English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / portugués → turco / Prius

Prius traducir turco

196 traducción paralela
- Praestat quam prius.
- Praestat quam prius.
"Nec prius absistit quoad protero prodigium."
"Nec prius absistit quoad protero prodigium."
- Um Prius.
- Prius kullanıyorum.
- Está feliz com o Prius?
Prius'tan memnun musun?
- Muito, e o Prius está muito feliz comigo.
Çok memnunum, Prius ta benden çok memnun.
Prius?
Prius mesela?
Um pequeno Prius.
- Ona bir araba aldık.
É seguro e económico.
Küçük bir Prius. Hem güvenli hem de iyi km yapıyor.
Acenei a um tipo num Prius. Não respondeu.
Prius'da ki adama el salladım ama o bana sallamadı.
Somos condutores de Prius, uma raça especial.
Prius kullanıyoruz... Özel bir türüz.
Olá, Prius!
Selam, Prius!
Então, deixa-o andar num Prius.
O zaman bırak bir Prius kullansın.
Vendi um Prius a um amigo meu, e ele disse-me que o valor de mercado era menos 5 mil dólares do que isso.
Bende bir arkadaşıma Prius sattım ama değerinin bundan 5000 dolar az olduğunu söyledi.
Se o entornares no teu Prius, não.
Prius'una damlarsa hayır.
Mas quando entrámos na garagem e vi que também conduzes um Prius... - Quase chorei.
Ama otoparktan çıkarken senin de Pirius kullandığını gördüğümde az kaldı ağlayacaktım.
Tenho um Prius, por amor de Deus.
Prius kullanıyorum Tanrı aşkına.
Tenho um Prius.
Prius kullanıyorum.
O que sabes sobre o Prius?
Prius hakkında neler biliyorsun?
Bem, é melhor voltarmos para o Prius, filho.
Hadi bakalım, Prius'a ( araba markası ) dönsek iyi olur.
ele faz 5,5 Litros aos 100 Km e a gasolina custar 1,329 Euros por Litro, eu consigo atestar o Depósito e ainda consigo fazer 800 Km, e isso não é nada mal.
Ben bir Prius kullanıyorum, bir galonla 72 km gidiyor, bir galon benzin 10 dolar olsaydı, yine de depomu doldurup 800 km gidebilecektim, hiç de fena bir rakam değil.
Tenho um Prius.
Ben Prius'a biniyorum.
Imagina-o como se fosse 8 Prius ( Toyota ) soldados juntos.
Sekiz Prius'un birbirine bağlandığını düşün.
Pareceu-me que já tinha visto o teu carro a passar aqui.
Sanki arabanla gittiğini gördüm sandım. Küresel ısınma yüzünden artık Prius kullananlar çoğaldı. Hayır, görmedin.
Muitas pessoas conduzem Prius, por causa do aquecimento global.
Hayır, görmedin. Aslında değil.
Conduzo um híbrido.
Prius kullanıyorum.
Eu conduzo um híbrido.
Hayır. Ben Prius kullanıyorum ;
Inclui, uma nova traseira para o meu híbrido, uma semana de aluguer de um carro e 1,15 dólares de latas.
Prius'um için yeni bir arka tampon, bir haftalık araba kiralama bedeli, ve 1.15 $ lık teneke kutu bedelini içeriyor.
Conduzo um Prius, queimo velas de soja, tenho uma amiga negra.
Çevre dostu bir araba kullanıyorum. Soya mumları yakıyorum. Zenci bir arkadaşım var.
Mas um que conduza um Prius ou assim.
Sadece bir pirius kullanması yeterli.
- Comprei um Prius para ela.
Onlara bir Prius aldım.
Compraste um Prius?
Prius mu aldın?
O meu amigo I-na-pro conduz um Prius com o rabo.
Arkadaşım Uygun komşusuyla bir Suzuki kullanıyor.
Livrámo-nos de um dos enormes SUV's e comprámos um... Prius.
Büyük ve ihtişamlı iki spor arabayı def ettik ve bir Prius aldık. ( Toyota'nın çevreci küçük arabası )
Entrem no Prius!
Prius'u aldık.
Eu costumava tirar Prius da grelha do meu Hummer.
Kullandığım Prius'u, Hummer'ımın ızgaralarından yaptılar.
Durante as férias do ano passado tivemos que levar o Hummer à revisão e depois tivemos que o ir buscar, íamos para casa, a minha mulher ia atrás de mim no Hummer, eu ia à frente a conduzir o Prius, fui enganado, não sei como aquilo aconteceu.
Geçen yıl tatil sırasında, Hummer'ı bakımdan aldık. Eve giderken karım arkada Hummer'ı kullanıyordu. Bense önde Prius daydım.
o nosso Prius não é preto, não é vermelho, é azul.
Kırmızı değil, Mavi bir Prius. Ama tam mavi değil.
Não é bem um Prius azul, é mais um Prius "azul".
Daha çok... mavi...
E também nessa manhã, não sei como não dei conta, mas as minhas filhas levantaram-se antes de mim e pegaram naquelas decorações de natal e puseram no vidro de trás do Prius, havia árvores de natal, Pai Natal, flocos de neve,
O sabah, Nedenini bilmiyorum, görmedim - - Çocuklarım bayramlık plastik pencere dekorasyonları almışlar - - Ve Prius'un bütün arka canıma yapıştırmışlar.
E eu, "O que foi?" Ela diz, " Conduzes um Prius azul-bebé,... seguras um chihuahua de 1,5 kg, tens lindas decorações de natal no teu carro, e ganhas a vida com bonecos.
Pudralı mavi bir Prius kullanıyorsun, ve elinde 1,5 kiloluk bir Chihuahua var. Arabanın her yeri noel süsleriyle dolu. Ve oyuncak bebeklerle yaşıyorsun.
Conduzindo o raio de um Prius azul.
Mavi bir Prius sürerim.
Não, mas vi um Prius azul.
- Hayır, ama mavi bir Prius gördüm.
Sabiam que quando vão na auto-estrada num Prius, se puserem a mão fora da janela o veículo vira?
Bir Prius'la otobanda giderken -
Um tipo a conduzir um Prius azul...
Bekle, bekle. Mavi Prius kullanan adam :
- A tua mulher conduz o carro?
- Karın arabayı kullanıyor mu? - Prius'u mu?
Estava bem até o estranho do marido dela aparecer silenciosamente no estacionamento com aquele carro híbrido bizarro.
Kocası ucube Prius'unu sessizce evin önüne çekene kadar iyiydi.
Eu guio a carrinha. Vocês três podem ir no Prius.
Minibüsü ben Prius'u siz alın.
Ele estava a guiar o Prius dela.
Onun Prius'unu kullanıyordu.
Eh, estou num Prius.
Hey, araba bir Prius.
Deixem-me explicar-vos porquê :
Bizim Prius siyah değil.
- O Prius, claro.
Oh, tabi.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]