iyi dileklerini diledi çünkü bu işlerin nasıl yürüdüğünü biliyordu.
Cada um tem de ficar no seu lugar.
Nicola artık Mara'yla evlenebilmek için çok fakirdi. Yerini bilmeliydi.
Nicola, lembras-te quando disseste que nós ficámos ricos e que tu eras muito pobre para casares comigo?
Bizim zengin olacağımızı ve senin de benimle evlenemeyecek kadar fakir olduğunu söylediğini hatırlıyor musun Nicola?
"Nicola..."
"Nicolo'ya..."
Nicola Fariello.
Feriello Nicola.
Nicola, Pasquale... este é Ugo.
Nicola, Pasquale... bu Ugo.
Nicola, ajuda o avô com sua palavra cruzada.
Nicola, büyükbabaya bulmacasını çözerken yardım et.
Pasquale, Nicola, qualquer outro...
Pasquale, Nicola ya da başka biri...
Segue o Sr. Baxter da igreja de San Nicola.
Sinyor Baxter'i San Nicola kilisesinden izleyin.
Senhor Nicola.
Siz Bay Nicola'sınız.
- Nicola.
- Nicola.
Nicola e Sara, que nome vão dar ao vosso filho?
Nicola, Sara, çocuğunuza ne ad koyacaksınız?
Giuliano Nicola.
Giuliano Nicola.
Bravo, Nicola!
Ne hoş.
O pátio está um caos.
Avlu, bina molozlarıyla kaplı Nicola.
Ouve o que ela diz.
Dinle onu Nicola.
Mas quantos Nicola Toscani existem?
Ama ortalıkta kaç tane Nicola Toscani var?
- Nicola!
Nicola!
Mas mete dó, não é? Eram umas bonequinhas! Sempre muito sentadinhas com os vestidinhos a condizer...
Ne yazık, öyle değil mi ne tatlı bebeklikleri vardı bir örnek giysileri içinde otururlardı benim küçük bebeklerim, Natalie ve Nicola...
E quando tomares banho, não deixes a toalha toda molhada no chão.
Nicola, banyo yaptığında, ıslak havluları yerde bırakma...
Não acendas o cigarro, vamos comer.
O sigarayı yakma Nicola, yemek yiyoruz.
Se queres fumar enquanto comemos, vai fumar para o teu quarto.
Nicola, biz yerken sigara içeceksen, yukarı, odana çık.
Já te disse! Se não te agrada, sabes bem o que fazer!
Bak, Nicola, söyledim, hoşlanmıyorsan ne yapacağını biliyorsun.
- O que te retém aqui, Nicola?
Seni tutan ne, Nicola?
- É aquele tipo, o Patsy.
Şu Patsy denen adam. Kapıyı aç, Nicola!
Sabes que mais? - És uma gaja inútil!
Biliyor musun Nicola, sen uyumsuz bir ineksin.
- Sou a Nicola.
Adım Nicola.
Arranjamos um Rottweiler, talvez coma a Nicola.
Büyük bir Rottweiller alalım, Nicola'yı yesin.
Vou fazer chá, Nicola. Também queres?
Çay yapıyorum Nicola, ister misin?
O que é?
- Nicola! - Ne var?
- A Nicola já se deitou? - Acho que sim.
Nicola daha yatmadı mı?
- O que está na máquina? - Os meus lençóis.
Makinedeki ne Nicola?
Não acredito, Nicola.
Tost. Sana inanamıyorum, Nicola.
Posso ter pisado cocó de cão ; É melhor levantares-te. - Nicola...
Ayakkabılarım biraz tozlu olabilir, bunu yapmak istemezsin, kalk.
- O quê?
Nicola!
A Nicola não está aqui, está em casa a salvar o mundo.
Nicola! Nicola burada değil, evde, dünyayı kurtarıyor.
Nicola...
Nicola!
- Nicola, tranca a roulotte.
- Sakın üstüme kusma, Andy. Nicola, karavanın kapısı kapat.
Caramba, Nicola, o estado em que tu estás!
Tanrım, Nicola, şu haline bak.
Ora, Nicola, todos nós vemos as notícias!
Hadi oradan Nicola, hepimiz televizyon izliyoruz.
E digo-te mais : Sempre que olho pela janela e vejo aquela roulotte ferrugenta, sabes o que penso?
Bir şey diyeyim mi Nicola pencereden dışarı bakıp, o paslı karavanı her görüşümde bana ne söylüyor, biliyor musun?
Boa tarde, Mara.
- Merhaba Nicola.
Não estás feliz, Nicola?
- Tasası yok.
É verdade, Nicola?
Doğru mu Nicola?
- É a vontade de Deus.
- Bu Tanrı'nın takdiri Nicola.
As minhas pequerruchas, Natalie e Nicola... - E vejam-nas agora!
-... bir de şimdi bak!