Paulson traducir turco

- James. - Este é o Joey Paulson.

Baba, benden utanıyor musun?

- Este é o Joey Paulson.

- Bu Joey Paulson.

Este é um homem e tem nome, chama-se Robert Paulsen, sim?

Bu bir insan ve onun bir adı var. Ve adı Robert Paulson, tamam mı?

- Robert Paulsen.

Robert Paulson?

Ele chama-se Robert Paulsen.

Onun adı Robert Paulson.

Ele chama-se... Robert Paulsen.

Onun adı Robert Paulson.

Fora daqui.

Onun adı Robert Paulson. Onun adı Robert Paulson.

Ele chama-se Robert Paulsen...

Onun adı Robert Paulson. Onun adı Robert Paulson.

Nas traseiras, enterrado no jardim, encontra o corpo de Robert Paulsen.

Arka tarafta bahçeye gömülmüş olan Robert Paulson'un cesedini bulacaksınız.

- O Paulson e o Breeher.

- Paulson ve Breeher.

Estes são os agentes Paulson e Breeher.

Bunlar Ajan Paulson ve Breeher.

Paulson, estás a ouvir-me?

Paulson, duyuyor musun?

Paulson.

- Paulson.

Não precisa de se desculpar, mas creio que é melhor o Paulson acabar isto.

Özre gerek yok, ama sanırım bu işi Paulson bitirmeli.

- Agente Paulson, precisamos de uma pausa.

- Ajan Paulson, sanırım ara vermeliyiz.

Já as instalei. O Paulson está a tomar conta delas e está lá a equipa de segurança extra.

Paulson onlarla ilgileniyor... ve ekstra güvenlik ekibi de geldi.

Disseste que o Paulson estava a acabar o relatório.

- Evet? Sorguyu Paulson mı bitirecek demiştin?

Acabei de falar com o Paulson.

Evet. Demin Paulson'la konuştum.

Compreendo-a, mas não pude acabar o relatório. Deixei isso a cargo do Paulson.

Onu suçladığımdan değil, ama sorguyu bitiremedim, ayrılıp Paulson'a bıraktım.

Por que é que não ligas ao Paulson, para ver se elas já acordaram?

Aslında neden Paulson'ı arayıp uyandılar mı diye sormuyorsun?

- Foi o Paulson que mo deu.

- Paulson'ın verdiği.

O Art Paulson?

Art Paulson'ı mı?

Encontrei o Art Paulson, o ex-xerife.

Eski şerif Art Paulson'a ulaştım.

Sim. Paulson.

Evet Paulson.

- Paulson.

- Paulson.

Detective Paulson.

Dedektif Paulson...

- Matt Paulson.

Matt Paulson.

- Irmão de Tina Paulson.

Tina Paulson'ın ağabeyi.

Ainda assim, não vamos entrar no duplex dos Paulson dizendo que o Matt estava a importunar uma menor.

- Kız 16 yaşında. Matt'ln yaşı küçük birinin sağlığını tehlikeye attığı gerçeğine dayanarak Paulson'ların dubleksine giremeyiz.

O Sargento Paulsen do Departamento do Xerife.

Bayan Driscoll? Şerif Bölümü'nden Çavuş Paulson 1. hatta.

Sargento Paulsen. Fala Erin Driscoll da UAT.

Çavuş Paulson, ben CTU'dan Erin Driscoll.

Por favor, informe o Sargento Paulsen da nova cadeia de comando.

- Lütfen Çavuş Paulson'a yeni komuta zinciri hakkında bilgi ver. - Tamam. Evet?

- Quando chega o meu veículo?

Çavuş Paulson? Aracım nerede kaldı?

Sou Wendy Paulson.

Ben Wendy Paulson.

Meu nome é Brad Paulson, estou 2 milhas ao norte de Standerbroke... acabo de testemunhar um acidente...

Ben Stoneybrook'un 2 mil kadar kuzeyinde, Forest yolundayım. Bir kaza olmuş.

Esse é Brad Paulson, ele viu o acidente e chamou socorro.

Bu Brad Polson. Kazayı gördü, 911'i aradı. Çok şükür.

- Meu nome é Hope... Paulson.

Adım Hope Paulson.

"Hope Paulson." Parente do Brad?

"Hope Paulson" Brad'le alakalı mı?

Hope Paulson.

Hope Paulson.

Brad Paulson não tem estado bem desde a morte da esposa.

Brad Paulson karısı öldüğünden beri pekte iyi değil.

Acho que foi isso que matou Hope Paulson.

Bence Hope Paulson'ı öldüren bu.

Desculpe interromper, mas o Dr. Paulson está a ligar.

Bay McGill, böldüğüm için özür dilerim. Fakat revirden Doktor Paulson arıyor.

Sim.

Doktor Paulson?

Matou o Dr. Paulson e depois tentou matar-me.

Doktor Paulson'ı öldürdü, daha sonra beni öldürmeye çalıştı.

Matou o Dr. Paulson e tentou matar-me.

Az önce Doktor Paulson'ı öldürdü ve beni öldürmeye çalıştı.

Matou o Dr. Paulson.

Az önce Doktor Paulson'ı öldürdü ve beni öldürmeye çalıştı.

É um assassino.

Az önce Doktor Paulson'ı öldürdü ve beni öldürmeye çalıştı.

Matou o Dr. Paulson.

CTU'ya girmesine izin verdin mi?

Quando foi ver o Kyle, registou-se como Jeffrey Paulson.

Kyle'ı görmeye gittiğinde, Jeffrey Paulson olarak belirtmişsin kendini.

Na verdade, vim avisar-te que o suboficial Derrick Paulson fugiu ontem da prisão.

Astsubay Derrick Paulson'ın dün hapisten kaçtığını söylemeye geldim.

Presumo que estejas de volta por causa do ex-suboficial Derrick Paulson.

Eski Astsubay Derrick Paulson için geldin herhalde.