Translate.vc / portugués → turco / Proximo
Proximo traducir turco
115 traducción paralela
O proximo homem que me mencione o nome do Cooper, vai ter de caminhar no pátio dos castigos.
Bir daha Cooper'in adini anan, dosdogru ceza sahasina gidebilir.
Não se preocupe, eu salvo o estudio, Tenho o seu proximo grande filme aqui mesmo!
"Merak etme, patron. Stüdyoyu kurtaracağım! Çekeceğimiz film, şu anda elimde duruyor!"
Muito bem! O proximo golpe "O Tigre".
Sonraki hareket, "avlanan kaplan".
Mac, podes começar com um plano proximo e passar para um geral?
Mac, istersen yakın plan girelim, sonra geniş açıya geçebiliriz.
Creio que era. fizeste um arranjo que fara de seu chefe o proximo vice-presidente dos Estados Unidos.
Şey, şu anda patronunuzu Amerika Birleşik Devletlerinin gelecek başkanı olmasını sağlayacak uzlaşma yemeğini pişirdiğinize emin olabilirsiniz.
se tivesse sobrevivido Chapman, e muito possivel que teria sido candidato a vice-presidencia em 1944 com Roosevelt e ao morrer este, o proximo presidente dos Estados Unidos.
Yaşasaydı, Büyük ihtimalle Chapman Roosevelt'in 1944 seçimlerindeki en büyük halefiydi ve onun ölümünden sonra, Amerika Birleşik devletlerinin bir sonraki başkanı. "
Sabe, vou ser o proximo xerife de Big Springs.
Big Springs'in bir sonraki ºerifi ben olacagim.
Quem sera o proximo?
Sıradaki kim olacak?
Quem é o proximo?
Sıradaki kim?
Roz, quem é o nosso proximo ouvinte?
Bizi arayan kim Roz?
- proximo.
Sıradaki.
proximo. e aqui esta ele a matar uma cobra... no primeiro "Whacking Day" em 1775.
Devam et. Burada da bir yılanı öldürüyor 1775`teki ilk Yılan Öldürme Gününde.
O jogo começa de novo no proximo domingo.
Gelecek Pazar yapılacak.
O guarda mais proximo de ti está-se a afastar.
En yakınındaki muhafız uzaklaşıyor.
Marcus Aurelius tinha um sonho que era Roma, Proximo.
Marcus Aurelius'un Roma rüyası vardı Proximo.
Representando o liceu de treino de Antonius Proximo, César tem o prazer de vos apresentar, Aelius Maximus!
Sezar'ımız, gladyatör eğiticisi Antonius Proximo'yu... temsil eden Aelius Maximus'u... sizlere sunmaktan kıvançlıdır!
Lembras-te do que era ter confiança, Proximo?
Güvenmenin ne demek olduğunu unutmadın, değil mi Proximo?
Proximo virá à meia-noite e levar-te-á ao portão.
Proximo gece yarısı gelip seni kapıya götürecek.
Proximo!
Proximo!
Abre os portões, Proximo.
Kapıları aç Proximo.
Proximo, estás a ficar um homem bom?
Proximo, iyi bir adam olmakla kendini tehlikeye mi atıyorsun?
Voce quer jogar o proximo jogo?
Bir dahaki maça çıkmak istiyor musun?
Batou, você vai chegar ao proximo ponto de parada antes deles!
Batou, onlar ulaşmadan sonraki duraklarını bul.
Aumentando velocidade em direção ao proximo ponto.
Bir sonraki noktaya varmak için hızını arttırdı.
Oh, já viste como vai ser complicado, assistir ao proximo periodo.
Oh, diğer devre de neler başaracaklar izleyin.
A equipa que marcar primeiro no proximo periodo vence!
"Önümüzdeki devrede ilk sayıyı yapan Stanley Kupasını alacak!"
Atirem fora os relógios porque o proximo golo vai decidir o jogo.
"Saatlerinizi atın, çünkü golü atan Stanley Kupasını alacak"
Bem ; as delegações que veem... Três vão chegar no proximo mês
8 Mart'ta Uluslararası Kadınlar Delegasyonu var.
Ja é tarde e o meu avião parte cedo fica para a proxima vez. No proximo Natal.
Geç oldu ve sabaha erkenden uçağım var belki de en iyisi bunu gelecek Noel'e bırakmak.
Vês aquela gandalhão? Proximo da rainha?
Kraliçenin yanındakini.
Quem é o proximo?
Sırada kim var?
Francamente, quero la saber de Jesus Cristo e quero la saber da justiça neste ou no proximo mundo.
İsa umrumda bile değil. Bu ve öteki dünyadaki adalet de beni ilgilendirmiyor.
Chamo-me Proximo.
Benim adım Proximo.
Representando a escola de treino de Antonius Proximo...
Caesar, sizlere...
César tem a honra de vos oferecer...
Antonius Proximo okulunu temsil eden...
Lembras-te do que era confiiar em alguém, Proximo?
Güvenmek ne demekti, hatırlıyor musun, Proximo?
Proximo virá à meia noite e levar-te-á até ao portão.
Proximo bu gece yarısı gelip seni şehir kapısına götürecek.
Abre os portões, Proximo.
Kapıları aç, Proximo.
Esta tudo bem, sempre tem o proximo ano.
Önemli değil, seneye hallederiz.
O nosso proximo ato não precisa de introdução, sendo o zumbido da matematica do ano passado.
Sıradaki gösterimizin bir tanıtıma ihtiyacı yok. Çünkü geçen seneki Matematik Festivali`ndeki yankıları hala sürmekte.
Proximo.
Fotoğrafçı : Sıradaki.
Acendo uma vela. Ajudo no proximo esquema de caridade.
Yardım toplama dolandırıcılığında yardım ederim.
Queria dizer-te que tenho muito orgulho de ti por te interessares pelo proximo.
İnsanlarla ilgilendiğin için seninle gurur duyduğumu bilmeni istiyorum.
- Despacha-te, sou o proximo.
- Acele et, sıra bende.
Isso é estranho, porque isso é exatamente como eu esperava que fosse... ou bem proximo.
Bu garip, çünkü bu tam olarak umduğum şekilde oldu... çok iyi gidiyoruz.
Vira no proximo cruzamento.
Bi sonraki köşeden dön!
Podes ser uma exuberante bruxa, Mas este carpinteiro pode prender-te até ao proximo século.
Süper bir büyücüye dönüşmüş olabilirsin ama bu marangoz alçı duvarlarıyla seni bir sonraki yüzyıla postalayabilir.
Sou forte, homem bem sucedido que vai ter sorte com todas as mulheres que sair, num futuro proximo.
Güçlü ve başarılı bir erkek olarak yakın bir gelecekte hiç şüphe yok ki birlikte olacağım onca kadının düşüncesi başımı döndürüyor.
No proximo mês passamos o especial de Páscoa de "Cão Perigoso".
Gelecek hafta Tehlike Köpek'in Paskalya özel bölümünü yayınlayacağız.
Já está proximo,
Çoktan burada.
PROXIMO EPISÓDIO OK, na próxima semana em Hellsing... A batalha da bala de carne!
Cewsetr -