Translate.vc / portugués → turco / Pardon
Pardon traducir turco
19,738 traducción paralela
Desculpa?
Pardon?
- Perdão?
- Pardon?
Desculpe?
- Pardon?
Desculpe, preciso de...
Pardon, affedersiniz. Banyoyu kullanmam gerekiyor.
Desculpe-me, Sr. McBride?
Pardon, Bay McBride?
Eu... eu peço desculpa, o que... o que é que eu fiz?
Pardon, ne yaptım?
Com licença.
Pardon.
Desculpa.
Pardon.
- Desculpa?
- Pardon?
Desculpa, o quê?
Pardon, ne dedin?
Desculpem, um segundo.
Pardon, bir saniye. Devam ederiz.
- Desculpe, quem fala?
Pardon, siz kimsiniz?
Vai cagar num parafuso!
Cehennem olup gidin! Pardon?
Tens visto o Drake?
Pardon? - Son zamanlarda Drake'i gördün mü?
Desculpe, já nos conhecemos?
Pardon, tanışmış mıydık?
- Desculpe, começar o quê?
- Pardon, neye?
Desculpe.
Pardon.
- avisos... Perdão?
... uyarılarda bulunacağım, pardon?
Perdão.
- Pardon.
Desculpe, posso arranjar-lhe alguma coisa?
Pardon, bir şey içer miydiniz?
Desculpa, é o mais acertado.
Pardon, bu doğru hareket
Desculpa. Vou-me embora.
Pardon, gitmeliyim.
Não, duas, com aquela em que tomei tanto Prozac, que fiquei com discinesia tardia, embora tenha sido acidental.
Pardon iki defa fazlasıyla prozac aldığımı seferi de sayarsak ki tardive dyskinesia olmuştum, ama o bir kazaydı.
- Desculpem.
Pardon
Desculpem.
Pardon.
Bem, não despedida.
Pardon, kovulmadın.
Desculpe. Desculpe. Está com a impressão de que ganhou?
Pardon ya, kusura bakmayın da siz kazandığınızı falan mı sanıyorsunuz?
- Alguns...
- Biraz... Pardon.
Desculpa, quanto é que a tua versão de Frozen lucrou?
Pardon da senin Frozen versiyonun ne kadar gişe yaptı?
Menina, desculpe, mas como não gosta do filme?
Bayan, pardon da o filmi nasıl beğenmezsin?
Desculpe, quem manda aqui?
Pardon. Pardon. Yetkiliniz kim?
Com licença.
Müsaade et. Pardon.
- Desculpa?
Pardon?
Bem, peço desculpa. Quase todos.
Pardon, neredeyse tamamının.
Desculpem, estou com muito frio, por isso estou a tentar dizer palavras que me façam sentir mais tropical.
Pardon, çok soğuğum da o yüzden ben de kendimi daha tropik hissettirecek kelimeler kullanıyorum.
Vejo que está a precisar de dinheiro. O Emil tinha dinheiro da família e depois de casar com aquele traste, mereço todos os centavos que conseguir. Sabiam que o Emil nunca parou num único emprego decente
evet gerçekten paraya ihtiyacınız olduğunu görüyorum emil in aileden parası vardı bu gerizakılıyla evlenince o para benim de oldu hepsini hakkettim evliliğimiz boyunca emilin hiç bir düzgün işte tutunamadığını biliyor musunuz o yüzden mi kocanızı dövüyodunuz pardon?
Um segundo.
Pardon.
Com licença.
Aa, pardon.
- Desculpem, preciso de água.
Pardon.
- Como?
- Pardon?
- Mil perdões.
Oh, binlerce kere pardon.
Como?
Pardon?
Desculpe.
Pardon, polisle birlikte çalışıyorum.
Peço desculpa.
Pardon.
Desculpa.
Pardon ama daha çabuk havaya uçmak mı istiyorsun?
Isso é possível?
Pardon, bunun olması mümkün mü?
- Perdão.
- Pardon.
Peço desculpa. Não ouvi isso.
- Pardon, duyamadık da.
- Desculpa, o quê?
Pardon anlamadım?
- Perdão. Quer que pare? - Não.
sessiz ol misafirlerim var pardon durmamı mı istiyorsun?
- Perdão?
Pardon?