Translate.vc / portugués → turco / Racer
Racer traducir turco
99 traducción paralela
- Acham que passam cá o Speed Racer?
- Burada Hızlı Yarışçı'yı gösterirler mi?
Então, achas que o tipo do Speed Racer apanha muitas multas, ou...?
Ne dersin sence "Speed Racer" çok bilet toplayabilecek mi yoksa...
Quando me recuperei do choque, a minha mãe tinha ganho.
Çenemi yerden kaldırıncaya kadar Speed Racer tabağımı götürmüştü.
Uh, ouve, viste uma chave USB com um logótipo de um corredor?
Üstünde "Speed Racer" logosu olan bir USB bellek gördün mü?
Quantos miúdos é que podem dizer que as mães gostam de debater se o Space Ghost pode bater o Speed Racer?
- Yapma anne, lütfen. - Ama bunu her zaman yapamaz ki. Hız yarışçısı uzay hayaleti.
Está a pedir-te que recordes o mito do Racer X, o meio-irmão maléfico do Speed Racer.
Senden yarışçı x'in mitini hatırlamanı istiyor. Hız yarışçısının kötü üvey kardeşi.
Óptimo, Speed Racer.
İyi, Hızlı Yarışçı.
Tínhamos a Rua Sésamo e Speed Racer, coisas inocentes, e mais nada.
'Susam Sokağı've'Speed Racer'vardı, hepsi bu.
Um carro de corrida mach 5 nem se aproxima do carro do batman
Speed Racer'ın Mach 5'i Batmobile'in yanına bile yaklaşamaz.
Ah, isso é perfeito, Speed Racer.
Bu çok iyi oldu işte, Hızlı Çocuk.
"Não te preocupes, Speed Racer, eu não estou magoar a tua mãe."
"Endişelenme hızlı yarışçı, anneni incitmiyorum." dedi.
Speed Racer?
Hızlı yarışçı?
Eu estava a usar o pijama do Speed Racer.
Hatırlasana, benim hızlı yarışçı pijamalarım vardı.
É, tu ganhaste do Speed Racer e eu Laverne Shirley.
Evet senin Hızlı yarışçı, benim de Laverne Shirley pijamam vardı.
Sabemos quem é o piloto "x"?
"Racer X" in kim olduğunu biliyorlar mı?
Hoje uns tipos roubaram uma operação de lavagem de dinheiro. Acho que o fugitivo era um street racer.
Bu sabah bir kaç kişi bana bişeyler teklif etti, sanırım sokak yarışı
Se tens tanto medo que a Polícia descubra, que és um street racer, porque que o fazes?
Madem sokak yarışlarından sıkıldın bunu neden yapıyorsun?
O meu novo street racer.
İşte yeni arabam
Não posso envolver-me emocionalmente com um street racer.
- Duygusal davranamam
Um dia, eu e o meu pai voltávamos de um jogo de futebol e um street racer chocou contra nós.
Bi gün babamla maçtan geliyorduk ve sokak yarışçıları bize çarptı
Calma aí, Speed Racer...
Sen, yarışçı.
Speed Racer, calminha!
Speed Racer, yavaşla biraz.
O favorito do público local, Speed Racer, está a devorar a pista.
Halkın sevgilisi Speed Racer pisti silip süpürüyor.
Ele não está sozinho, está a perseguir alguém, está a perseguir o fantasma de Rex Racer.
Ama yalnız değil, birinin peşinde. Rex Racer'ın hayaletini kovalıyor.
Ali está aquele Speed Racer.
Oradaki Speed Racer.
Ninguém, por estes lados, irá esquecer a trágica história de Rex Racer.
Kimse, Rex Racer'ın trajik hikâyesini akıllarından kolay kolay çıkaramayacak.
Rex Racer, a pilotar o Uniron preto e vermelho, envolveu-se numa disputa com Richenbach, que era favorito para a vitória.
Kırmızı siyah Uniron marka arabalı Rex Racer yarışın favorisi Richenbach ile başa baş bir mücadele içinde.
É o terceiro acidente que elimina em que Racer esteve envolvido.
Bu Racer'ın karıştığı 3. DNF kazası.
O julgamento de Rex Racer abalou imensamente a WRL.
Rex Racer davası Dünya Yarış Birliği'ni baştan aşağı sarsmıştır.
E, no meu livro, Rex Racer não passa de um fedelho.
Benim lugatımda, Rex Racer hainden başka bir şey değildir.
E Rex Racer quase decapitou Yokima com aquele salto.
Rex Racer o sıçramayla neredeyse Yokima'nın kafasını uçuracaktı.
Não tenho dúvidas de que Rex Racer é um dos pilotos mais sujos do mundo.
Şuna hiç şüphe yok ki Rex Racer dünyanın en aşağılık yarışçılarından biri.
Durante cinco anos, Rex Racer recebeu ordens do submundo criminoso.
Rex Racer 5 sene boyunca yer altı dünyası için çalıştı.
Ainda não há sinais do piloto Rex Racer.
Rex Racer hâlâ bulunabilmiş değil.
Malta, eu conheci o Rex Racer.
Millet, Rex Racer'ı tanırdım.
- Residência dos Racer.
- Racerların evi. - Günaydın.
- Bom dia, posso falar com o Speed Racer?
- Speed Racer ile görüşebilir miyim?
" Foi uma virtuosa exibição de talento, do tipo que já não vemos no Thunderhead desde que o mais velho dos Racer nos deixou de queixos caídos há oito anos.
Bu, 8 yıl önce ağabey Racer'dan beri görülmeyen usta ellerden çıkmış bir sanat gösterisi gibiydi.
Não acredito que não haja uma única menção à Racer Motors.
Racer Motorları hakkında hiçbir şey yazmadıklarına inanamıyorum.
Sr. e Sra. Racer, espero que me perdoem esta intromissão.
Bay ve Bayan Racer, umarım bu Tanrı misafirini hoş görürsünüz.
E, Sr. Racer, isto é para si.
Ve Bay Racer, bu da size.
Uma figura como a minha requer atenção constante, Sra. Racer.
Benim gibi bir şahsiyetin kendine büyük özen göstermesi gerekir, Bayan Racer.
Deliciosas, Sra. Racer.
Fevkalade, Bayan Racer.
A primeira coisa que quero deixar perfeitamente clara é que não tenho qualquer intenção de tentar afastar o Speed da Racer Motors.
Şunu açıklığa kavuşturmakta fayda var. Benim, Speed'i Racer Motorları'ndan ayırmak gibi bir niyetim asla yok.
Sem ofensa, Royalton, mas a Racer Motors sempre correu como independente.
Kusura bakma, Royalton ama Racer Motorları bugüne kadar bağımsız olarak yönetildi.
Quanto tempo leva à Racer Motors?
Racer Motorları'nda ne kadar sürüyor?
Este tipo de instalações de produção poderiam estar ao seu dispor, Sr. Racer.
Bu tür bir tesis sizin kumandanızda olabilir, Bay Racer.
O Speed Racer.
Speed Racer.
Então, Sra. Racer, o que pensa da minha família?
Evet, Bayan Racer siz benim ailem hakkında ne düşünüyorsunuz? Etkilendiniz mi?
- O que se passa, Sr. Racer?
Ne oldu, Bay Racer?
Boa tentativa, Speed Racer.
İyi denemeydi, sürat yarışçısı.