Translate.vc / portugués → turco / Pêga
Pêga traducir turco
264 traducción paralela
É uma pêga!
O bir sürtük!
Sinto-me mesmo uma pêga, a aceitar jóias dum homem, e a iludi-lo.
Kendimi, sahtekarlıkla adamdan mücevher alan sürtük gibi hissediyorum.
- Quem é que ia acreditar numa pêga?
- Bir fahişenin sözüne kim inanır?
Era a maior pêga em Alameida e a mulher mais "fina" que jamais viveu.
Alameida'nın en büyük orospusu ve gelmiş geçmiş en harika kadındı.
Pêga nojenta.
Pis kaltak.
Não passa de uma pêga ordinária.
Sen alt tarafı pis bir kerhane orospususun.
- Pêga.
- Bir orospu.
- Uma pêga!
- Bir orospu!
Porque ela era uma pêga?
Fahişe olduğu için mi?
É essa tua pêga a vigiar-nos.
Senin fahişen bizi seyrediyor.
Vou tomar um banho, depois vou-me embebedar... depois vou arranjar uma pêga com umas grandes tetas... depois vou-me embebedar outra vez... depois vou roubar aquele posto dos correios e reaver o meu dinheiro.
Sonra sarhoş olacağım. Sonra kocaman memeleri olan bir fahişe bulacağım. Sonra yine sarhoş olacağım.
Eu não sou nenhuma pêga que trouxeste para aqui.
Buraya getirdiğin bir orospu değilim ben.
Julie Nichols, a pêga do hospital.
Julie Nichols, hastane dilberiyim.
Agora, soube que está a tentar encontrar essa pêga da mulher dele.
Şimdi senin, onun küçük sefil karısını bulmaya çalıştığını duydum.
Vamos, pêga nas pernas.
Hadi, tut ayaklarından.
Tem cá um ar de pêga.
- Zaten kaltağa benziyor.
Era uma pêga!
Orospuydu.
A minha mãe era uma pêga, mas não a culpo por isso.
Annem bir orospuydu. Ama onu bu yüzden suçlamıyorum.
Vais lamentar bastante mais, sua pêga pacóvia.
Daha üzülmeye başlamadın seni köylü kaltak.
Chris, filho de uma grande pêga!
Hiç komik değil.
Filho de uma pêga!
Or.spu çocukları!
Filho de uma pêga!
Or.spu çocuğu!
Sou uma bêbeda, uma ganzada, uma drogada, uma pêga que foi um bocadito apalpada num bar?
Alkoliğim, uyuşturucu bağımlısıyım, küçük bir barda düzülen bir kaltağım değil mi?
Conheceste a única pêga dançarina famosa.
Senin ünlü bir ders hocan oldu.
Não sei nada da tua mãe, a "Miss Perfeição, 1952"... mas a minha mãe era uma pêga e se ainda for viva... espero que esteja a sofrer muito.
Senin Annen bayan mükemele ne oldu bilmiyorum. ama benim annem bir sürtükdü ve hala yaşıyor. Umarım çok acı çekiyordur.
Olha a pêga da secretária!
Lanet olası küçük fahişe sekreter.
Bud, por favor. Ambos sabemos que a tua irmã não é uma pêga. É apenas popular.
Bud lütfen, ikimiz de biliyoruz ki ablan yosma değil sadece popüler.
- Sua pêga!
- Seni sürtük!
Isto foi-me dado por uma pêga.
Ve bunu da bir pita için yapmıştım.
Uma pêga, sabes, uma prostituta?
Pita'yı bilir misin? Fahişe demektir.
É uma pêga!
Sürtük o!
É uma verdadeira pêga!
Gerçek bir sürtük!
Havia a Rose Cheramie, uma pêga.
Rose Cheramie diye bir fahişe varmış.
Se eles podem matar o Presidente dos Estados Unidos, acham que se vão ralar com uma pêga barata como eu?
Eğer Amerika Birleşik Devletleri Başkanını öldürebiliyorlarsa... benim gibi iki paralık bir dansçı için gözlerini kırparlar mı sanıyorsunuz?
A Angela não é uma pêga.
Angela bir fahişe değil.
Explicar uma pêga branca que andas a comer, cabrão?
Becerdiğin beyaz fahişeyi mi açıklayacaksın lanet olası?
O homem anda a foder uma pêga branca. Há por aí bons negros.
Beyaz bir fahişeyle yatıyor ve ben de hâlâ siyah erkeklerin iyi olduğunu düşünüyorum.
Disse-re que me chamaram amarela alta, pêga amarela. Branca-das-dúzias, negra branca, branca negra, cabrira, mesriça, rafeira! E ru, que fazes?
Bana lisenin sarısı, sarı kaltak, beyaz kadın, kadın beyaz, beyaz zenci, zenci beyaz, melez, yarım kan, kırma...
É uma pêga!
O bir fahişe!
- Não sou nenhuma pêga.
- Ben fahişe değilim.
Isso faz de mim uma pêga?
Bu beni fahişe yapar mı?
Como te atreves, pêga?
Bu ne cüret, orospu?
Vai. Gosto de ver as pessoas excitadas por causa da minha sobrinha pêga. Vá.
Benim fahişe yeğenime insanların bakması iyi bir şey.
Príncipe, bebe mijo de pêga?
Prensim, at sidiğiyle sarhoş mu oldunuz?
Sim, minha escrava, lambe a tua adorável pêga.
Evet, kölem, tapılası orospunu yala.
Silêncio, pêga!
Sus, orospu!
Aquela pêga daquela Senadora...
O orospu Senatör...
Desculpa! Vem cá, sua velha pêga!
Buraya gel, seni yaşlı orospu!
És uma ordinária e uma pêga.
Bayağısın, küçük yapışkan bir serserisin.
És uma pêga imprestável, igual às outras que já conheci.
Şimdiye kadar karşılaştığım her fahişe gibi adi bir fahişesin.
Ele acha-me fixe, mas se me vir com estas ferraduras, vai atirar-se a outra pêga qualquer.
[boğazını temizliyor]