English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / portugués → turco / Segunda

Segunda traducir turco

18,002 traducción paralela
O Powell pensou que o Thorn era a segunda vinda.
Powell, Thorn'un Deccal olduğuna inanıyordu.
Vou sair daqui na segunda-feira.
Pazartesi'ye buradan gitmiş olun.
- Talvez a segunda seja de vez.
- 2. sefer belki daha iyi olur.
Olha, Jenna, eu estava à espera de uma segunda oportunidade.
- Jenna, dinle. Senden ikinci bir şans istiyorum.
Terás de falar com juiz na segunda-feira.
Onu pazartesi günü hakime anlatırsın.
Segunda-feira?
Pazartesi mi?
Dissemos-te para vires falar com o juiz na segunda-feira.
Sana pazartesi gel ve derdini hakime anlat dedik.
Não a vou deixar cá até segunda-feira.
Onun pazartesiye kadar burada kalmasına izin vermem.
Manda alguém da raça dela vir buscá-la na segunda-feira.
Onu çıkartmak için pazartesi günü ailesinden birilerini gönder.
- A segunda.
- İkinci kızları.
Tenho de apanhar um avião para Nova Iorque esta noite, mas farei um esboço e falamos na segunda-feira?
- Dinle... New York'a gitmek için yakalamam gereken bir uçak var. Ama bir taslak üzerinde çalışıp Pazartesi seni bulsam olur mu?
Mete a segunda assim que puderes.
Başladığın anda olabildiğince hızlı çıkmaya çalış.
Saímos na segunda-feira.
Pazartesi günü ayrıIdık.
Parece que a sua segunda visão está a 20 / 20 novamente.
Anlaşılan kehanetlerin tekrar tutmaya başladı.
- É a segunda vez esta semana.
Hadi ama, bu hafta ikinci kez böyle oluyor.
- Uma segunda oportunidade.
İkinci bir şans.
A súbita onda de perda fez-me perceber que, pela segunda vez na vida, estava morta.
Ansızın basan bu kayıp duygusu hayatımda ikinci kez öldüğümü fark ettirdi.
Da segunda vez, pensei que resolvera o enigma.
İkincisinde bilmeceyi çözdüğümü sandım.
Não é qualquer músico de segunda que faz o que tu fazes.
Hiçbir koca götlü senin yaptığını yapmaya cesaret edemez, Elvis. Hadi ama.
Quando reformei do trabalho, e da minha segunda esposa... Comprei para mim um lugarzinho engraçado em Big Bear, uma cabaninha aconchegada.
Emekli olduğumda ikinci karımla birlikte Big Bear'da ufak bir yer aldım.
Segunda opção, compre a editora e acabe com isto.
İkinci seçenek yayınevini satın alıp işini bitirmen.
- Vou na segunda.
- Tamam, pazartesi geleceğim.
Vou na segunda.
- Pazartesi geleceğim.
É simpático, mas não haverá segunda vez. Obrigada, Micks
İyi birisi ama kesinlikle bir daha randevulaşmayacağım.
Desculpe, Doc. Mas espero vê-lo no escritório, às 8h em ponto, segunda-feira.
Üzgünüm doktor, ama seni pazartesi sabahı 8'de, ofiste, jilet gibi görmeyi istiyorum.
A segunda metade da vossa formação começa agora, e não vai ser mais fácil.
Eğitiminizin ikinci yarısı şimdi başlıyor, ve hiç de kolay olmayacak.
Sobre o quê... então e o Duncan Howell, o pirata informático que me ajudou a descobrir a segunda bomba?
peki ya... ya Duncan Howell, ikinci bombayı bulmama yardım eden hacker?
Vejo-te no escritório na segunda-feira.
Pazartesi günü iş yerinde görüşürüz.
Reponha tudo na segunda-feira.
Pazartesi her şeyi geri gönder.
Talvez seja altura para uma segunda opinião.
Bence başka birine daha görünse iyi olur.
Creio que a segunda versão do meu código esteja algures no sistema de computação da Arca.
Sanırım kodumun ikinci sürümü Ark'ın bilgisayar sisteminde bir yerde.
- Sem ofensa. É só que programadores e engenheiros não criam uma segunda versão...
Alınma ama programcılar ve mühendisler genelde bir problem olmadığı müddetçe- -
Porque é que a segunda IA estaria no espaço?
Neden ikinci yapay zeka uzayda olsun ki?
Acredito que a segunda versão do meu código está algures no sistema de computadores da Arca.
Sanırım kodumun bir kısmı Ark'ın bilgisayar sisteminde bir yerlerde olmalı.
Por que é que fizeram uma segunda versão?
Neden ikinci bir versiyon yaptılar ki?
É a segunda vez que ela nos deixou à nossa sorte.
Bu ikinci kez hepimizi ölüme göndermesi oldu.
Preciso da mulher de quem fui Segunda.
Yardımcısı olduğum kadına ihtiyacım var.
A principal está dentro do prazo mas a segunda unidade está inactiva em Gallup, Novo México durante 4 dias.
Şef plana uygun gidiyor fakat Gallup, New Mexico'daki ikinci birim 4 gündür çalışamıyor.
É segunda-feira sem carne.
Bugün Etsiz Pazartesi.
Se se sabe que o Lobos está vivo, quem tentou matá-lo tentará uma segunda vez.
Lobos'un hayatta olduğu yayılırsa, öldürmeye çalışan her kimse tekrar denemeye gelecektir.
A minha mãe morreu na segunda-feira.
Pazartesi annemi kaybettim.
Não te preocupes, segunda já a tens.
Merak etme. Pazartesi sende.
Eu ouvi-te da segunda vez!
İkinci söylediğinde duymuştum!
O Bill Stearn tem uma segunda família.
Bill Stearn'ün ikinci bir ailesi var.
Os nossos filhos irão para universidades de segunda.
Bizim çocuklarımız da ikinci sınıf okullara gidecek.
Esta é a segunda parte marada.
Joey pantolonunu şorta çevirmeye karar verdi ve kesti'çünkü evin içinde yanlara rahat hareket edemediğini söyledi.
Ligo-lhe na segunda-feira.
Pazartesi ararım seni.
- Qual é a temporada? - É a segunda.
- Hangi sezon?
A segunda.
- İki. İki.
Vejo-vos na segunda.
Pazartesi görüşürüz.
Segunda tentativa.
İkinci darbe.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]