Translate.vc / portugués → turco / Sharpe
Sharpe traducir turco
242 traducción paralela
- Eh bem, Coronel Sharpe?
Peki, Albay Sharpe?
Coronel Sharpe, Há a guerra aqui bem perto.
Albay Sharpe, buradan birkaç mil güneyde devam eden bir savaş var.
As suas informações sobre Jamy só poderiam provir de Sharpe.
Jamie hakkındaki bilgiyi sadece George Sharpe'dan alabilirdin.
Poole e o seu amigo Ferguson estão mortos.
Demek Albay Sharpe, Ferguson ve sen bize oyun oynuyorsunuz ha?
Será enforcado por isso, e pelo assassínio do coronel Sharpe.
Bu sebeple seni sabah asmak zorundayım. Albay Sharpe'ın öldürülmesi olayı da.
Estas espingardas representam a força de 30 homens.
Eğer bu tüfekler Albay Sharpe'ın umduğu gibi çıkarsa Çok güçlü ateş gücümüz olacak.
Como o Sharpe, e o Tennick e tantos outros que se sacrificaram.
Albay Sharpe, Yüzbaşı Tennick ve seve seve hayatlarını feda eden diğer cesur adamlar da öyleler.
Mas o Richard Sharpe está.
Fakat Richard Sharpe uygun.
Richard Sharpe?
Richard Sharpe mı?
Deixe o Sharpe fazer o trabalho sujo todo... e o Simmerson e aquele detestável sobrinho dele ficarem com toda a glória.
Bırakalım Sharpe bütün kirli işleri yapsın... ve bütün şanı Simmerson ve o çirkin yeğeni kazansın.
O Sharpe não?
Sharpe'ı değil.
"Aquele rapaz Sharpe, Hogan, que me salvou a vida, ainda está vivo"?
"Şu adam Sharpe, Hogan, hayatımı kurtaran. Bu adam hala hayatta mı Hogan?"
"Hogan", disse ele, "diz ao Sharpe que nunca chegará a capitão estando na enfermaria". As palavras dele.
"Hogan," dedi, "Hogan, Sharpe'a söyle. he'll never make captain nursing his health." His very words.
Dá ao Tenente Sharpe uma bebida, Pat.
Teğmen Sharpe'a bir içki ver Pat.
Acima disso, destrói aquela ponte em Valdelacasa, e acredita no que te digo, serás o Capitão Richard Sharpe.
Üstüne üstlük, Valdelacasa'daki bu köprüyü yok edersen, sözlerimi bir kenara yaz, Yüzbaşı Richard Sharpe olursun.
"Hogan", disse ele, "o Sharpe vai precisar de uma companhia forte".
"Hogan," dedi, "Sharpe'ın vurucu bir bölüğe ihtiyacı olacak."
"Hogan, não importa que tenhas de ir roubar o melhor regimento do exército, mas encontra uma companhia forte para o Sharpe". Palavras do próprio.
"Hogan, ordudaki en iyi alayı çalıp çalmayacağın umurumda değil, fakat Sharpe'ın vurucu bölüğünü bul." Tam sözleri bunlar.
O South Essex, Sharpe.
Güney Essex, Sharpe.
Não vamos acabar por ser mortos... só para que o Sharpe se torne capitão.
Sharpe yüzbaşı olabilsin diye kendimizi öldürtmeyeceğiz.
Querem que o Sharpe saiba qual é o lugar dele, da mesma forma que ele conheceu o vosso quando vocês se juntaram à Infantaria?
Sharpe yerini bilsin istiyorsunuz, Tüfekli birliğe ilk katıldığınızda onun sizin yerinizi bildiği gibi mi?
Aquele é o Sharpe da Infantaria no 95.
O 95inciden Sharpe'dı. Ne?
O Sharpe é um assassino.
Sharpebir katildir.
O Sharpe teria disparado no seu olho esquerdo, um minuto depois das seis, e você passaria o dia de amanhã sem ver nada com o outro.
Sharpe altıyı bir geçe sol gözünden vurmuş olurdu. ve sen yarını diğeriyle hiçbir şey görmeden geçirirdin.
O Sharpe é um homem morto.
Sharpe ölü bir adam.
Especialidade do Sharpe.
Sharpe'ın spesiyalitesi.
Sharpe, não é?
Sharpe, değil mi?
- Tenente Sharpe, senhor.
- Teğmen Sharpe, efendim.
Com todo o respeito, Senhor Henry, a situação é que... o General Wellesley pôs o Tenente Sharpe e os homens dele à minha disposição.
Tüm saygımla Sir Henry, durum şu ki, General Wellesley Teğmen Sharpe ve adamlarını benim emrime verdi.
E há exigências de engenharia, às quais o Tenente Sharpe está pessoalmente adaptado.
Ayrıca istihkamın bazı zorunlulukları vardır ki Teğmen Sharpe bunun için özellikle uygundur.
Talvez tenha de lutar também, Sharpe.
Belki sen de savaşabilirsin Sharpe.
Meu Deus, Sharpe!
Tanrı aşkına Sharpe!
Muito prazer em conhecê-lo, Sr. Sharpe.
Tanıştığımıza çok memnun oldum Bay Sharpe.
- Espero que conheça o seu lugar, Sharpe.
- Umarım yerini biliyorsundur Sharpe.
Você sabe, Sr. Sharpe?
Siz biliyor musunu Bay Sharpe?
O que faz um bom soldado, Sharpe?
Bir askeri iyi yapan şey nedir Sharpe?
Pensa que consegue fazer melhor, Sr. Sharpe?
Daha iyisini yapabileceğinizi düşünüyor musunuz Bay Sharpe?
Pode seguir, Sharpe.
Devam et Sharpe.
Pensou que o Sr. Sharpe me tinha levado?
Bay Sharpe'ın beni alıp kaçtığını mı düşündün?
Pára de te exibir, Sharpe.
Gösterişi bırak artık Sharpe.
Capitão Leroy diga ao Sharpe para andar mais depressa.
Yüzbaşı Leroy, Sharpe'a acele etmesini söyle.
Peço desculpa por isto, Sharpe.
Kusura bakma Sharpe.
É o Sharpe!
Sharpe!
O Sharpe trouxe-se a si mesmo, senhor.
Sharpe buna kendisi sebep oldu.
Quer pagar-lhe, Sr. Sharpe?
Ona ödemek mi istiyorsunuz Bay Sharpe?
- Achas que tens o suficiente, Sharpe?
- Paran var mı sanıyordun Sharpe?
Sempre a olhar para Sharpe, a gozar contigo.
Sharpe'a gözlerini dikmesi, seni küçümsemesi.
O Sr. Sharpe tem de pagar aos empregados.
Bay Sharpe hizmetçilerin parasını ödemeli.
Sr. Sharpe.
Hey, Bay Sharpe.
Estou em dívida consigo, Sr. Sharpe.
Size borçlandım Bay Sharpe.
Cobre o meu flanco, Sharpe.
Yan kanadımı izle Sharpe.
Sharpe. Sim, senhor?
Evet efendim?