Russel traducir turco

Assinado Ruwssel Daves comissário pelos negócios.

Russel E. Davis Kızılderili Bürosu Meclis Üyesi. "

" O presidente ordenou que o Anzol no Céu e o programa espacial continuem sob a direcção do Dr. Russell A. Marvin.

" Başkan, Gök Kancası ve uzay programının Dr. Russel Marvin yönetiminde devam etmesini emretti.

- A mulher de Wonder Russel.

Wonder Russell'ın karısı.

Espera até sabermos porque morreu o Russell. Comandante Koenig.

En azından Russel'in neden öldüğünü bulana kadar bekleyelim.

Dra. Russel, não tenha medo.

Doktor Russell. Korkmayın.

Devias-me ter visto quando atirei o Giny RusseI para fora do ringue.

Giny Russel'ı ringin dışına fırlattığım zaman beni görmeliydin.

Relatório de estado da Base lunar Alfa. 2306 dias após a saída da órbita terrestre. Dra. Helena Russel a gravar.

Dünya yörüngesinden ayrılalı... 2306 gün oldu.

O biologista Alfred Russel Wallace, co-descobridor da evolução pela selecção natural.

Doğal seleksiyon ile evrimin kâşiflerinden biyolog Alfred Russel Wallace.

Charles Darwin e Alfred Russel Wallace.

Charles Darwin ve Alfred Russel Wallace keşfetti.

Tu és igual à tua mãe. Russel-James, toma cuidado!

Russel-James, daha dikkatli ol!

Russel, como está?

- Hey Russel, nasılsın?

Sou Russel Price.

- Ben, Russel Price.

Continuo a ter um grande defeito.

Russel biliyorsun, hala zayıf bir yönüm var.

Você é o Price, não é?

Hey, sen Price'sın değil mi? Russel?

Temos de agir com cautela com o Jazy.

Russel dinle, Jazy'ye karşı çok uyanık davranmalısın.

Já ninguém é espião. - Ele é melhor em fotos do que em palavras.

- Russel, resimleriyle konuşur.

E o Russel?

- Russel?

- Qual Russel?

- Hangi Russel?

Russel sejamos adultos.

Russel, büyü artık.

Dê-me licença. Talvez a guerra tenha acabado.

Kusura bakma Russel, ama bu savaş bitebilir.

Russel. Miss Panamá gostava que a fotografasse com o Tacho.

Russel, Bayan Panama, Tacho ile birlikte resim çektirmek istiyor.

Russel, por favor!

Russel, lütfen.

- Para falar com o Russel.

- Russel'ı görmek için.

Sabe do Russel?

- Russel'dan haber aldın mı?

Russel.

Russel!

Instalei-me na Boarding House, em Russel Square, porque era onde Parker, o vigário da nossa paróquia, estava hospedado.

Russell meydanında bir pansiyonda kalmıştım. Çünkü, semtimizin papazı Parker da orada kalıyordu.

Adeus, Russel Nash.

Elveda, Russell Nash.

- Russel Fielding trabalha aqui?

- Russell Fielding burada mı çalışır?

Ainda bem que veio.

Peder Russel burayı bize ayırdı.

Russel, é a Abby.

Russell, Abby telefonda.

Apresento-te a um bom amigo, Lord Russel do departamento do exterior.

Isabel, seni dışişleri bakanı olan iyi arkadaşım Lord Russell'la tanıştırayım. - Nasılsınız?

Não sabia que Lord Russel conhecia o meu genro.

Lord Russell'ın damadımı tanıdığını bilmiyordum.

Certo, Russell.

Tamam, Russel.

A Agência tem que sair do muro, Russell.

Teşkilat, çitten atlamak zorunda, Russel.

- É isso que achas, russell?

Düşündüğün bu mu, Russel?

Sorte a tua, Russell.

Tebrik ederim, Russel.

" Russell, tinhas tudo na mão.

" Avucunun içindeydi, Russel.

- Não vais arrepender-te, Russell.

Pişman olmayacaksın, Russel. Sen olabilirsin.

O Picasso não é meu, russell.

Benim Picasso'm değil, Russel.

Acabou, Russell.

Bitti, Russel.

Diz-se que a lista era uma deceção brilhante, impingida aos russos pelo nosso esperto Russell, que também foi quem lançou os boatos.

Söylentiye göre alış veriş listesi, zeki adam Russel tarafından Ruslara geçirilmek için hazırlanan bir yanıltmacaymış. Söylentiyi çıkaran da o.

Certo. Russel, vamos iniciar apenas o mecanismo retrosensor 32.

Tamam, ters algılayıcı bileşeni 32 ile başlamayı deneyeceğiz.

Uma carruagem capotou em Russel St.

Great Russell Sokağında bir Omnibus * devrilmiş.

Vou mudar de roupa e depois vamos a um sítio onde possamos comer.

Russel ıslandım Üstümü değişicem

O Russel manda-te cumprimentos.

Russell merhaba diyor

- Desculpe, é o Russel Nash?

Siz Russell Nash misiniz?

Lá se vai a teoria da Dra. Russell.

Dr Russel'in teorisi güme gitti.

Sra. Russel, o relatório Curtis...

Bayan Russell, Kırgız raporu bunun içinde mi?

Ele tem um dom de palavra especial.

- Russel'ın edebiyatı çok iyidir.

- Fui ver o Lord Russel.

Lord Russell'ı görmeye gittim.

- Russel Nash?

Russell Nash? - Affedersiniz?