Translate.vc / portugués → turco / Político
Político traducir turco
2,178 traducción paralela
Há um debate político na comunidade. - Em que a maioria considera...
Halk arasında çoğunluğun ihtiyaç duyduğu siyasal bir çekişme var -
Um ano de eleições a aproximar-se, e um político que precisa do apoio popular, e que está disposto a fazer de tudo, incluindo trazer-me a Pearl Harbor, onde o meu avô foi morto, para que pudesse sentir algum tipo de obrigação em cumprir o destino da minha família.
Yaklaşmakta olan bir seçim yılı ve ailemin kaderini tamamlamak için adeta bir zorunluluk hissedeyim diye beni büyükbabamın öldürüldüğü Pearl Harbor'a getirmek de dahil olmak üzere gereken her şeyi yapmaya istekli bir Halkla İlişkiler uzmanına ihtiyacı olan bir politikacı.
Os germes entram no sangue político via contas Twitter anónimas.
Mikroplar siyasi kan damarlarına kimliği belli olmayan Twitter hesapları olarak girer.
O perigo é que isto seja apanhado por um blogue político e se torne popular.
Şimdi problem şu ki, bu siyasi bloglara taşınacak... -... sonra da medyaya.
Olhe, Reverendo, sei que julga que sou um político superficial e narcisista. E sabe que mais?
Bakın, Papaz beni sığ, narsistik bir politikacı olarak gördüğünüzü biliyorum ve ne var biliyor musun?
Talvez queiras seguir o caminho político.
Tabii daha politik bir yoldan gitmeyi de düşünebilirsin.
Durante muitos anos, e falo-lhes, hoje, não como político, mas, juntamente com a minha mulher, como pais, a educação pública, na América, esteve em perigo.
Yıllardır söylerim, ama bugün bir politikacı olarak değil karımla birlikte bir ebeveyn olarak söyleyeceğim. Amerika'da eğitim tehlikede.
Deverias deixar as mentiras para a mulher do político.
Hiçbir şey.
Eu sou muito político.
Siyaseti yakından takip ederim.
Fala como um verdadeiro político.
Gerçek bir politikacı gibi konuştun.
Famoso por ser um político corrupto, um mulherengo e também um aberto opositor da Lei Seca.
Ününü, yozlaşmış politikacılığına, çapkınlığına ve... en önemlisi katı yasaklarına borçludur.
Esta reunião de saberes ao mais alto nível congrega alguns dos mais poderosos homens e mulheres do mundo por forma a que se explorem soluções para problemas internacionais exteriores ao âmbito político.
Bu yüksek seviyedeki toplantı, politik bölgenin dışında kalan uluslararası sorunlara çözüm aramak için dünyanın en güçlü kadın ve erkeklerinin kafa kafaya vermesini sağlıyor.
Pelo que soube, este fórum tende a ser mais sobre exibicionismo político do que sobre progresso.
Duyduğuma göre bu toplantı kalkınmadan çok politik tutum sergilemekle alakalıymış.
É vosso dever seguir os seus passos sem cambalear agora que o nosso governo tem reflectido o seu curso político.
Şimdi hükümetiniz politik rotasını çizdiğine göre sizin göreviniz tereddüt etmeden devam ettirmektir.
Era político.
Politikti.
Eu não tenho um nome, Alicia, não tenho uma fada madrinha a quem possa ligar, nem o mundo político de Chicago.
- Benim senin gibi bir adım yok. Alicia, benim bir iyilik meleğim yok veya Chicago'nun politika makinesini arayamam.
Dado o seu poder no sector financeiro, os seus lobbies e financiamento ilimitado, Wall Street foi, pouco a pouco, agarrando o sistema político, tanto no quadrante democrático como republicano.
Wall Street'in gücü, lobileri, çok parası olduğu için finans sektörü adım adım siyasal sistemi ele geçirdi.
Acha que o sector financeiro tem demasiado poder político nos EUA?
Sizce malî hizmetler sektörünün Amerika'da çok fazla bir siyasi gücü var mı?
O sector financeiro virou as costas à sociedade, corrompeu o nosso sistema político e fez mergulhar a economia mundial numa crise.
Finans sektörü topluma sırtını döndü siyasal sistemi yozlaştırdı ve dünya ekonomisinde krize yol açtı.
Seguramente uma imigrante neste país, uma empregada de mesa, pouco tem para contribuir num discurso político.
Bu harika ülkeye göçmen olarak gelmiş eski bir hizmetçi, politik bir söyleme katkıda bulunacaktı.
Sou um político.
Ben bir siyasetçiyim.
Um político potencialmente corrupto.
Muhtemelen yozlaşmış bir politikacı.
Precisamos de dinheiro para desmascarar um político corrupto.
Yozlaşmış bir politikacı davası için para gerekiyor.
Político até ao fim, não é?
Sonuna kadar politikacı olarak hareket edeceksin demek?
A morte dele resultaria num caos político portanto, vamos envolver-nos.
Ölümü politik bir kaosa neden olabilir,... bu yüzden devreye biz giriyoruz.
Mas ao que parece, é um santo disfarçado de político.
Ama politikacı kılığına bürünmüş bir aziz gibi görünüyor.
Sempre o político, não?
Her zaman bir siyasetçi, huh?
- Falar? Está descontente com o novo regime da agência russa e quer dar-nos a lista dos seus alvos em troca de asilo político e compensação.
- FSB'nin yeni rejimi yüzünden mutsuz, sığınma ve para karşılığında bize mevcut hedeflerinin listesini vermek istiyor.
Ainda é incerta a origem da explosão que matou Mohammed Boudia, mas o contexto político do incidente é claro.
Muhammed Boudia'nın ölümüne yol açan patlamanın kaynağı üstündeki şüpheler artıyor lakin olayın siyasi bağlamdaki etkisi açık.
Os argelinos oferecem-nos asilo político e um refúgio nas montanhas.
Cezayir bize siyasi irtica hakkı verecek ve dağlarda da propaganda yapabileceğiz.
Eu pensava que tu tivesses um pouco de sentido político.
Sanırım değişik bir siyaset algılaman var.
Ao permanecer em silêncio, a aguardar o vosso veredicto, o homem que vocês chamam de Carlos, um homem de coragem e ousadia, tem mostrado o equilíbrio de um grande político.
Carlos dediğiniz kişi sessiz kalarak jürinin kararını bekleyerek atılganlık ve cesaret örneği göstererek büyük bir devlet adamı duruşu sergilemiştir.
Eu poderia obter asilo político aqui em Cartum, graças à República Islâmica do Irão.
Hartum'da siyasi sığınma alabilmiş olmam İran İslam Cumhuriyeti sayesindedir.
- Cientista político local.
- Siyasi bilimler mezunuymuş.
Antigo desenho político do Ben Franklin.
Ben Franklin'in eski karikatürü.
Não, e o único registro da inicial M.E.C é um slogan político.
Hayır, YO'yla ilgili tek kayıt da siyasi sloganları.
E tu, a mulher americana de um político mexicano e criminoso, desaparecida.
Ve sen, Meksikalı politikacı / gangsterin Amerikalı karısı,... ortadan kayboldun.
Há quatro anos que Bakhtia não via um único político interessado neles, mas eis que agora um está a fazer uma campanha vigorosa.
Bakhtia sakinleri dört yıldır sorunlarıyla ilgilenen tek bir siyasetçi görmemiş. Ama şimdi heyecanla onlardan oy isteyen bir siyasetçi var.
Não, não é... político, está bem?
Hayır, orada torpil konuşuyor.
Pára. Achas que ele é um animal político, mas isso sai-lhe quando está perto de ti, porque quer impressionar-te. A sério.
Keş sunu.
Couro preto e polaróide ainda é a melhor maneira de dar a volta a um político.
Bir politikacıyı avucuna almanın en iyi yolu. Ben de onun gibi bir şey düşünmüştüm.
O pai da Natasha foi um prisioneiro político sob o regime do Brezhnev.
Natasha'nın babası Brezhnev'in altında çalışmış siyasi bir mahkumdu.
O político romano Cieco tinha um provérbio para isso, não?
Politikacı Caecus. Bu konuyla ilgili bir deyişi var, değil mi?
Ex-polícia / político contrata ex-condenado para matar rival.
Eski polis, politikacı eski bir mahkumu rakibini öldürsün diye kiralıyor.
Sou um homem de negócios, não sou um político rival.
Ben bir iş adamıyım, rakip bir politikacı değil.
O novo Presidente eleito de Pantora, o Barão Papanoida, está no meio de um mortífero jogo político.
Yeni seçilen Pantora başkanı, Baron Papanoida, tehlikeli bir politik oyunun pençesinde.
O doente chama-se Joe Dugan, 42 anos, consultor político.
Hastanın adı Joe Dugan, 42 yaşında, siyasi danışman.
Sou político.
Ben bir politikacıyım.
Boa tentativa, com o toque de político.
Politikacı dokunuşun iyi denemeydi.
Toque de político?
Politikacı dokunuşu mu? Bunu sen uydurdun.
Ouviste o último discurso político do Moreno?
Moreno'nun son konuşmasından haberin var mı?