Translate.vc / portugués → turco / Pace
Pace traducir turco
132 traducción paralela
Você conhece a igreja de Santa Maria da Paz em Roma?
Roma'daki Santa Maria della Pace kilisesini biliyor musunuz?
E agora, "Conversas Psicológicas" com a Dra. Toni Pace.
Şimdi Dr. Toni Pace ile psikoloji sohbetine katılıyoruz.
Requiescat in pace.
Huzur içinde yat.
O meu pace...
Kalp pil- -
Vou-lhe chamar Pace, seja rapaz ou rapariga.
Kız da olsa, erkek de olsa, adı Pace olacak.
É difícil acreditar que Pace terá seis anos quando tu saíres.
Sen dışarı çıktığında Pace'in altı yaşında olacağı inanılır gibi değil.
Dá ao teu pai a mão, Pace.
Babana elini ver, Pace.
Agora que está interrompida quero que batas no pace car.
Hâlâ uyarı altındayız, dışarı çık ve arabayı yavaşlat.
- No pace car? - Bate no pace car.
Arabayı yavaşlatmak mı?
O pace car está quase a sair. Não temos muito tempo. Diz-me como.
Hızlanamayan araç yarış dışı kalabilir.Konuşmak için zaman yok tamam mı.
O pace car vai sair. Podes passar pelo exterior.
Dışarıdan zorlamalısın, onu yakalayabilirsin.
Façam-me sair à frente do pace car ou é o fim!
Şu arabanın önünde çek beni, yoksa bu yarış sona erecek!
Já está. - O pace car vem aí.
- Evet, taktım.
O pace car sai da pista e é dada a bandeirada verde.
Yeşil bayrak çıktı, yarış devam ediyor.
- Estão a aproximar-se.
- Dağılıyorlar, Bay Pace.
Atingiu o Sr. Pace!
Bay Pace'i vurdunuz!
- Sr. Pace!
- Bay Pace!
- Obrigada, Sr. Pace.
- Teşekkür ederiz, Bay Pace.
- Confirma que é Harrington Pace?
- Bay Harrington Pace olduğuna emin misiniz?
Disse que queria ver o Sr. Pace e eu trouxe-o até à sala de armas, como faço sempre com as visitas.
Bay Pace'i görmek istediğini söyledi. Ben de onu ziyaretçileri hep götürdüğüm silah odasına götürdüm.
Harrington Pace, no Retiro, alvejado com um dos seus revólveres.
Harrington Pace, Avcı Evi'nde. Kendi tabancalarından biriyle vurulmuş.
Harrington Pace.
Harrington Pace.
- O Pace deixou-lhe £ 4000.
- Pace ona 4000 sterlin bıraktı.
Estava aqui com o Sr. Pace quando se ouviu bater à porta.
Kapı vurulduğunda burada Bay Pace ile beraberdim.
A Sra. Middleton bateu à porta, disse que o homem não dizia quem era, mas queria ver o Sr. Pace...
Bayan Middleton, bir dakika sonra geldi. Adamın ismini vermediğini söyledi. Ama adam, Bay Pace'i görmek istiyordu.
Há que verificar se o Sr. Archie tem um álibi para a altura do crime.
Ayrıca Mösyö Pace'in vurulduğu sırada Mösyö Archie Havering'in nerede olduğuna dair kanıtı var mı, merak ediyorum.
Desejo interrogá-lo em relação ao assassínio do Sr. Harrington Pace, e ao desaparecimento da governanta, a Sra. Middleton.
Amcanız Bay Harrington Pace cinayeti sebebiyle sizi sorgulayacağım. Bir de kahya Bayan Middleton'ın ortadan kayboluşu hakkında.
Disse que era a Sra. Pace e que tinha havido uma confusão embaraçosa.
- Eminim. Bana Bayan Pace olduğunu söyledi ve can sıkıcı bir karışıklık olduğunu söyledi.
Quando o Harrington Pace vivia na Irlanda, enganou o sócio e arruinou-o,
Harrington Pace, İrlanda'da yaşarken ortağını kandırdı ve onu iflas ettirdi.
Abre a porta ao cúmplice, o sujeito da barba espessa, matam o Pace e desaparecem.
Gür sakallı suç ortağına kapıyı açar Pace'i öldürürler ve ikisi de kayıplara karışır.
Diga-me, monsieur Stoddard, se quiser, na noite em que o Sr. Pace foi morto, a madame Middleton veio a sua casa para buscar algumas aves de caça, não veio?
İzninizle bir şey soracağım, Mösyö Stoddard. Mösyö Pace'in öldürüldüğü akşam, Madam Middleton sizin evinize gelip av kuşlarından aldı, öyle değil mi?
O Sr. Harrington Pace não era um homem afável.
Mösyö Harrington Pace, sevimli bir adam değildi.
Morto, herdaria a fortuna dele, mas as suas dívidas aumentaram e o Sr. Pace recusou-se a ajudar.
Zamanı geldiğinde size miras kalacaktı ancak kumar borçlarınız tavana vurmuştu ve Mösyö Pace, size yardım etmeyi reddetti.
E nessa noite fatídica, o Sr. Pace foi morto a sangue frio.
O yüzden o can alıcı akşam, Mösyö Pace soğukkanlılıkla vuruldu.
Partilhamo-la com a Pace Electronics.
Orayı Pace Electronics'le ortak kullanıyoruz.
Os homens que já lutaram numa grande batalha antes... um passo à frente.
Those men who've fought in a big battle before... one pace forward.
Tenho um Pace Tower 9000.
Bende Pace Tower 9000 var.
"Requiescat in pace. " Anima eius, et animae omnium fidelium defunctorum... " per misericordiam dei, requiescant in pace.
Tanrım sen bu küçük çocuğun tüm günahlarını affet ve onu yanına, kendi cennetine al.
Foi há muito tempo, numa distante galáxia.
O uzun zaman önceydi, Pace, çok çok uzak bir galakside.
Pilhas a zunir em corações com "pace-makers"...
Piller cızırdayıp duruyor.
Andei na Faculdade de Pace!
Pace Koleji'ne gittim!
Experimentamos um pace-maker?
Pacemaker'ı deneyelim mi?
MINGO PACE - Assalto a Automóveis Homicídio Involuntário
Mingo Pace, 1994 yılında mahkum edildi
Madame Pace!
Bayan Pace!
Com a Olivia Pace, a escritora americana.
Evet, Olivia Pace'in yanında.
Mas sobretudo deixem-me agradecer a Olivia Pace, que está aqui esta noite.
Ama en çok da Olivia Pace'e teşekkür etmeliyim.
Acredita. Tens de relaxar, e deixar-nos ter uma vida.
Güven bana, kendinizi pace zorunda ve bize hayat izin vermelisin.
Sr. e Sra. Pace.
Bay ve Bayan Pace...
O "pace car" sai da pista, e é bandeira verde! É tudo ou nada no circuito da Califórnia!
Güvenlik aracı yoldan çekildi, yeşil bayrak sallandı ve Kaliforniya yarış pistinde yarış başladı!
Olá, Sra. Pace, pequena Susie.
Merhaba, Bayan Pace. Küçük Susie.
# Pace yourself, Cujo.
Hadi gidelim Will, 5 dakika oldu.