English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / portugués → turco / Quiz

Quiz traducir turco

260 traducción paralela
Gosto bastante do Professor Quiz.
Profesör Quiz'i epey severim.
POrque quiz que o seguíssemos?
Neden onu izlememizi istediniz?
Não quiz deixar que me matassem.
Beni ölüme terk etmenizi istemedim.
É só porque eu não a quiz dar-lhe enquanto Waldo estava presente.
Sadece Waldo yanınızdayken onu size vermek istemedim, hepsi bu. - Oh.
Eu não podia ir ao quarto dela, e não quiz levá-la para o meu motel.
Çok üzülüyordu Onun evine gidemezdim ve onu otelime de götürmek istemedim
Não quiz dizer que a sua filha assombre...
- Kızınızın hayaletinin eve dadandığını...
Não quiz ver ninguém até ver-te. Quando vi que te fechaste pensei que sabias disso.
Önce seni görmek istedim.
Não quiz acreditar que você se arriscasse por mim novamente.
Artık kendim için çıkarmayı amaçladığınızı anlamadım.
Até que chegue aqui, esquecerei que alguma vez o quiz.
Buraya vardığında, zaten istemiş olduğumu bile çoktan unuturum.
Disseste-me uma vez que gostarías de ouvir-me dizê-lo... quiz dizê-lo desde o momento em que te vi.
Bir keresinde bana onu dillendirdiğimi duymak istediğini söylemiştin. Onu seni gördüğüm andan beri dillendirmek istiyordum.
Bem, eu quiz.
Öyle istedim.
Eu sempre quiz parecer um paquete!
Hep bir komiye benzemek istemişimdir!
Eu quiz sálva-la.
Onu kurtarmak istedim.
Que quiz ele dizer, "O seu pai, o Conde"?
Bu ne demek, babanız değerli Kont?
Quiz ir fazer companhia aos dois ladrões na prisão.
Kısa süre önce haydutları yakaladıklarını işittim sonra ben de yakalandım ve onlarla aynı hücreye tıkıldım.
Não foi ele que quiz.
Şüphesiz planlanarak yapılmış bir şey değildi.
Torrey não quiz ser sensato.
Torrey mantıklı olmak istemedi.
Não a quiz fazer parar de gritar com as suas mãos na garganta dela até ela morrer?
Çığlıklarını bastırmak için onu öldürünceye kadar boğazını sıkmadın?
Eu disse um mentiroso, e quiz dizer isso.
Yalancı dedim, bunda ciddîyim.
O que ele quiz dizer, Lizzie?
Ne demek istiyor bu, Lizzie?
O que quiz dizer é, quando conheço uma mulher atraente tenho de começar a fingir que não tenho desejo de fazer amor com ela.
Kastettiğim şuydu, ne zaman çekici bir kadınla karşılaşsam... onunla sevişmeyi istemiyormuşum gibi davranmak zorunda kalırım.
Eu quiz contar-te...
Sana şey demek istedim...
Não quiz que fosse pensando...
Öyle düşünmeni istemedim...
Ele quiz destruir-te.
Sana zarar verecekti.
O que eu quiz dizer é, descanse aqui até que eu volte.
Size söylemek istediğim ben gelene kadar burada kalıp dinlenin.
Não me quiz antecipar.
O kadar çabuk olmuştu ki.
Não saí do carro, não o quiz envergonhar, e disse-lhe, "Ben, entra no carro."
Arabadan dışarı çıkmadım, onu utandırmak istemedim. Ona, "Ben, arabaya bin." dedim.
E le sempre lá quiz ir, de qualquer forma.
Hem, hep orayı ziyaret etmek istemiştir.
- Quiz..?
- Bir şey mi?
Ele quiz analisá-lo,
Onu analiz etmesi gerekiyormuş.
- Não quiz parecer ansiosa.
Endişeli görünmek istemedim.
Não quiz problemas legais com ele.
Sorun istemedim. Bakalım.
Mas ela não quiz nada disso.
Ama kabul etmedi.
Não quiz que aquilo continuasse nem mais um minuto. Você deve-me muito mais que isso.
Size özür borçluyum ve daha fazla bekleyemedim.
Pare com isso, não foi isso nada disso o que quiz dizer!
- Böyle bir şey demedim.
Esse amigo aí dentro assim o quiz.
Biz bu yüzden geldik.
De certo modo ele quiz se juntar à caça...
Yoksa Sartana onların parayı nereye sakladığını biliyor mu?
Não lhe quiz dizer na cara... mas nem cavalos selvagens me arrastavam para o Texas.
Suratına karşı söylemek istemedim ama vahşi atlar bile beni Texas'a sürükleyemez.
Se ela não me quiz, não a vou pressionar.
Beni istemediyse onu zorlayacak değilim.
O meu analista diria que me sinto culpada porque quiz que ele fosse.
Psikoloğum gitmesini istediğim için suçluluk duyuyorsun derdi.
Quiz cozinhar para impressionar uma miúda. Fiz Stroganoff na panela de pressão.
Bir kızı etkilemek için düdüklüde strogranoff biftek yapmıştım.
Não sei o que quiz dizer com isso.
Ne demek istediğini merak ediyorum.
Quiz dizer jantar, não é?
Akşam yemeği demek istiyorsun, değil mi?
Quiz ser ser bom.
Şey olmak istedin. İyi olmak.
Não, não quiz mas, Israel é uma possibilidade!
Hayır, ama İsrail de olasılıklardan biri!
- Mas tu sabes perfeitamente que foi a minha Francine que quiz a torneira por cima da pia!
Ama eve musluk isteyen Francine'di!
Não quiz que pensassem que tinhas tanto sucesso.
Çevrenin geniş olduğunu bilmelerini istemedim.
Um trabalho assim, eu nunca quiz.
Böyle bir görevi hiç istememiştim.
- É... É o que eu quiz que pensasse.
Bu senin düşünmeni istediğim şey.
Quiz vir conhecer os meus vizinhos.
Biz de komşularımızla tanışmaya geliyorduk.
Eu sempre quiz andar de carruagem.
- İşte, bir tane geliyor.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]