Translate.vc / portugués → turco / Rune
Rune traducir turco
146 traducción paralela
Eu chamo-me Rune.
Benim adın Rune.
- Rune o quê?
Rune ne?
Rune, este é Frenchy Plante.
Rune, bu Frenchy Plante.
Traga o dinheiro, Rune.
Parayı al, Rune.
Ótimo, Rune.
Olur, Rune, olur.
Bom dia, Rune.
Günaydın, Rune.
Bom dia, Rune.
Şey, günaydın, Rune.
- Então, porque está aqui? - E Rune?
Peki ya sen niçin buradasın?
- Talvez façamos parte daqui.
Ve Rune? Belki biz buraya aitiz.
Diga-me como Rune é.
Bana Rune'un nasıl biri olduğunu anlat.
Rune é meio vesgo e tem 2 polegares em cada mão.
Rune bir tür şaşı ve her bir elinde iki baş parmağı var.
Rune é bonito, eu sei.
Rune çok yakışıklı, bunu biliyorum.
Sou uma prisioneira, Rune?
Ben hapiste miyim, Rune?
Deixe a luz bem baixa, Rune.
Lambanın ışığını iyice azalt, Rune.
Segure o lampião no alto, Rune.
Lambayı daha yüksekte tut, Rune.
Rune, é melhor levar o cavalo cinza também. Assim, você e a senhorita não ficarão a pé.
Rune, yaşlı gri atı da alsan iyi olur, sen ve hanımefendi yaya kalmazsınız.
É a moça perdida?
Hey, Rune, Kayıp Bayan bu mu?
Rune disse que foi muito gentil comigo, quando me encontraram.
Rune, bulunduğum zaman bana çok iyilik yaptığınızı söyledi.
Rune e eu vamos procurar ouro e...
Rune ile ben altın çıkarmak istiyoruz, ve... Oh, anlıyorum.
Suba e veja a água.
Rune! Rune, yukarıya suyun yanına git!
Suponho que Rune esteja bem.
Sanırım Rune da iyidir.
Rune, volte ao trabalho.
Rune, işine dön.
Você pode, mas se fizer passará seus direitos para nós.
Fakat bunu yaparsam, hak Rune'la bana geçer. Anlaşmamız böyle.
Rune, venha comigo, precisamos de provisões.
Ben malzeme almağa kasabaya iniyorum. Benimle gelmeni istiyorum.
Estou aqui.
Buradayım. Rune!
Vamos até o Rune.
Rune'a... Bizi bekliyor.
Então, Rune e eu... vamos descer e comemorar.
Rune'u alacağım ve kutlama yapacağız.
Onde estão Elizabeth e Rune?
Elizabeth'le Rune nerede?
Rune é meu sócio e concorda.
Rune, benim ortağım, bana katılıyor.
Fazemos um encontro duplo com o primo Rune e tu.
Çifte randevu. Onun kuzeni Roon ve sen.
Lorelai, este é o meu primo, Rune.
Lorelai, kuzenim Roon.
Rune, esta é a Lorelai.
Roon, bu da Lorelai.
Rune, é uma senhora muito simpática.
- O çok güzel bir hanımdır.
Rune, chegaste à cidade sem avisar. Comes a minha comida, dormes no meu sofá e eu não digo nada.
Hiç haber vermeden, çat kapı geldin Yemeğimi yiyorsun kanepemde uyuyorsun, ama sana tek kelime etmedim.
Rune, por favor.
- Roon.
- O que é isso? Rune?
- Roon nedir?
Quero dizer, de onde é que vem Rune?
Roon nereden gelmiş'?
Eu referia-me ao nome "Rune".
Söyledi tabi. Ben ismini kastetmiştim.
A não ser que eu termine a sapatear o Rune, que pode ser divertido.
Tabi ben Roon'u tepelemezsem. O da eğlenceli olabilir gerçi.
- Para o Rune?
- Roon için.
- O que é um Rune?
- Roon da ne?
Quero ir embora. - Rune.
Gitmek istiyorum.
Lamento, Rune.
Üzgünüm Roon.
- Primeiro o Rune, agora estas cartas. - Tudo o que quiseres.
Önce Roon'dan, şimdi bu dört karttan.
Obrigada. O Rune soube quando fugir.
- Roon, ne zaman kaçacağını biliyormuş.
- Nada, só Rune.
Hepsi o.
A partir de hoje, temos uma nova rotina.
Rune, yeni bir düzene başlıyoruz.
Traga-me aquele lampião, Rune.
Feneri buraya getir, Rune.
Pois tortura.
Fakat öyle davranıyorsun, Rune'a, bana öyle davranıyorsun.
Tortura o Rune e a mim. Algum dia, a vida irá torturá-lo.
Bir gün, hayat ta sana aynını yapacak.
- Bem, Rune.
- Roon.