English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / portugués → turco / Revólver

Revólver traducir turco

769 traducción paralela
Por que só tem um bótom de sorriso e um revólver?
Neden çantanda yalnızca gülen bir yüz düğmesi ve bir tabanca var.
Ao finalizar a leitura, matou-se com seu prório revólver
bir konferans verecek! Konferansın sonunda..
Continua sendo tão hábil com o revólver?
Silah kullanmada eskiden olduğu gibi hala iyimisin?
Posso faze-lo com os punhos e os pes, Mas com um revólver...
Yumruk, tekme ya da silah, hiç farketmez.
Segurar a coronha do revólver firmemente na mão.
Silahın dipçiğini iyice kavra.
Um revólver.
Tabanca yani.
- Conte do revólver.
- Ona tabancadan bahset.
- Que revólver?
- Ne tabancası?
A Scarlett estava a limpar um revólver e ele disparou.
Kardeşiniz tabancayı temizliyordu.
Quem sabe aonde é que foi buscar o revólver...
Silahı nereden bulduğunu bilen yok.
O Xerife entregou o seu revólver ao professor e o professor deu-o ao Williams que disparou contra o professor.
Şerif silahını profesöre vermiş. O da Earl'e. Earl de profesörü kaba etinden vurmuş.
- Como conseguiu o revólver? Um momento, tão depressa não.
- O kadar çabuk değil.
Deixe esse revólver.
Silahı indir Earl.
Isso dizia eu aquele homem quando me deu o revólver!
Silahı bana veren adama da bunu söyledim. - Sus!
Ouve! Com um revólver apontado, com uma dama raptada... Pensas que ia esperar a que esses polícias...
Ben belimde bir silah ve kaçırılmış bir kadınla polise sorumu soracaktım?
Um revólver!
Hayır. Walter!
Sim, eh? Muito interessante, mas acontece que este é o revólver que o Williams empregou para escapar-se.
Ama bu Williams'ın kaçarken kullandığı silah.
Este é precisamente o meu revólver.
Kendi silahımı tanımayacak değil...
Floyd trazia sempre outro revólver no bolso do casaco.
Floyd ceketinin cebinde daima yedek bir silah tasirdi.
Sinto muito por o revólver.
Tabanca için üzgünüm bay Graham.
A bala encontrada no corpo veio de um revólver do serviço britânico.
Evet, vücudunda bulunan mermi bir İngiliz tabancasından çıkma.
- Um revólver.
- Bir tabancası var.
Não encontraram com ele que nos dissesse o seu nome? Dinheiro, pouco, e um revólver.
Biraz para ve altılık tabanca.
Apesar de trazer sempre... um revólver no bolso.
Yine de cebimde her daim bir tabanca taşırım.
Um revólver como qualquer fonte de poder é uma força para o bem ou mal, não sendo nem uma nem outra Mas dependendo de quem as possuir.
"A gun, like any other source of power is a force for either good or evil, being neither in itself but dependent upon those who possess it." / i
A notável vantagem do revólver Colt de repetição. " Foi dramáticamente demonstrado na experiência pessoal Do Capitão Steve Farrell.
Colt silahının üstünlükleri Amerikan Ordusu Albayı Cross'u kurtarmak için küçük bir süvari birliği ile Teksas'a gönderilen Yüzbaşı Steve Farrell tarafından kanıtlanmıştır.
O Sr. Colt deu-me de presente este par quando esteve em Washington, tratando do interesse junto ao governo do seu revólver.
Bay Colt Washington'da hükümet ile silahlarının satışı için görüşmeler yaparken bu tabancaları bana hediye etmişti.
E não estou cobrindo o comércio em geral até que cada agente da lei no seu território tenha o seu primeiro revólver.
Sorumluluk bölgemdeki tüm kanun adamları bu silahtan birer tane alana kadar silahı halka satmayı erteliyorum.
Um revólver não faz um homem.
Bir tabanca adamı erkek yapmaz.
É o homem atrás do revólver que conta!
Önemli olan tabancanın önünde ve arkasında delikanlı olabilmektir.
Comprei um revólver.
Bir silah aldım.
Se não se importa, gostava de levantar o meu revólver.
Senin için sorun yoksa silahımı alacağım.
Já que falas disso, vê se arranjas umas para mim e um revólver também.
Bu iş üzerindeyken benim için de hayal et olur mu? Ve altı tane silah.
Um revólver como este não vale mais de 25 dólares em lado nenhum.
Bir altı-patlar buralarda 25 dolardan fazla etmez.
Talvez ganhes uns 20 e consigas comprar um revólver.
20 daha kazanabilir ve elinde silahın parası birikebilir.
Não preciso de uma espingarda, um revólver de seis tiros serve.
Tüfeğe ihtiyacım yok. Sadece bir altı-patlar ver.
Ele tinha enfiado um revólver na boca e disparado.
Silahını ağzına sokmuş ve tetiği çekmişti!
Não era um revólver.
- Altı patlar değil, tüfekti o.
Que pegue num revólver para disparar
Dolaşan serserilerin olmaması dileğimiz
- espere até vê-lo com um revólver. - Vou vê-lo novamente!
- Göreceğim, tekrar görüşeceğiz.
Assim que tentar pegar o revólver...
Silahı almaya çalışacağım...
Eu nem tinha um revólver!
Benim silahım bile yoktu.
Então não precisa desse revólver.
O zaman bu silaha ihtiyacın olmayacak.
Fizeste-o porque não me deixas ter um revólver.
Tabancayı takmama izin vermeyeceğin için onu yaptın.
E podaremos apanhar o revólver do Pop.
Merhaba Pop, ne haber? Merhaba, Jud.
Temos um revólver.
- Lazım olur diye romörkümüz var.
- Guarde esse revólver, xerife.
- Silahınızı çıkarın.
Abrindo o seu caminho para liberdade com um par do novo revólver Colt. "Farrell."
Farrell.
Tem um revólver.
Bu Earp, ve silahı var. Gidelim buradan.
Sim, na gaveta, o meu revólver.
Tabancam.
Seria como utilizar um revólver. Este é o melhor.
Silah dediğin budur.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]