English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / portugués → turco / Rua

Rua traducir turco

22,920 traducción paralela
Devo a mafiosos. Gangues de rua.
Mafyaya, sokak çetesine borcum var.
Vamos sair à rua para mais atualizações.
Daha fazla bilgi için sokağa çıkıyoruz.
Agora vais ter de te provar perante mim, porque eu conheço um vigarista de rua quando o vejo, porque eu também era.
Kendini bana kanıtlaman gerek çünkü bir sokak serserisi görünce hemen anlarım çünkü ben de öyleydim.
O que fazemos é na rua.
Bizim hayatımız sokaklarda geçer.
E na rua, há merda.
Ve sokaklarda kötü şeyler olabilir.
E começámos estas festas para termos um sítio onde tocar música, divertirmos e ficarmos longe de toda a estática na rua.
Bu partilere, müzik çalıp, eğlenip, sokaklardaki belalardan uzak durmak için başladık.
Para a rua.
Dışarıda.
Se queres ser um verdadeiro DJ, conquista a tua rua.
Gerçek bir DJ olmak istiyorsan, sokaklarını fethet.
Mas, se continuarem ignorantes e a andar na rua, então, são a sério.
Ama cahil kalıp sokaklarda takılırsan, o zaman gerçek biri olursun.
Conquista a tua rua.
Sokaklarını fethet.
Conquista a tua rua.
Sokağını fethet.
Como a rua A sola do meu sapato nua
Sokaklardaki tabanım gibi
Por isso, sábado à noite, preciso de ti a controlar a Rua 123.
Cumartesi gecesi 123. Sokak'ta denetleyici olmalısın.
No outro dia, eu estava na rua 183, e uma senhora rica chamou um Taki.
Geçen gün 183. Sokak'taydım, ve zengin bir kadın bir taki çağırdı.
Mas eu falei com o meu amigo Tracy da rua 168.
168. Sokak'tan dostum Tracy ile konuştum.
Até para quem sobe alto ( Stay High ) na rua 149.
Sokak'ta kafaları iyi olanlar bile.
Foi encontrado na rua durante o período de aulas.
- Okul saatinde onu yolda bulmuşlar.
Estava na rua porquê? Eu deixei-o na escola.
Oğlumu okula bıraktığım halde sokakta ne işi varmış?
Estás a vê-lo na montra, do outro lado da rua?
Sokağın karşısında, penceredeki şu adam.
Diz ao teu chefe... Que se ele tirar a mãe da rua, eu deixarei de a foder.
Patronuna söyle annesini sokaklardan kurtarırsa onu sikmeyi ancak o zaman bırakırım.
É como encontrar uma arma numa rua.
Sanki sokakta silah bulmuş gibi.
O meu filho ainda vê a "Rua do Sésamo" e não percebe.
- Benim çocuğum hala Susam Sokağını izliyor ve anlamıyor.
Esta rua é de um sentido!
Burası tek yön!
A minha mãe dizia-me que nós iamos mudar-nos para o fim da rua.
Annem sürekli yukarı caddeye taşınacağımızı söyleyip dururdu.
Seja lá qual for o teu esquema de atirar discos ao mar de vendê-los na rua, ou de fazer negócios com agiotas para resolver problemas de jogo...
Ne dolap çevirirsen çevir albümleri okyanusa mı atacaksın, yasa dışı yollarla mı satacaksın toptancılarla anlaşıp bahisçilerini mi- -
Eu estava a conduzir, ela estava na rua, chovia.
"Ama halletmen lazım. " Connie tekerlekli sandalyede. "
Porque se achas que vou atravessar a rua e dizer o que acabaste de dizer, podes chupar-me a parte de trás da pila.
"Sade kahve mi? "'Çünkü karşı sokağa geçip bu dediklerini söyliyiceğimi düşünüyorsan, " Her salı yarrağımın arkasını iki kez yalayabilirsin.
Saiam do meio da rua!
Çekilin yoldan.
Olá, estou a Rua Cameron, 3301.
Merhaba ben 3301 Cameron caddesinde oturuyorum.
Vários tiros disparados na rua 64 West 21.
64 batı 21 adresinde birden fazla silah sesi duyulmuş.
Vários tiros disparados na rua 64 West 21. - Não há tiros.
64 batı 21 adresinde birden fazla silah sesi.
Você vê coisas estranhas na rua?
Sokakta gördüğünüz garip şeyleri...
Sim, olá, estou a ligar da farmácia City Square na rua 24.
24. Cadde'deki Meydan Eczanesi'nden arıyorum.
Mesmo o seu carro de fuga, registado sob outro nome falso num local perfeitamente afastado das câmaras da rua.
Kaçış araban bile başka bir isimle kayıtlı ve kameraların göremediği bir yerde hazır bekliyordu.
A rua está limpa.
Sokak temiz.
Nem pensar, estou farta de ajudar senhoras de idade a atravessar a rua, Reese.
Olmaz, ihtiyar kadınların karşıdan karşıya geçmesine yardım etmeyeceğim artık Reese.
Fui àquele restaurante ao fundo da rua e trouxe-te jantar.
Caddenin aşağısındaki yerden sana yemek aldım.
Além disso, o Scott era um miúdo da rua na Pensilvânia.
Ayrıca Scott, Pensilvanya'da bir sokak çocuğuymuş.
É como viver numa rua com árvores. Formiguinha...
- Ağaçları olan bir semtte yaşamak gibi bir şey.
A minha mãe quer pôr-me na rua.
Annem sokağa bile çıkmamı istemiyor. Siktir et onları.
- Rua!
- Moira. - Çıkarın!
Na próxima reunião de acionistas, há uma probabilidade de irem todos para a rua.
Bunun anlamı, önümüzdeki hissedarlar toplantısında hepiniz kapının önüne konmuş olabilirsiniz.
Preciso de um abrigo. Sair da rua. Achar um telefone.
Bir yer bulmalı aracı bırakmalı, telefon etmeli ve 2044'e mesaj göndermeliyiz.
Sr. Liu, não consegue nem conquistar uma manicura no meio da rua
Bay Liu. Sokakta manikür yapan bir pilici 10 milyara avlamak.
A Resistência está por toda a Europa. Precisam de gente que não chame atenção ao andar pela rua.
Avrupa'daki direnişçilere, sokakta yürürken dikkat çekmeyecek insanlar lazım.
Prometo-lhe, que todos na rua vão estar muito preocupados com a sua segurança.
Size söz veriyorum, sokağınızdaki herkes güvenliğiniz için elinden geleni yapacaktır.
Ele vai descobrir algo para me despedir e põe-me na rua.
- Üzüldüm. Beni kovmak için bir sebep bulur, işsiz kalırım.
Tentou atirar-te da ponte da Rua 59.
Cadde Köprüsünden atmaya çalışmıştı seni.
Agora, se nos encontrarmos na rua, num café, no metro, dois pés para lá das portas da frente, com certeza... talvez então eu te diga que não gosto de ti nem te respeito e detestei particularmente do facto de teres usado o meu ex-marido
kaçak yaşarken eski kocamı ve sana olan hislerini bir kere de değil iki kere kurşun geçirmez yelek olarak kullanmış olmandan dolayı özellikle keyif almış olmama rağmen
Eu dançava na rua!
Ben sokakta dans ettim!
Saiam da rua.
Çekilin yolumuzdan.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]