Translate.vc / portugués → turco / Raymond
Raymond traducir turco
3,482 traducción paralela
Sou o Paul Raymond.
Ben Paul Raymond.
Anda lá, és o Paul Raymond.
Hadi ama, sen Paul Raymond'sun.
Mais alguma coisa, Sr. Raymond?
Başka bir şey, Bay Raymond?
Desculpe, estou à procura da Deborah Raymond.
- Pardon, Deborah Raymond'u arıyorum.
- Paul... - Raymond.
- Paul...
Precisamente.
- Raymond.
Há quem diga que só conseguiu produzir esta peça porque o seu pai é o Paul Raymond.
Kimileri, babanız Paul Raymond diye bu oyunu sahneleyebiliyorsunuz diyecek.
Podia ficar sentada a comer bolo porque sou a filha do Paul Raymond mas não é mesmo a minha cena.
Paul Raymond'un kızıyım diye boş boş oturup, pasta yiyebilirdim ama bu benim tarzım değil.
- Boa noite, Sr. Raymond.
- İyi akşamlar Bay Raymond.
O meu nome é Paul Raymond.
Benim adım Paul Raymond. Ben...
Paul Raymond, um nome antes sinónimo de sofisticação, foi acusado pelo Sunday Times de organizar prostituição num dos seus clubes no Soho, o Pink Pussycat.
Paul Raymond, bir zamanlar ince zevkler ile anlamdaş olan bu isim, Sunday Times tarafından, Soho'daki kulüplerinden Pink Pussycat'te fuhuş yaptırmakla suçlanıyor.
"O lado sórdido do Soho do Raymond."
"Raymond'un Soho'sunun kirli tarafı."
- Boa tarde, Sr. Raymond.
- İyi akşamlar Bay Raymond.
Por falar em cabeleiras loucas, é o nosso senhorio, Paul Raymond.
Kaçık saçlar demişken, işte mal sahibimiz Paul Raymond.
- Boa noite, Sr. Raymond.
- İyi geceler Bay Raymond.
E depois liguei ao Sr. Raymond.
Ve sonra da Bay Raymond'u aradım.
Estou sim.
- Alo. Bay Raymond?
Raymond.
Bu kim? Ramon.
Raymond St. James fez isto no Dark Memento.
Dark Momento'da Raymond St. James yapmıştı.
Vou levar comigo no comboio as obras todas do Raymond Chandler.
Bütün Raymond Chandler kitaplarını yanıma alacağım.
O Raymond exigiu o nosso melhor.
Raymond bizden en iyi işimizi yapmamızı istedi.
Raymond, estamos gratos por esta oportunidade e iremos considerá-la um grande voto de confiança.
Raymond, bu fırsat için minnettarız. Ve bunu bir güvenoyu olarak kabul ediyoruz.
Desculpe, Raymond, fizemos algo que o tenha incomodado?
Affedersin Raymond. Seni üzecek bir şey mi yaptık?
- Nós compreendemos, Raymond.
- Anlıyoruz, Raymond. - Hayır, boş ver.
Por falar em pessoas que te odeiam, o Raymond J. Feijões veio hoje e lixou-nos bem.
Ah, senden nefret edenlerden söz açılmışken, Bugün Raymond J. Fasulye geldi ve sağlam bir pot kırdı.
Então, o Raymond faz as apresentações, e depois, segundo o Ken, o Ketchup vai-se embora, mas o Raymond não, e diz que se mata a ele e à conta se voltarem a falar com o Ketchup.
Tanışmayı Raymond organize etmiş ve sonra, Ken'in söylediğine göre, ketçap gitmiş ama Raymond kalmış. Ve demiş ki ketçapla tekrar görüşürlerse bile hem müşteriyi hem de kendini öldürecekmiş.
- Porque é o Raymond.
Çünkü o Raymond.
Ele quer o Raymond Tusk.
Raymond Tusk'ı inceletmek istiyor.
Acho que o Raymond Tusk...
Bence Raymond Tusk...
Mais do que alguma vez quis saber sobre Raymond Alan Tusk.
Bunlar Raymond Alan Tusk'la ilgili bilmeniz gereken her şey.
Desculpe o Raymond não estar acordado, mas ele deita-se às...
Raymond seni karşılayamadığı için üzgünüm ama erken yatar...
Raymond, sei que é um homem bastante ocupado, por isso serei direto.
Raymond, meşgul olduğunun farkındayım, o yüzden hemen konuya gireceğim.
Sim, e o Raymond teve a gentileza de organizar uma visita à Central Fulton.
Evet, sonra da Raymond sağ olsun, bana Fulton Tesisi'ni gezdirdi.
Há muitas coisas a considerar, Raymond...
Hesaba katılacak birçok şey var Raymond.
Não gosto de coisas hipotéticas, assim como o Raymond não gosta de especulação.
Sizin tahminlerden haz etmediğiniz gibi, ben de varsayımlardan haz etmiyorum.
O Raymond Tusk.
Raymond Tusk.
Porque não se limita ao que sabe, Raymond?
Bildiklerinden söz etsene Raymond.
Raymond Tusk.
- Raymond Tusk.
O senhor, eu... toda a gente conhece Raymond Tusk.
Siz, ben, herkes Raymond Tusk'ı tanır.
Estavas a informar os accionistas sobre Raymond Tusk?
Yatırımcılarına Raymond Tusk'tan da söz ettin mi?
E vê sexta-feira à noite. Raymond Tusk.
- Bir de Cuma'ya bak.
Tive de negociar com ele. A SanCorp é um peixe grande, mas o Raymond Tuské uma baleia.
Sancorp büyük bir balık, ama Raymond Tusk bir balina.
Você não pode comprar a lealdade, Raymond.
Sadakati satın alamazsınız.
O Raymond e eu já nos conhecemos há anos.
Raymond ve ben birbirimizi yıllardır tanırız.
Ainda assim, Timmy, o Don sente alguma ansiedade quanto, bem, obviamente, em relação ao Raymond.
Yine de, Don'ın bazı endişeleri var. Raymond hakkında.
A Heinz Baked Beans deu-nos algum reconhecimento nacional e o Raymond é um amigo.
Heinz Baked Beans, bizi ülke çapında tanıttı ve Raymond bir dostumuz.
Se fizeres o trabalho e eu gostar, garanto que o Raymond entra na linha.
İşi yaparsanız ve yaptığınız işi beğenirsem Raymon'ın da katılacağına eminim.
- O Raymond nunca terá de saber.
- Raymond'ın bilmesine gerek yok.
Sr. Raymond?
- Evet.
O meu cameraman.
Raymond.
O Raymond é tão fraco.
- Raymond çok ezik.