English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / portugués → turco / Ruslan

Ruslan traducir turco

68 traducción paralela
Este é o Ruslan. Gioconda...
Bu Ruslan,
Coronel Ruselin Chernovchev.
Albay Ruslan Chernovshev.
Ruslan.
Ruslan.
DRIVEN TO KILL RUSLAN
ÖLDÜRMEYE KARARLI
Ela sabia que ias ficar perturbado, mas Ruslan, ela quer que venhas.
Nasıl sinirleneceğini biliyordu, ama Ruslan, burada olmanı istiyor.
A tua filha vai ficar muito feliz, Ruslan.
Kızın çok sevinecek Ruslan.
Tem cuidado, Ruslan.
Dikkatli ol Ruslan.
Ruslan?
Ruslan mı?
Entra, deves ser o Ruslan.
İçeri gelsene. Ruslan olmalısın...
Ruslan, prazer em conhecer-te finalmente.
Ruslan, nihayet tanıştığıma sevindim.
Lembras-te das histórias que o Ruslan te costumava mandar quando eras pequena?
Çocukluğunda Ruslan'ın sana gönderdiği hikayeleri hatırlıyor musun?
O Terry vai levar-me à igreja podemos levar o Ruslan ao hotel.
Giderken Ruslan'ı da oteline bırakabiliriz.
Ruslan, conta-me o que aconteceu?
Ruslan, ne olmuş anlat bana.
És um homem perigoso, Ruslan.
Tehlikeli bir adamsın Ruslan.
Então o advogado disse que não íamos usar nenhum nome. Ruslan de L.A.
Demek avukat, isim falan kullanmayacağız diyor Los Angeles'lı Ruslan.
Por favor, Ruslan.
Ruslan. Lütfen, Ruslan.
Este é o Ruslan de quem me lembro.
Benim hatırladığım Ruslan işte bu.
Do Ruslan.
Ruslan'dan.
O Ruslan tinha uma caixa de anel... o Stephan parece bem, mas eu ouvi gritos de dentro da loja.
Ruslan'ın elinde bir yüzük kutusu vardı. Stephan iyi durumda, ama içerden çığlıklar geldi.
O Ruslan está-se a cagar para o que sei sobre ele.
Ruslan ne halt ederse, haberim olsun.
- Eu amava-a, Ruslan.
Ona manyak gibi aşıktım Ruslan.
O Ruslan revistaria o teu amigo drogado, que teria ele encontrado?
Tanrım! Ruslan senin keş arkadaşının üstünü aramıştır.
O Ruslan está nas traseiras.
Ruslan arka odada.
E então este gajo, o Ruslan?
Peki ya bu herif, Ruslan?
Escreves livros Ruslan?
Kitap mı yazıyorsun, Ruslan?
O Goldstein safou o Ruslan por uma razão, e uma razão apenas. Para que o Mikhail acabe o trabalho e o mate, e nós vamos permitir isso.
Goldstein, Ruslan'ı bir sebeple, sadece bir sebeple çıkardı - böylelikle, Mikhail onu öldürebilecekti, biz de buna razı geliyoruz.
No caso de teres acompanhado a contagem dos cadáveres... - Aposto no Ruslan.
Bu durumda, sen ceset sayılarını takip etmeyeceksin, ben de Ruslan'ın üzerine oynayacağım.
- Achas que tramou Ruslan?
- Sence, Ruslan'a tuzak mı kurdu? - Bilmiyorum.
Talvez devêssemos perguntar ao Ruslan isso, claro que primeiro tínhamos que o encontrar.
Bunu Ruslan'a sormalıyız belki de. Tabii ki, önce onu bulmamız gerekiyor.
Apenas 4 pessoas naquela sala ouviram o Ruslan dizer que aquele anel era valioso.
Ruslan'daki yüzüğün değerli olduğunu söylediğini o odada sadece dört kişi duydu.
Estou, detective, é o Ruslan.
Evet, Detektif Norden. Ben Ruslan.
O Ruslan já está lá.
Ruslan orada bile.
Estou detective, é o Ruslan.
Evet, Dedektif Norden, Ben Ruslan.
Mostra-te Ruslan, anda lutar como um homem de verdade!
Çık ortaya Ruslan. Gel de, bir erkek gibi döğüş.
Ruslan!
Ruslan!
Chama-se Ruslan Denisov.
Adı Ruslan Denisov.
Eu disse ao Ruslan que é demasiado, mas ele é um bocado melodramático, já para não dizer violento e completamente insensato.
Ruslan'a biraz fazla olduğunu söyledim ama çok duygusal olabiliyor şiddetinden ve şiddetinin saçmalığından bahsetmiyorum.
Mas, ultimamente, o Ruslan tem quebrado promessas.
Ama sonraları, Ruslan sözlerini tutmamaya başladı.
O temperamento dele custou-me a mim e aos meus parceiros mais do que vale.
Öfkesi, bana ve ortaklarıma mal oldu, Ruslan'ın değerinden fazla bu da.
Mas não irão negociar com o Ruslan Denisov e não irão negociar comigo.
Ama Ruslan Denisov ile pazarlık yapmayacaksınız ve benimle de pazarlık yapmayacaksınız.
Não contigo, com o Ruslan.
Senden değil, Ruslan'dan.
O Ruslan é um criminoso.
Ruslan bir suçlu.
Disseste ao Ruslan que havia hipótese de se abrir um inquérito.
Ruslan'a, Dışişleri Bakanlığının soruşturma fikrine açık olduğunu söylemişsin.
- Ruslan.
- Ruslan.
Ruslan, ele é mais valioso vivo do que morto.
Ruslan, hayattayken ölü halinden daha değerli.
Ruslan, há aqui uma jogada final que ainda não estás a ver.
Ruslan, bir son aşama var ve sen bunu göremiyorsun.
Podias liderar este país, Ruslan.
Bu ülkeyi yönetebilirdin, Ruslan.
Se isso acontecer, russos mortos em solo americano, vai ser muito mau para os nossos países.
Eğer bu olursa, Ruslan Amrikan topraklarında ölürse bu iki ülke için de kötü olur.
Descobriu um worm que lhe copiava o correio e o enviava para um homem chamado Ruslan Krasnov.
E - postalarını görmeden kopyalayıp Ruslan Krasnov adlı bir adama ait olan ayrı bir hesaba gönderen bir solucan keşfetti.
Não é de pensar que o Ruslan o seja, se ele vier à minha procura.
- Ruslan nasıl yapar sanıyorsun?
Onde está ela?
Ruslan'ın kızı - nerede o?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]