Translate.vc / portugués → turco / Rifle
Rifle traducir turco
424 traducción paralela
Um rifle e uma espingarda.
- Bir normal tüfek ve bir tanede av tüfeği.
López, pega o rifle e dispara.
Lopez, şöyle okkalı bir mermi yolla şunlara.
Que venha Slim com seu rifle de grande potencia e lente telescópica.
Slim'i getir. Dürbünlü ve yüksek güçlü tüfeğini alsın.
O xerife fala com um cara com um rifle estranho.
Şerif, tuhaf görünüşlü tüfeği olan bir adamla konuşuyor.
Mã, vai buscar-me o rifle e rações.
Annesi, benim silahımı ve erzağı getir.
Amarre isto no rifle.
Al bunu şu tüfeğe bağla.
Tiros de rifle.
Tüfek atışı.
Cuidado com o rifle, Walker.
Tüfeğine dikkat et, Walker.
Com um rifle não consegue atingir o lado daquela montanha.
Bir tüfekle bu dağın açık tarafını vuramazsın.
Kaiacha, vá buscar o seu rifle.
- Kayaça tüfeğini al çabuk.
É melhor pegar o rifle do Hal.
Hall'ın tüfeğini alsan iyi edersin.
- Dá-me o meu rifle.
- Tüfeğimi ver.
- Tem um rifle e uma bolsa?
- Silahın ve çantan var mı?
Ainda fica o índio grande do rifle.
Sadece elinde tüfek olan kaldı.
Fugiram quando comecei disparar o meu rifle.
- Eyerimdeki tüfekle ateş edince kaçtılar.
Faltam três balas no teu rifle.
- Eyer tüfeğinden üç mermi eksik.
Pegue o seu rifle, Tanner.
Tüfeğini al Tanner.
Lutarei com Cão Pequeno se for o que ele deseja, com um rifle ou com uma lança.
İstediği buysa Küçük Köpek ile dövüşürüm. İster tüfekle ister mızrakla.
- Pegue o seu rifle, Tanner.
- Tüfeğini al Tanner.
Os soldados não atirarão primeiro... mas eu irei pegar o meu rifle... e voltarei para lutar contigo.
İIk ateşi askerler açmayacak... ama ben gidip tüfeğimi alacağım... ve seninle savaşmaya geleceğim.
Para que preciso de um rifle?
Tüfek ne işime yarayacak ki?
Já sabes... ter o rifle na mão e sentir que tem... o poder em suas mãos de dar ou tirar vidas.
Bilirsin hepsini vurmak, bunu hissetmek, kendini tanrı sanmak ölümün korkunç gücü ellerinde oluyor değil mi.
Quando aponta para alguém com um rifle para o matar... passa-se algo importante.
Silahını çekiyorsun ve birini öldürüyorsun sanki çok önemli bir şey olacakmış gibi.
Mantem esse rifle pronto.
Bu katili sen tut o zaman.
- Muito bem, onde guardas o rifle?
Tüfek nerede?
- Não temos um rifle.
Tüfeğimiz yok.
Você, o do rifle, de pé!
Hey, silahlı olan, ayağa kalk!
Atire-me o rifle.
Tüfeği bana at.
Vejo que cuida de seu rifle.
- Evet, efendim. Tüfeğini temizliyorsun.
Porque carrega um rifle, viajando com um casal recém-casado?
Yeni evli çift için niye çifteli tüfekle araba sürüyorsun?
Este é um magnífico rifle, Sr. Jones.
Bu kuhteşem bir tüfek, Bay Jones.
Acho que este rifle vai servir muito bem, Sr. Jones.
Sanırım bu tüfek oldukça uygun, Bay Jones.
Matei os dois com um rifle de alta potência do sexto andar do Hotel Mark Jerome.
Çok güçlü bir tüfekle her ikisini de Mark Jerome Otelinin altıncı katından vurarak öldürdüm.
É um recibo de um rifle 0.300 Magnum que eu enviei para a Califórnia.
Kalifornia'ya postaladığım.300 Magnum marka tüfeğin makbuzu.
Gostava que não tivesse tomado o meu rifle.
- Keşke tüfeğimi almasaydın. - Pekâlâ, artık bitti.
Paty, não disse ao Major que não houve... nenhum problema ontem até pegar aquele rifle.
Dün sen tüfeğe uzanana kadar gerçekte hiçbir sorun olmadığını Başkan'a söylemedin mi?
Devem ter um rifle atrás de cada rocha no desfiladeiro.
O kanyondaki her kayanın ardında bir tüfek var.
Atira-me o rifle.
Tüfeği bana fırlat.
Solte o rifle.
Tüfeğini at.
Fui emboscado por ele com um rifle rápido.
Tüfeği ile pusuya düşürüldüm.
Sem cavalo, sem fardo, só um rifle.
Ne at, ne eşya, sadece bir tüfek.
Cuidado com o rifle.
Tüfeğine dikkat et.
Não esqueçam da experiência de Tom o rifle de Lohman.
Lohman'ın tüfeği ile Tom'ı nasıl avladığını unutmayın.
De Santa Fé. Eu comprei-lhe este rifle.
Santa Fe'de senden bu tüfeği satın aldım
Quero comprar cartuchos para o meu rifle.
Silahım için kurşun almak istiyorum.
- Não, venha para aqui com o rifle.
- Hayır, tüfeğini al yanıma gel.
Fique de olho no rifle, deixe-me falar.
Sen tüfeği hazırda tut, onlarla ben konuşurum.
Tom, tem o rifle carregado?
Tom, elindeki çifte dolu mu?
Quando eu atirar, aniquile-o com o rifle.
Sen çifteyi ateşlediğinde, ben de ateşe başlayacağım.
Dê-me um rifle.
Bana bir tüfek ver.
- Porque me tirou o rifle?
Tüfeği neden elimden aldın?