Translate.vc / portugués → turco / Sexo
Sexo traducir turco
24,753 traducción paralela
Queres sexo, ou só ficar de mãos dadas, ou assim?
Canın sevişmek mi ister, el mi tutuşalım?
Com montes de armas, sexo e drogas e personagens sombrias em biquíni?
Bir sürü silah, seks, uyuşturucu ve bikini giyen tipsizler mi?
Bem, ainda não tivemos sexo.
Şey, daha seks yapmadık.
- Ela fez sexo.
Sevişmiş.
Cavalos, viagens de ski, aulas de ténis, um intercâmbio, que deveria chamar-se "Como fazer sexo na Itália."
Atlar, kayak gezileri tenis dersler, yurtdışında sömestrlar... "İtalya'da sevişmek nasıl bir duygu?" ... demesi yeterliydi.
Sim, um pouco sobre o belo sexo, com café e conhaque.
Tabii ki kahve ve konyak içerken kadınlardan da bahsettik.
Sim, se alguma vez vamos fazer sexo, temos que fazê-lo agora.
Evet, eğer seks yapacaksak en uygun zaman şimdi.
Agora, o que - o que eu, na verdade, ia dizer é se você deseja imprimir o seu cartão de embarque no aeroporto e usar a tinta deles, em vez da nossa, mas eu prefiro que você tenha entendido... sexo.
Aslında, benim diyeceğim şey biletini havaalanında çıkarttırsan onların mürekkebini kullanmış olursun ama senin senin seksten bahsetmen hoşuma gitti.
Eu disse sexo, mas eu quis dizer sexo sem compromisso.
Seks dedim ama anlamsız duygusuz seksten bahsediyordum.
Ouvi sexo sem compromisso.
Duygusuz seks diye düşünmüştüm.
Percebo que se use sexo para vender molho picante.
Acı sosunu satmak için cinselliği kullanmanı anlarım.
O efeito do cérebro da bibliotecária esfomeada por sexo passou e perdeste o interesse?
Seks düşkünü kütüphaneci beyninin etkisi geçince ilgini mi kaybettin?
- Sexo?
- Seks mi?
Certo, não te vou dizer que és nova demais para fazer sexo, ou tu.
Size seks için çok gençsiniz falan demeyeceğim.
O sexo vende, Joanie.
Ama seks satar Joanie.
E depois, sexo da vitória. Dá cá mais cinco!
- Sonra da zafer seksi.
Porque é que não me falaste do vídeo de sexo?
Bana neden seks videosunu konusunu söylemedin?
Ainda não sabemos o sexo.
Aslında cinsiyetini henüz bilmiyoruz.
Já fez sexo com um Wookiee de peluche a olhar para si?
Doldurulmuş bir Wookiee sizi izlerken hiç seviştiniz mi?
O Donny fez sexo com um cavalo falante.
Donnie diye biri, konuşan bir atla ilişkiye girdi.
Vocês os dois andam a curtir pelo sexo?
Yoksa seks için mi takılıyorsunuz?
Você procurou vingar-se de uma ex-namorada por ela ter acabado consigo, postando um vídeo dos dois a fazerem sexo na internet sem a autorização dela.
Sizi terk eden sevgilinizden intikam almak için seks videonuzu rızası olmadan internete yüklemişsiniz.
Eu fiz... uma gravação de sexo.
İlişkiye girdiğimizi filme aldım.
Miss Gold, eu pedi-lhe para ter sexo com um agente da polícia?
Bayan Gold, gidip polis memuruyla birlikte olun dedim mi?
Eu disse-lhe... "Ei, tu vais fazer sexo com este agente da polícia e fazer uma gravação." Eu disse-lhe isso?
- Size "Gidip polis memuruyla birlikte ol sonra da videoya al." dedim mi?
A pergunta é, eu pedi-lhe para fazer sexo com um agente da polícia?
Sorum şu, size polis memuru ile gidip birlikte olun dedim mi?
E finalmente, uma prostituta que chantageou um agente da polícia com uma gravação de sexo a pedido do Sr. McBride.
Son olarak da Bay McBride'ın isteği üzerine polis memuruna seks kasetiyle şantaj yapan bir hayat kadınının ifadesine dayanarak.
Tentei drogas, bebidas, sexo. Bastante sexo.
Uyuşturucuyu, içkiyi seksi çok fazla seksi denedim.
Não, isto não tem que ver com sexo.
Biliyorsun. - Hayır. Bunun seksle alakası yok.
O sexo não era suposto estar envolvido.
İşin içinde seks olmamalıydı.
Envolveste-te numa luta ou fizeste sexo?
Bir kavgaya mı karıştın yoksa seks mi yapıyordun?
É esperto dizer isso numa noite que é a noite nacional do sexo?
Ulusal seks gecesi sayılan bir tatil günü söylenecek en akıllıca şey bu mu sence?
Com quantos homens fizeste sexo?
Kaç kişiyle seviştin?
Em vez de ajudares a nossa irmã com o orfanato, a procurar mais comida ou arranjar recursos para o inverno, andas à procura de um miúdo na esperança de voltares a fazer sexo.
Kardeşimize yetimhanede yardım etmek ya da daha fazla yemek bulmak veya kışı geçirecek daha fazla imkan bulmak yerine şu kıza yine yardım etme umuduyla hiç tanışmadığın bir çocuğu arıyorsun.
Droga, sexo, comida, álcool. Nem a magia.
Uyuşturucu, sex, yemek, içki.
Fiz sexo com todas as ninfas do reino.
Çok sıkıldım Dünya'lı. Ha! Kralllıktaki tüm perilerle seviştim.
Dez dólares, é uma mudança de sexo.
- Cinsiyet değişimi olduğuna 10 dolar koyarım.
Uns hackers entraram nos computadores de umas cem estrelas, roubaram-lhes as merdas pessoais, vídeos de sexo, fotos dos amantes...
Hackerlar yüzlerce film yıldızının bilgisayarına girmiş resmen. Kişisel bilgilerini çalmış. Seks kasetleri, âşıklarının fotoğrafları hepsini internete yüklemişler.
- Com sexo?
- Cinsel anlamda peki?
O tipo que te filmou a fazer sexo com a esposa, no verão passado.
Geçen yaz karısına çakarken seni kameraya çeken herif.
Fui para a reabilitação do sexo, no Arizona.
Arizona'da bir seks rehabilitasyon merkezine gittim.
A Cassia Beckworth confirmou que foi buscá-lo a Heath e que fizeram sexo.
- Kassia Beckworth randevuyu onayladı. Kadın onu Heath'ten almış ve yatmışlar.
A cena do vídeo de sexo, da Cara Thomas?
Cara Thomas'ın seks sitesi kayıtları. - Bıçakla tehdit olan konuşma.
Eu não gosto dessas cenas estranhas das câmaras de sexo.
Bu tuhaf kameralı seks olayıyla bağlantım yok. IP adresini evinize kadar takip ettim.
O que fizeram? Alguém tem andado a ter sexo no meu computador?
Biri benim bilgisayarımdan seks mi yapmış?
Fiz uma daquelas mijadas que são melhores do que sexo.
Seksten bile iyi olan işemelerimden birini yaptım.
O sexo é um elemento vital de uma relação amorosa.
Seks, aşk ilişkisinin hayati bileşenlerinden biridir.
Com quem é que ela faria sexo?
O kiminle sevişecek ki?
É uma coisa que acontece com frequência, Dr. Fuentes? Sim. Ou me ligam, ou fazem sexo comigo através do olhar.
Oh, evet onlar beni ya arar ya da gözleriyle aşk yaşarız senin haşin bakışlarına göre konuşursak bir kadının katil olması mümkündür
Sexo.
Seks yapmayı.
Sexo perverso?
Sapkın seks mi dediniz?