English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / portugués → turco / Opus

Opus traducir turco

142 traducción paralela
O número de abertura de Jardinet... será o primeiro movimento sóbrio e espiritual de Beethoven, do seu segundo concerto, terceiro álbum, quarto opúsculo...
Jardinet'nin açılış parçası... Beethoven'den hüzünlü ve ruhani bir parça. İkinci konçertosunun üçüncü albümünden, opus dört...
Opus-me quando quis insinuar que o André tinha ajudado o meu marido a suicidar-se.
- Ama- - Sen Andre'nin kocama kendisini öldürmesinde yardım ettiğini söylemek istediğinde itiraz etmiştim.
Opus-me até mesmo a isso.
Ben buna bile itiraz ettim.
Faço questão de ser franco... opus-me a esta pequena cidade desde o início.
Sizinle açık konuşabilirim Bay Thorne. İlk başta buraya gelmek istememiştim.
Senhor, o corpo principal do exército grego fugiu em direcção a Opus.
Efendim, Yunan ordusunun büyük bir kısmı Opus'a doğru kaçtı.
Opus-me a isto desde o início.
Buna ben baştan karşıydım.
- E, na verdade, opus-me... - Capitão Wyler!
- Aslında araştırmaya karşıyım...
Como médica, opus-me à experiência, mas o seu caso convenceu-me.
Tıbbi açıdan bu deneye karşı çıkmıştım. Ama senin vakan fikrimi değiştirmişti.
Confiei no meu irmão e opus-me frontalmente ao velho Sultão de Fez.
Kardeşime güvendim ve Fez'deki sultana karşı çıktım.
Este é o plural de "opus". Suponho que você já escreveu mais do que uma?
Yani sanırım birden çok eser yazmışsınızdır.
Não! Minha família é do Opus Dei.
Hayır, ailem Opus Dei'ye bağlıdır.
Tem complexo de culpa. Com uma mãe Opus Dei não é difícil.
Çok fazla suç kompleksi var, ama annesi Opus Dei üyesiymiş.
Nunca conseguiu flagelar-se.
Asla dikenli zincir ( * ) giyemezdi. ( Opus Dei mezhebinin bir çeşit çile ayini )
Como me recordo, Opus-me ao seu alistamento na Frota Estrelar..
Hatırladığım kadarıyla Yıldız Filosu'na girmene karşı çıkmıştım.
Eu primeiro opus-me à ideia, mas a família de Willows, os Oglanders, insistiram, mas preocupa-me a publicidade.
Başta bu fikre karşıydım, ancak Willows'dakiler, Oglander Ailesi, ısrar etti, fakat alenen bilinecek diye endişeleniyorum.
Gersten. Vou tocar uma música de Mendelhson. "Rondo capriccioso, Opus 14".
Şimdi Mendelhson'dan Opus 14'i çalacağım.
Quando soube da operação, opus-me, mas depois pensei : "Se o Homer quer ser mulher, deixa-lo ser."
Ameliyatı ilk duyduğumda, karşı çıktım. Ama sonra düşündüm ki madem Homer kadın olmak istiyor, olsun.
Talvez deva recordar ao meu velho amigo Garak que a retirada de Bajor foi uma decisão dos líderes civis, à qual me opus.
Peki o zaman, belki de eski dostum Garak'a benim karşı çıktığım.. ... Bajor'dan geri çekilme kararının siviller tarafından verildiğini hatırlatman iyi olur.
A minha maior obra!
Benim magnum opus'um,
Somos a melodia e as notas do seu opus. E somos a música da sua vida.
Bizler sizin yapıtınızın ezgileri ve notalarıyız, ve bizler sizin yaşamınızın müziğiyiz.
Não. Opus-me à decisão de infringir o tratado, mas fui derrotado no Conselho.
Hayır, anlaşmayı bozmaya karşı çıktım ama Konsey beni geçersiz kıIdı.
Comecei meu trabalho mais importante. Meu opus!
Ana işime, yapıtıma başladım!
- Opus.
- Opus.
Nos anos seguintes o trabalho de Roberta foi financiado a Opus 118.
Roberta'nın programını 3 yıl karşıladı. Sonraki yıllarda Roberta ve destekçileri özel vakıfları Opus 118 aracılığıyla bağış toplayarak ve yardım konserleri yaparak programı devam ettirdiler. Devlet Okulları Müdürlüğü 4 ise imkanlarına göre destek verdi.
depende de donativos.
Daha çok çocuğa ulaşmayı uman Opus 118 yapılan bağışlarla yaşıyor.
O crescendo do meu opus odioso!
İğrenç eserimin doruk noktası!
Sempre me opus a isto.
Buna başından beri karşıydım.
Não me opus, dado o ambiente daqui.
İtiraz etmedim, zaten burada da işler karışıyordu.
Tinha a intenção de tocar o Opus 33b de Schonberg, pois facilmente poderia disfarçar qualquer deslize da minha parte.
Aslında Schönberg'in Opus 33B'sini çalmaya niyetliydim. Böylece yanlış bastığım notaların fark edilmeme şansı artacaktı.
Para a próxima, traga o Opus 19, mas por hoje...
Gelecek sefer Opus 19'u getirin. - Ama bugün... - Önce konuşalım, lütfen ama.
Não, não me opus nada.
Hayır, hiç de bile.
Eu opus-me.
Ben karşı çıktım.
A construção em sí é tijolo e pedra. Opus reticulatum. Romano.
- Bina roma üslubu tuğla ve taş.
Conhece a sonata de Paul Hindemith para violoncelo, opus 25?
Hindemith'in çello sonatı, opus 25'i biliyor musun?
Quero que saibas que me opus a que incluíssem essa cena.
Kurgunun öyle yapılmaması için çok savaştığımı bilmeni isterim.
Montaremos a sua opus Mas temos o trunfo na mão
Eserini sahneye koyacağız ama unutmayın, as bizim elimizde.
Sabes, uma vez fizemos um piquenique aqui... e bebemos um Opus Um de 1995.
Bir keresinde pikniğe gelmiştik.
Com salmão fumado e alcachofras, mas nem nos importamos.
95 Opus One içmiştik tütsülenmiş somon ve enginarla.
E eu não me opus.
İtiraz etmedim.
Opus-me à sua nomeação para Capitão da Enterprise, mas é evidente que estava enganado.
Senin, Atılgan'ın kaptanı olarak atanmana karşı çıkmıştım ama açıkça belli ki yanılmışım.
É como uma música chamada "Opus 15" ou Parte 3 da "Invention In A Minor".
Evet. Müzikteki gibi. Opus 15 veya la minör üçüncü bölüm.
- Opus
- Opus.
É da Opus Dei.
Opus Dei'ye ait o.
- Tretas! A tua mulher é da Opus Dei.
Senin karın Opus Dei'de.
Toda a minha vida me opus a figuras de autoridade.
Ben bütün hayatımı bir adamın lafını dinleyerek geçirdim.
Eu encontro-me consigo no Opus Bar á meia-noite e quinze.
Seninle 12 : 15'de Opus Bar'da buluşuruz.
Deve ter sido às 9 horas. - Mesmo à porta do Opus.
- Yaklaşık 9.00 gibi.
Vamos encontrar-nos com o Bobby no Opus.
Opus'ta Bobby'le buluşuyoruz.
Opus-me.
Onu yetkisiz kıldım. İndik.
Não me opus aos teus encontros com aquela minha amiga. - Tu o quê?
- Ne yaptın sen?
- Ouviram isto.
- Bunu duydunuz mu? - Opus?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]