Optimal traducir turco

Assegurem-se que estão a exercitar-se ao máximo.

Optimal düzeyde egzersiz yapmaya dikkat edin.

A vossa sauna é mantida numa condição óptima para um golpe de calor. 82 graus.

Saunanız sıcak çarpmasına karşı optimal koşullarda tutuluyordu. 182 derece.

Está abaixo da temperatura ideal.

Şu an burası optimal sıcaklığın da altında

Você pode fazer isto ficar menos doloroso se nos ajudar a escolher alvos melhores.

Bize optimal hedefleri seçmek için yardım edersen bu işi daha sancısız hale getirebilirsin.

Ele está constantemente a avaliar o seu terreno, a sua presa disponível, os predadores rivais... confrontando-os com o seu próprio apetite, a sua própria força, as suas necessidades, até que ele toma aquela que considera ser a decisão óptima. No entanto, com a inversão da Teoria da Decisão...

Bölgesini devamlı değerlendirir, elindeki yiyecekleri, rakip avcıları... kendi yemeği, gücü, ihtiyaçlarına karşı onları tartar, ta ki optimal bir karar verene kadar.

Por outras palavras, começamos com a decisão final?

Optimal amacı belirler, süreci tersine çevirirsin.

Hoje verificaremos uma variedade de falhas do paraquedas :

Bugün, optimal olmayan paraşüt durumlarını inceleyeceğiz.

de que a solução óptima, de se ver livre de todas as armas, permitindo aos russos fazer o mesmo, nunca poderia acontecer.

Optimal olarak her iki tarafında aynı zamanda silahlanmadan Vazgeçeceğini düşünmek imkansızdır.

Não é o melhor modo de se apreciar arte, mas cada um faz como pode.

Optimal açıdan değil sanat açısından. Neyse, biz... Üstesinden gelmeyi başardık.

Taxa de colapso espacial aumentando para a área pré-determinada.

Uzay çarpışma değeri optimal seviyeye ulaşıyor.

Descobrindo propriedas logo após limites físicos.

Optimal iyileştirme seviyesi geçildi.

Talvez não lhes tenha proporcionado as condições ideais para o êxito.

Başarmaları için optimal ortamı yaratmamış olabilirim belki.

Sabemos que não fazes o teu melhor, em termos de representação, a menos que este grande muro, este grande muro que ergueste, esteja em baixo.

Performans olarak optimal seviyede olmadığını biliyoruz, ta ki sen araya koyduğun bu büyük duvarı kaldırana kadar.

- S01E08 - Optimal Tip-To-Top Efficiency -

Bölüm ( Sezon Finali )

Optimal.

Güzel.

Deve ficar numa óptima temperatura em breve.

Kısa bir süre içinde optimal sıcaklığa ulaşmalı.

Mas há uma certa janela de tempo ótima para acompanhamento, está bem?

Ama devamı için belirli, optimal bir zaman aralığı var, tamam mı?

Certo, a maioria de vocês perdeu-se nas ideais polinomiais no exame anterior, portanto quando escolhem o grau e domínio do polinómio, o polinómio é escolhido para minimizar o erro máximo absoluto, então o objectivo aqui é

Tamam, çoğunuz son testte optimal polinom sorularını yapamamıştınız. Polinomun derecesini ve tanım bölgesini seçtikten sonra polinomun en kötü durumdaki hataları en aza indirmesi gerekiyor.

E como parte disso, tivemos de nos perguntar se os nossos gestores regionais de distribuição são a solução mais eficiente em termos de custos.

Bunun bir parçası olarak kendimize "insan" bölgesel dağıtım müdürlerimizin maliyet açısından optimal yöntem olup olmadığını sormak zorunda kaldık.

Muito próximo dos óptimos.

Optimal değere çok yakın.