Translate.vc / portugués → turco / Perimortem
Perimortem traducir turco
78 traducción paralela
- Inalação de fumo perimortem?
Ölmeden önce duman mı solumuş?
Contacto perimortem com arma.
Kurşun parçaları.
Os ferimentos perimortem são típicos do trauma veicular.
Ölüm öncesi oluşan tüm yaralar, taşıt darbesiyle uyumlu. Yanmadan önce ölmüş.
Temos uma equimose perimortem no ocipital posterior.
Burada "perimortem ecchymosis" durumu var. artkafanın gerisinde.
Contusões perimortem.
Ölüm civarı bereleri.
Encontrei, em adição à compactação de disco perimortem, também há uma hemorragia significativa na C3.
Ölüm sırasında olan disk sıkışmasına ek olarak C-3 bölgesinde aşırı kan kaybı olmuş.
Sim, a tíbia distal da perna que encontrámos primeiro, isso confirma a presença de hematomas perimortem.
Var. Ayaktaki merkezden uzak kaval kemiğinde ölüm öncesi yaralar bulunmakta.
Desta maneira, podemos identificar as fracturas perimortem, e assim, determinar que a causa de morte foi um trauma no crânio e cavidade peitoral.
Bu şekilde ölüm sırasındaki çatlakları tespit edebilir ve böylece, ölüm nedeninin kafatası ve göğüs kafesindeki travma olduğunu saptayabiliriz.
Parecem haver ferimentos perimortem nos ossos temporais e parietais, e na sutura da esquamosal.
Şakak ve çeper kemiklerinde, bir de kafatası kemiğinin ek yerinde ölüm sırasında oluşmuş belirgin yaralar var.
"Há ferimentos aparentemente perimortem nos ossos temporal e parietal e na sutura esquamosal".
"Şakak, çeper ve kafatası ek yerlerinde ölüm sırasında oluşmuş belirgin yaralar var."
São fracturas perimortem, bilateralmente na quinta, sexta e sétima costela nas linhas axilares posteriores.
Beşinci, altıncı ve yedinci kaburgada, ölüm öncesi oluşmuş çatlaklar var, ve arka koltuk altında, çift taraflı.
Há um hematoma peri-mortem junto da depressão fracturada.
Kafatası kırığının yanında perimortem bir çürük var.
E a coloração diz-nos que são definitivamente perimortem.
Ve renkten anladığım kadarıyla, kesinlikle ölümüne yakın bir zamanda meydana gelmiş.
Primeiro pensei que fosse perimortem, mas veja.
Aslında ölümüne yakın zamanda oluşmuş sanmıştım, ama bak.
O que seria realmente interessante, é uma explicação para as fracturas perimortem.
Asıl ilginç olan şey ölüme yakın zamanda oluşan çatlakların açıklanması olur Bay Nigel-Murray.
Encontrei outro ferimento perimortem.
Ölüme yakın zamanda oluşan bir yara daha buldum.
Tem um hematoma perimortem ( proxio da hora da morte ), na parte de trás do pescoço, mas não era suficientemente grave para ser fatal.
Burada ölümü sırasında oluşmuş bir çürük var, fakat ölümcül olacak kadar ciddi değil
As marcas sem ferrugem serão consideradas os ferimentos perimortem.
Oksitlenmemiş bütün izler ölüme yakın zamanda oluşmuş yara sayılacak.
Encontrei fracturas perimortem na quinta e sexta vértebras cervicais.
Beşinci ve altıncı boyun omurunda ölüm öncesi oluşmuş çatlak izleri buldum.
Agora que os ossos estão limpos, vejo provas de lesões perimortem na superfície cortical da ulna direita e do rádio.
Şu anda kemikler temiz. Sağ ön kol ve dirsek kemiklerinde ölüm anına ait yaralanma kanıtlarını görebiliyorum.
Também há marcas perimortem nos braços e costelas.
Aynı zamanda kollarda ve kaburgalarda ölüm anında oluşmuş bereler var.
A única lesão perimortem que pude encontrar é esta fractura no osso nasal.
Ölüme yakın zamanda oluşan tek hasar, burun kemiğindeki bu çatlak.
Existem lesões remodeladas perimortem e postmortem.
Bunlar ölüm anında ve sonrasındaki yaralanmaların yeniden şekillendirilmiş hali.
Há uma ferida perimortem sobre a espinha isquiática direita da vítima.
Kurbanın iskiyatik omurunda ölümcül olabilecek bir yara izi var.
Há uma profusão de danos perimortem nos ossos do braço e do torso, assim como no crânio.
Gövdede ve kollarda ölüm öncesi oluşmuş bir çok kemik hasarı mevcut ayrıca kafatasında da darbeye bağIı hasarlar var.
Está bem, as linhas de fracturas da região obscura até ao zigomático indicam um trauma perimortem nos ossos da face.
Peki, belirsiz bölge ve elmacık kemiğindeki çatlat izleri, kurbanın ölüm sırasında yüz kemiklerinde travma olduğunu belirtiyor.
A coloração hemorrágica, indica que o corte foi perimortem.
Hemorajik lekelenmeye göre bu kesik ölüm sırasında oldu.
E os ferimentos perimortem no braço e no ombro são consistentes com sinais de luta.
Ve ölüm anında oluşan morluklardan yola çıkarak direndiği ve çırpındığını da söyleyebilirim.
O dano perimortem podia ser de um taco ou de um pé de cabra.
Bir sopa ya da demir çubuk ile hasar verilmiş olabilir.
- como Booth acredita. - E há coloração hemorrágica na lesão ao redor do parietal, o que significa que ocorreu perimortem.
Ayrıca yankafa çevresindeki bir yarada hemorajik lekelenme var ki bunun anlamı ölüm anına yakın zamanda olmuş.
As micro fracturas perimortem nos ossos calcâneos indicam batidas repetidas, provavelmente, de um objecto plano, como uma viga de madeira.
Topuk kemiğindeki, ölüme yakın zamanda oluşan mikro kırıklar künt travmayı tekrarlıyor....... muhtemelen 2x4 şeklinde düz bir nesne.
Vamos separar as fracturas perimortem e postmortem.
Ölümden önceki ve sonraki kırıkları ayırmamız gerekiyor.
Acho que estou a ver uma fractura perimortem. A sério?
Sanırım bir kırık görüyorum.
Mas, com base nas manchas de sangue, os cortes nos carpais posteriores, metacarpo, falanges proximais, rádio e ulna são perimortem.
Kesinlikle ama kan rengine göre iç bileklerdeki, el taraklarındaki parmaklardaki, ön kol ve dirsek kemiklerindeki keskin kuvvetli hasarlar ölmeden önce meydana gelmiş.
Agora que sabemos qual é a arma e identificadas as lesões perimortem, posso inserir todos os dados e simular cenários de ataque.
Elimizde silah ve ölüm anındaki hasarlar var tüm bilgileri girip, saldırı senaryosu oluşturabilirim.
Destaquei os ferimentos perimortem a vermelho.
Ölüm anında oluşan yaraları kırmızı olarak işaretledim.
Catalogamos todas as lesões, perimortem e postmortem.
Ölmeden önce ve sonrasındaki tüm hasarları ayrıştırdık.
Neste ângulo medial, há uma lesão perimortem por força penetrante.
Bu orta açıda ölüm zamanı oluşmuş sert bir yaralanma var.
Ela tem múltiplas fracturas perimortem consistentes com a queda de um veículo em movimento, mas estes calos ósseos indicam fracturas curadas.
O kırıkları tutarlı ile birden kemiğinde vardır Ancak bu kemiksi nasır kırıkları göstermek , hareket halindeki bir araçtan düşen.
Os danos nos ossos que ela catalogou foram registados como postmortem, quando é óbvio que são perimortem.
Ölümden sonra listelenen, küçük kemik incinmesi ölüm anında oluşmuş.
Além das inúmeras fraturas perimortem, também achámos um ferimento de força aguda remodelado recentemente a meio da sétima costela esquerda.
Ölüm sırasında oluşan bir sürü çatlağın yanı sıra sol yedinci kaburganın ortalarına doğru yeni iyileşmiş bir keskin cisim yarası buldum.
Não, são todas perimortem.
Hayır, ölüm anında olmuş.
- Todas perimortem?
- Hepsi ölüm anında mı?
Perimortem. Deve ter relação com a morte.
Ölüm sebebiyle bağlantılı olabilir.
A falta de lesões perimortem dizem que o crime não foi violento.
Ölüm anında oluşan yaraların azlığı katilin şiddete meyilli olmadığını gösteriyor.
Até os ossos serem limpos, não podemos determinar quais são pós e quais são perimortem.
Kemikler temizlenmeden hangisi ölüm anında,.. ... hangisi sonra olmuş anlayamayız.
Terminei de catalogar os ferimentos perimortem dela.
Stephanie'nin ölüm zamanında oluşan yaralarını listeledim.
Observe as fracturas perimortem nos ossos nasais.
Burun kemiklerinde ölüm anında oluşan kırıklar var.
Marcas de amarras perimortem.
Ölüm sırasında oluşmuş bağ izleri.
Definitivamente perimortem.
Kesinlikle ölümden önce olmuş.
Mas separei as lesões perimortem das post e antemortem. Ainda não.
- Henüz değil.