Translate.vc / portugués → turco / Ran
Ran traducir turco
13,431 traducción paralela
Por falar nisso, a Blockbuster enviou novas cassetes hoje.
Lafı gelmişken, birkaç tane hasılat rekoru kıran kasetlerden gönderdiler.
- Certo, é a tua vez.
- Senin sıran.
Alguém realmente está surpreso?
- Buna şaşıranınız var mı?
Não sou o Quebrador de Correntes.
Zincirkıran değilim.
Mãe de Dragões, Quebradora de Correntes e tudo isso.
Ejderhaların Annesi, Zincirkıran... Onlar yani.
Quem ataca a Coroa não serve para ser Comandante da Guarda Real.
Krallık'a saldıran kim olursa Kral Muhafızları'nın Lord Kumandanı olarak hizmet veremez.
Só conseguia olhar para aquele céu negro e ouvir a mãe a gritar o nome do filho.
Sadece o karanlık gökyüzüne bakıp oğlunun adını haykıran kadının çığlıklarını dinledim.
A Daenerys Nascida da Tormenta, Mãe de Dragões, Quebradora de Correntes, que o seu reinado seja longo.
Daenerys Fırtınadadoğan'a, Ejderhaların Annesi Zincirkıran, hükmü daim olsun.
Percebeste que não fui eu que te ataquei. Boa.
Demek sana saldıranın ben olmadığımı anladınız.
Então, toda a família de Job é exterminada e eu estou confusa sobre como é que tendo mais filhos ficaria tudo bem?
Eyüb'ün tüm ailesi yok olmuş ama kafamı karıştıran, yeni çocukları olması bunu nasıl düzeltecek?
Desculpa lá não confiar neste insecto monstruoso e com picos... que te raptou.
Az önce seni kaçıran dev gibi dikenli şu böcek canavara güvenmediğim için bağışla.
Se não tens memória, como podes ter a certeza do que for?
Hiçbir hatıran yoksa bir şeylerden nasıl emin olabiliyorsun?
Por exemplo, quando o Ulisses chegou à ilha de Calipso, exausto após o naufrágio, a ninfa Calipso, que era um borrachão...
Mesela Ulysses bir gemi kazasının ardından bitkin halde Calypso'nun adasına vardığında göz kamaştıran peri Calypso...
Calor abrasador, moscas que mordem.
Öldüren sıcak, ısıran sinekler.
Liguei à Arquidiocese, o Vaticano tem pessoas que investigam estas coisas.
Başpiskopos yönetimini aradım, Vatikan'ın böyle durumları araştıran kişileri var.
É a tua vez.
Senin sıran.
- Quem quer que o tenha levado, irá ligar.
Kaçıran kişi arayacaktır.
Lizzie, quero que saibas que esse dinheiro era para ti porque algumas noites foste tu que impediu o meu coração de se partir.
Lizzie, bilinsin ki o parayı verdim çünkü kimi geceler beni acımdan uzaklaştıran sendin.
Desapareceu 3 dias e você encontrou-a e prendeu a escumalha que a levou.
3 gündür kayıptı. Ardından sen onu bulup onu kaçıran pisliği yakalamıştın.
Pensa que não sei que ajudou a Karen Jennings a fugir?
- Dinle... Karen Jennings'i kaçıranın sen olduğunu bilmiyor muyum sanıyorsun?
É a tua vez, demónio branco.
Senin sıran, beyaz şeytan.
Se me perguntarem, os Patrulheiros deveriam chamar-se os Paspalhos
Bana sorarsanız, Devriyeci Çocuklar artık, Batıran Çıtırlar olarak anılsın.
Esta fila é interminável.
Bu sıranın sonu gelmez.
E não foi o Jake que deixou o Cheddar comer a camisa do Kevin.
Kevin'in kazaklarını Cheddar'a kaptıran da Jake değildi.
O que te faz ter tanta certeza que há uma fuga?
Bir köstebeğin olduğuna seni bu kadar inandıran ne?
Espera a tua vez, prenha.
- Sıranı bekle muhallebi çocuğu.
Porque darias essa missão a um homem que nutre todo o tipo de desrespeito para contigo?
Neden sana karşı kim bilir ne tür bir hınç barındıran birine bu görevi veriyorsun?
Terei de purificar a entidade que a atacou.
Sana saldıran şeyin önünü kesmem lazım.
Se alguém o irritar, esmague-o. Se alguém o trair, Deus o ajude.
Seni kızdıran kim varsa patlat tokadı ve seni geçecek olanların Tanrı yardımcısı olsun!
E... alguém gritou pelo meu nome, a dizer que me amava.
Bir de, adımı haykıran ve beni sevdiklerini söyleyen birisi vardı.
O pássaro que partiu o vitral no funeral, foi a Kelly.
Cenazede mozaik camı kıran kuş o da Kelly'di.
O assaltante dele era estudante de Teologia, Hermon Seroyan.
Ona saldıran, bir ilahiyat öğrencisiydi. Hermon Seroyan.
E a vítima que ficou presa no táxi atacou o Thorn no dia do funeral dela.
- Bir de cenaze günü Thorn'a saldıran ve bir taksi tarafından sıkıştırılan kurbanımız var.
Eu acho mesmo que temos um dos tipos que o assaltou no verão passado.
Pekâlâ, bak, geçen yaz sana saldıran heriflerden birisini yakalamış olabiliriz.
Quem intensificou tudo no Vietnam foi o Johnson!
Nam'da her şeyi kızıştıran kişi Johnson'dı.
E foste tu que me fizeste acreditar que era possível.
Hem aslında ilk etapta bunun mümkün olduğuna beni inandıran sendin.
A névoa feminina que me toldava a mente foi levantada.
Bir zamanlar zihnimi bulandıran kadın şüphesi kalktı.
Acusei-o de ter sido ele a atacar-me a mim e à Mary. - Caramba, mulher, o que fizeste?
Mary ve bana saldıran kişilerden biri olduğuna dair aleyhinde suçlamada bulundum.
Encontrei o Hector, na vinda.
I ran into Hector on the way up.
Enquanto nos afastávamos do odioso avô do Jamie, o meu coração ficou mais leve.
Kendi aramıza mesafe koyarken Jamie'nin nefret uyandıran dedesi kalbimin yükünü azalttı.
Posso lembrar ao Quartel-Mestre que qualquer força de ataque terá de atravessar aqui, através do Prado de Tranent?
- Levazım Subayına şunu hatırlatabilir miyim? Saldıran herhângi bir kuvvet buradan, Tranent Çayırları boyunca geçmek zorunda kalacak.
E, se fôssemos mortos, morreríamos sabendo que a nossa memória continuaria viva no clã.
Öldürülürsen hatıranın klanında yaşayacağını bilerek ölürsün.
Tinha de me sentar na ponta da cadeira nas aulas.
Okulda sıranın ucuna oturmak zorunda kalmıştım.
Vêm ter comigo para que resolva as disputas que mais ninguém resolve.
Ben, insanlar anlaşamadıklarında başka kimse yapamazken, onları uzlaştıran kişiyim.
Porque não se renderam?
Bizi ayıran küçük şeyler nekadar ilginç.
Todos os nomes neste livro são de homens que prometeram o seu serviço ao capitão Flint.
Bu cilde adını yazdıran herkes bir adama ait. Önce hizmetlerini Kaptan Flint'e sunacağına yemin etmiş kişiler.
O meu único crime que te deixa furiosa é aquele que ninguém quis saber, muito menos lhe chamaram crime.
Seni kızdıran tek suçum başkasının suç bile demeyeceği bir şey.
A Menina vai informá-la das nossas suspeitas sobre a fonte da fuga?
Bilgi sızdıran kişi hakkındaki 0üphelerimizden onu haberdar edecek misiniz?
É isso mesmo.
Bu gece Gotham Polis Departmanı'na saldıran maskeli suikastçinin, eski vali Theo Galavan olduğu tespit edildi. Aynen öyle Don.
- Quem dá mais?
Var mı arttıran?
Oh, meu.
Ah ya, ben de senin sıranı bekliyordum.