English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / portugués → turco / Pfizer

Pfizer traducir turco

51 traducción paralela
- trabalha na Pfizer.
- Pfizer'da çalışıyor.
Da Pfizer.
Pfizer'da.
ele trabalha na biblioteca da Pfizer.
Evet Pfizer'da çalışıyor. Şirket kütüphanesinde.
Pai, nós tínhamos clientes. Clientes da Visa
Pfizer'den müsterilerimiz.
E fui Director de Desenvolvimento da Pfizer.
Pfizer'de geliştirme bölümünün başındaydım.
Nós no negócio das drogas legais... Merck e Pfizer e o resto dos meus clientes muito importantes... compreendemos que não estamos a travar uma guerra com um vencedor e vencido tradicionais.
Biz yasal uyuştucu işindeyiz- - Merck ve Pfizer diger müşteriler olarak- - bu işle ilgili olarak geleneksel anlamda bir savaş yürütmüyoruz.
Deixem-me apresentar as muito bonitas modelos da Pfizer!
Size Pfizer'ın güzel kızlarını takdim edeyim.
Pfizer nega qualquer responsabilidade em caso de tonturas, e o de divórcio prematuro.
Pfizer baş dönmesi, heyecan, boşanma gibi şeylerde mesuliyet kabul etmez.
Tomo tantos comprimidos que parece que trabalho na Pfizer!
O kadar çok hapım var ki Pfizer için çalışıyormuşum gibi geliyor.
O que o Viagra foi para a Pfizer, poderia ter sido a MILF para nós.
Viagra Pfizer için neyse, DİA otu da bizim için o olabilirdi.
São lança mísseis grandes? Ouviu sobre a recompensa que leva à detenção dos quatro assaltantes?
4 hırsızın Pfizer aracını soyduğunu biliyorsun heralde
Viagra é uma marca registada da Pfizer.
Çeviri :
Pfizer não apoiou este filme. Homens interessados em tratar-se com VIAGRA devem consultar um médico. Legendas :
Sego
Com um comprimido azul da Pfizer, pago pela Previdência.
Minik mavi hap. Pfizer üretiyor. Bağkur da ödüyor.
O meu companheiro de quarto em Brown é vice-presidente na Pfizer.
Brown'daki oda arkadaşım Timmy'yi hatırladınız mı?
E eu disse ao Jamie
Pfizer'da genel müdür yardımcısı.
Eu telefono ao gajo da Pfizer amanhã de manhã.
Sabah Pfizer'daki adamı ararım.
Pfizer melhora a vida dele!
Unutma Pfizer onu mutlu ediyor.
Pfizer torna os seus pacientes felizes, o que lhe dá mais dinheiro.
O da hastalarını mutlu ediyor. Böylece daha çok kazanıyor.
Doutor, chamo-me Jamie Randall e sou da Pfizer!
Doktor! Jamie Randall. Pfizer'dan.
Uma oferta especial da Pfizer para o poder seguir, aprender a sua prática, e servir melhor as necessidades de médicos.
Pfizer'in özel ders alma politikası. Sizi takip etmek hakkınızda daha iyi bilgi almak ve size daha iyi hizmet etmek için.
É uma oferta especial da Pfizer, para eu puder segui-lo.
Pfizer'in özel ders alma politikası ile sizi takip edip, sizden ders alacağım.
Sim, porque ela referiu uns seis neurologistas diferentes e a Pfizer acabou de produzir um novo medicamento para Parkinson.
Evet. Çünkü altı tane nöroloğa göründüğünü söyledi. Pfizer'ın yeni bir Parkinson ilacı var.
A Pfizer está a fazer um medicamento para foder.
Pfizer sikiş ilacı yapıyor.
Stan, este é um jovem, da Pfizer. - Sim.
Bu yetenekli genç adam da Pfizer'dan.
Viagra, o pequeno comprimido que começou a corrida ao ouro para aqueles que o produziram, o gigante farmacêutico Pfizer.
Viagra, bu ufak hap, üretici olan ilaç devi Pfizer için altın madenine dönüştü.
Pfizer, és um bom rapaz.
Pfizer, sen iyi bir çocuksun.
Além disso, as minhas acções Pfizer aumentaram 40 %.
Ayrıca Pfizer hisselerim de yüzde kırk arttı.
Na Pfizer, na Merck, aquela unidade estaria logo em casa.
Pfizer ve Merck'te kullanılanlarla aynı kalitede bu.
Sabes como é difícil criar um medicamento novo se não fores a Pfizer, ou a Amgen, ou a Merck?
Bir Pfizer, Amgen ya da Merck değilsen yeni bir ilaç geliştirmenin ne kadar zor olduğu hakkında bir fikrin var mı?
Quanto é que o Pfizer teve de pagar para acabar com aquilo tudo?
Pfizer'ın bütün bunlar için kaç para ödemesi gerekiyor ki?
Sr.Pfizer, permita-me...
Bay Pfizer, bırakın...
Desculpe, Sr.Pfizer.
Olanlar için üzgünüm Bay Pfizer.
Muito obrigado, Sr.Pfizer.
Çok teşekkürler Bay Pfizer.
Pai, tivemos clientes. Tivemos os clientes da Pfizer.
Pfizer'den müşterilerimiz.
Ela come comprimidos suficientes, ela consegue pôr a Pfizer a trabalhar sozinha.
Tek başına Pfizer'ı ayakta tutabilecek kadar hap kullanıyor.
Tentem a Pfizer, Merc, Glaxo.
Pfizer, Merc, Glaxo'yu deneyin. Bizim dışımızdaki herkesi.
A Sterling Pharmaceuticals vai unir-se à Pfizer.
Sterling Eczacılık Pfizer ile birleşiyor.
A treta de que terás de os deixar como clientes? A fusão com a Pfizer.
Onlarla ilişiğini kesmek zorunda olduğun saçmalığı mı?
Sabemos que não pode ter a Pfizer.
Kimse sıçmaya gitmeyecek.
Meu nome estará no alto dessa parede em um ano. - E a Pfizer não está me deixando.
Tamam, tamam Pazartesi ve Salı olsun.
- Quero falar sobre trazer a Pfizer.
- Kahretsin. Bu sefer ne yaptı?
É uma grande ideia. A Pfizer é dez vezes maior que Jim Reynolds.
Donna Louis'i daha önce hiç bu şekilde görmemiştim.
- Quem acha que está trazendo a Pfizer?
- İnanmıyorum. - O sırada ben de oradaydım.
Você quer a Pfizer? Você vai buscar a Pfizer.
Kaç parmağım var?
Mas a Pfizer continua insistindo para nós largarmos Jim Reynolds.
Üzgünüm, keşke yapabilseydim ama benim de yeni bir ofisim var.
Trabalho na Pfizer, aqui na cidade.
Pfizer'da çalışıyorum.
Bem-vindos à Pfizer!
Pfizer'e hoş geldiniz!
- E sempre a crescer... - Pára!
Pfizer çok gururlanıyor olmalı.
Regra 10b-6 da CFC.
Pfizer birleşmesi.
Se eu conseguir a Pfizer,
Ben, Rachel, sen.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]