Translate.vc / portugués → turco / Peachy
Peachy traducir turco
51 traducción paralela
Peachy Taliaferro Carnehan.
Peachy Taliaferro Carnehan.
Puxe a janela para baixo e diga : "O Peachy foi passar a semana ao sul."
Camı indirip, Peachy bir haftalığına güneye gitti, deyin.
- O Peachy foi passar a semana ao sul.
- "Bir haftalığına güneye gitti."
Vim dizer-lhe que o Peachy foi passar a semana ao sul.
Peachy'nin bir haftalığına güneye gittiğini söyleyecektim.
Como é amigo do Peachy, eu conto-lhe.
Madem Peachy'nin dostusunuz, söyleyeyim.
Eu e o Peachy não morremos facilmente.
Peachy ile ben kolay ölmeyiz.
O Peachy está tão sóbrio como eu.
Peachy de benim kadar ayık.
E agora, senhor deixe-me apresentar-lhe o Irmão Peachy Carnehan, que é ele e o Irmão Daniel Dravot, que sou eu.
Evet efendim size Kardeş Peachy Carnehan'ı, kendisi olur ve Kardeş Daniel Dravot'ı, kendimi takdim ediyorum.
O Peachy é que planeou isto.
Bunu Peachy düşündü.
E o Peachy diz : " Não importa quanto nos custaram vamos trocá-los por cabras.
Peachy, değerlerine boş verip onları keçiyle değiştirelim.
Peachy, então, estamos no Kafiristão.
Peachy, demek ki Kafiristan'a geldik. Veya gelmek üzereyiz.
Foram os últimos, Peachy.
Bu sonuncuydu, Peachy.
Peachy, na tua opinião as nossas vidas foram desperdiçadas?
Peachy, sence hayatımızı boşa mı harcadık?
Peachy, é um Gurkha.
Peachy, bu bir Gurkha.
Mostra-lhe, Peachy.
Göster, Peachy.
Não deves levar a mal, Peachy.
Önyargılı olma, Peachy.
Calma, Peachy, ele está só a ser hospitaleiro, segundo os costumes.
Yapma Peachy, kendince konukseverlik gösteriyor.
Como nos velhos tempos, Peachy.
Eski günlerdeki gibi.
Estou só a olhar, Peachy. Só a olhar.
Sadece bakıyorum, Peachy.
Diz-lhe que eu e o Peachy não vamos a lugar nenhum sem o exército.
Söyle, Peachy ve ben ordumuz olmadan bir yere gitmeyiz.
O Peachy era o general dos exércitos, mas já não havia batalhas.
Peachy, ordularının generaliydi, ama artık savaş kalmamıştı.
Peachy manteve-se, assim, ocupado até à chegada da Primavera.
Bu iş, bahara kadar Peachy'yi oyaladı.
- Não vou, Peachy. - O quê?
- Ben gitmeyeceğim, Peachy.
Não me provoques, Peachy Carnehan!
Beni kışkırtma, Peachy Carnehan!
- Os sinais são péssimos, Peachy.
- Alametler çok kötü, Peachy.
Peachy, a aliança.
Peachy, yüzük.
E sabe o que fizeram ao Peachy?
Ve Peachy'ye ne yaptılar, biliyor musun?
O pobre do Peachy, que nunca lhes tinha feito mal...
Zavallı Peachy, onlara bir şey yapmamıştı.
E o Peachy voltou para casa em cerca de um ano e as montanhas tentaram cair sobre o pobre do Peachy mas não correu perigo, porque o Daniel caminhava à frente dele.
Ve Peachy bir yıl sonra memleketine döndü. Dağlar zavallı Peachy'nin üstüne yıkılmaya çalıştı ama o güvenlikteydi, çünkü Daniel önünde yürüyordu.
E o Daniel nunca largou a mão do Peachy.
Daniel, Peachy'nin elini hiç bırakmadı.
E o Peachy nunca largou a cabeça do Daniel.
Ve Peachy, Daniel'in kafasını hiç bırakmadı.
Hei, Peachy.
Hey Peachy.
- Ótima.
- Peachy.
Não podemos começar sem o actor principal!
Bilemiyorum, Peachy nerede?
Melon, segue-o e experimenta a roupa de Peachy.
Gösteri başlıyor, başroldeki kadın nerede? Kavun Tohumu, Peachy'nin giysisini giydir.
Pediu-me que o desse ao ao Tigre e Dragão.
Peachy dün onu bana verdi. Bu bir sır. Yarın bunu vermek için onunla gitmemi istedi...
Tome, trouxe-lhe umas deliciosas tartes de pêssego.
Alın, size Peachy Keen Tartı getirdim.
O Peachy Keen é o meu preferido.
Şeftalisi bol olan benim favorim.
Olá, Peachy.
Selam Peachy.
- Também vou ter a tua, Peachy.
- Ben de seni özleyeceğim Peachy.
O Peachy. Presente de despedida dele.
Peachy'nin güle güle hediyesi.
Oh, é apenas peachy. Está bem.
Tam tıkırında.
- Peachy.
- Peachy.
- Onde está Peachy?
Bu gece yemek yemeyeceksiniz.
Peachy deu-mo secretamente ontem.
Bu ne?
Farei algum dinheiro com peachy depois de entregar isto.
Sinen Kaplan Gizli Ejder.
Acabei de lhe dizer para procurar o 2º tesouro.
Peachy nerede, nasıl oldu da onu görmedim?
Berry Bonanza ou Peachy Keen?
Çile çılgınlığı mı, yoksa şeftalisi bol mu?
E o teu?
- Peachy, sen misin?