Salazar traducir turco

- A minha mãe era uma Salazar.

- Annem bir Salazar idi.

- Sou o padre Salazar.

- Ben Peder Salazar.

Mussolini, Hitler, Salazar...

Mussolini, Hitler, Cellezar.

Salazar, Relações Públicas.

Salazar, Halkla İlişkiler.

E da próxima, apresentas-me o Salazar, está bem?

Bir dahaki sefer beni Salazar'la tanıştıracaksın, değil mi?

Se a Joyce é a mulher dele, tem que nos dar o dinheiro ou a polícia não a protege.

Salazar dedi ki eğer Joyce Crisp'in karısı ise, bize paradan haberdar etmesi lazım... yoksa polis korunması ona sağlanmayacak.

- Há quanto tempo, Mrs. Salazar?

Ne zamandır, Bn.

Há uma semana.

Salazar? Bir hafta.

Não posso obrigá-la a ficar, Sra. Salazar.

Sizi kalmaya zorlayamam Bayan Salazar.

Temos de pôr Mrs. Salazar num quarto isolado.

Lydia? Bayan Salazar'ı tecrit odasına almalıyız.

Sra. Salazar, os testes da tuberculose deram positivo.

Bn. Salazar, verem testi sonuçlarınız pozitif.

- Não, hoje, Sra. Salazar.

Hayır, bugün Bn. Salazar.

- A Anita Salazar? - Fugiu.

Anita Salazar nerede?

Sra. Salazar.

Bayan Salazar.

A minha fundação de arte acolhe a abertura da instalação do Salazar.

Sanat vakfim Salazar sergisinin açılışını yapacak.

Salazar?

Salazar?

Este é Salazar, o artista.

- Salazar. Sanatçı olan.

Têm uma obra do Salazar no quintal?

- Onun yaptığı heykel mi var arka bahçede? - Evet.

Sabe, Finkelstein, se está tão descansado acerca desse tal Salazar porque não vem à abertura?

Finkelstein. Eğer Salazar'la ilgili tamamen rahatsan neden bizimle birlikte açılışa gelmiyorsun?

Salazar, sou uma grande admiradora sua.

Slazar. Senin büyük hayranınım.

Salazar, querido, vejo que já conheceu a minha família.

Salazar tatlım. Bakıyorum da ailemle tanışmışsın.

Como posso competir contra alguém como o Salazar?

Salazar gibi bir adamla nasıl aşık atabilirim.

Tentava convencer o Salazar a entrar no autocarro mas ele quer afogar-se com o cone dele.

Salazar'ı otobüse binmeye ikna etmeye çalışıyordum. - Ama o konisiyle beraber kalmayı tercih etti.

- Boyce. - O Pico Salazar está no Café Metro.

Pico Salazar, Metro Lokantası'nda.

- O Salazar? Quem fala?

- Salazar mı?

Eles tinham sido informados por rádio que deviam vir cá apreender o Pico Salazar.

Figgis ve Boyce telsizde Salazar'ı yakalamaya geldiklerini söylemişler. Pico Salazar mı?

O Salazar escapou da prisão federal há três meses atrás.

Salazar üç ay önce federal gözetimdeyken kaçmış.

Foram informados através de um telefonema que o Salazar ia cá estar hoje.

Bir telefon mesajı Salazar'ın bu akşam burada olacağını söylemiş.

Heather Blayne Salazar.

Heather Blayne Salazar.

John Phillip McFarland, e esta mulher... Rosario Ynez Consuelo Yolanda Salazar. na comunhão do sagrado matrimónio.

Bay John Philip McFarland ve Bayan Rosario Inez Consuela Yolanda Salazar'ın kutsal evlilik bağıyla bağlanmalarına tanıklık için geldik.

Maldito sejas, Salazar.

Lanet olsun sana, Salazar.

Maldito sejas, Salazar!

Lanet olsun, Salazar!

Hei, aquele era o General Salazar?

- Hey, bu General Salazar mıydı?

E também descobrimos... que limpaste um vizinho do General Salazar.

Ayrıca anladık ki... General Salazar'ın bir komşusunu da sen avlamışsın.

Está tudo bem. Bem. Sou o teu amigo Salazar.

Salazar burada artık.

O chefe das forças anti-droga federais, General Arturo Salazar, disse na cidade do México... que a operação foi um golpe devastador para os irmãos Obregón... que assumidamente dominam o tráfico de narcóticos... na cidade de Tijuana e restante Estado da Baixa Califórnia.

Uyuşturucu ile Mücadele Güçleri komutanı, General Arturo Salazar : operasyonun amacının Tijuana bölgesi ve tüm Baja California... eyaletinde etkin biçimde uyuşturucu ticareti yapan... Obregon kardeşlerin kökünün kazınması oldugunu belirtti.

O General Salazar disse ainda que as autoridades estão a fazer horas extraordinárias... para confirmar que Porfírio Madrigal, cabecilha do rival cartel Juárez... morreu na semana passada devido a uma operação de cirurgia plástica. "

General Salazar'ın ayrıca belirttigine göre otoriteler halen... geçen hafta estetik cerrahi ameliyatında öldügü söylenen Juarez Karteli lideri Porfirio Madrigal'ın ölümünü dogrulatmaya çalışıyorlar.

E Salazar? Também lá estava Salazar?

Salazar orda mıydı?

O Salazar está a trabalhar para o cartel de Juárez.

Bu şu anlama gelir : Salazar, Juarez için çalışıyor.

É a razão pela qual interessa tanto a Salazar limpar o cartel de Tijuana.

Bu yüzden Salazar kafayı Tijuana'yı temizlemeye taktı.

O General Salazar.

General Salazar.

Tu sabes... sobre Salazar e Madrigal.

Biliyorsun... Salazar ve Madrigal hakkında.

O General Salazar foi preso.

General Salazar tutuklandı.

Pois se o Manolo não tivesse feito o que fez... não tinham apanhado o Salazar nem o Madrigal.

Eger Manolo yaptıgını yapmasaydı... Salazar ve Madrigal'e erişemezlerdi.

Godric Gryffindor, Helga Hufflepuff, Rowena Ravenclaw e Salazar Slytherin.

Godric Gryffindor, Helga Hufflepuff Rowena Ravenclaw ve Salazar Slytherin.

Salazar Slytherin queria uma selecção mais rigorosa dos alunos de Hogwarts.

Slytherin, Hogwarts'a alınan öğrenciler konusunda daha seçici olunmasını istiyordu.

Salazar Slytherin era falante de serpentês.

Salazar Slytherin bir Çatalağız'dı.

Por isso, decidi deixar um diário conservando nas suas páginas a minha pessoa aos dezasseis anos para que, um dia, pudesse impelir outro a acabar a nobre tarefa de Salazar Slytherin.

Bu yüzden ardımda günce bıraktım. 1 6 yaşımdaki halimi sayfalarına yazacak böylece bir gün Salazar Slytherin'in asil görevini başka birinin tamamlamasına olanak sağlayacaktım.

Vamos lá contrapor o poder de Lord Voldemort, Herdeiro de Salazar Slytherin, ao famoso Harry Potter.

Lord Voldemort'un gücü karşısında ne yapacağını görelim. Salazar Slytherin'in varisi, ünlü Harry Potter'a karşı.

Estas pessoas, sabes, vieram cá para ver o Angel Salazar.

Bu insanlar, bilirsiniz, Buraya Angel Salazar'ı görmeye geliyorlar.

O Salazar disse-me para te dizer.

Muhtelemen buraya yola çıkmıştır.